AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Denizli Özay Gönlüm Meydanı’nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada hiçbir mitingde ezbere konuşmadığına değinerek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gittiği her yerde ezberlediği nakaratı tekrarladığını, kendisinin ise konuşmalarında izleyenlerden ilham aldığını ve onlarla karşılıklı hasbıhal ettiğini söyledi.
Demokrasiye tuzak kuran savcıların dün meslekten ihraç edildiğini anımsatarak, üç partiden milletvekillerinin de verdikleri demeçlerde hükümete gelirlerse, koalisyon olursa savcıları görevlerine iade edeceklerini söylediğini anlatan Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu:
“Demek ki hepsi paralelin hizmetinde, paralelin, milletin değil. Tam da muhasebe vakti. Elif gibi durduk biz, en başından beri darbelere, vesayete karşı, milletin kaynağını hortumlayanlara, yasaklara, 28 Şubat’a karşı, 27 Nisan’a karşı, 12 Eylül’e karşı elif gibi durduk biz. Karşımıza İsrail çıktı, ‘one minute’ dedik, elif gibi durduk, Bosna’da icap etti, elif gibi durduk, kimse bizi eğip bükemedi. Denizli horozunun başı nasıl böyle dikse AK Parti’nin başı hep diktir, dik olacak. Biz hep elif gibi durduk, kimse bize şunu diyemez, ‘siz 27 Nisan’da geri adım attınız, 12 Eylül darbecilerini yargılamaktan kaçındınız, Paralelciler, Geziciler karşısında yavaş davrandınız.’ Hiç durmadık, Elif gibi…”
Kaostan, krizden beslenenler
Diğer partilerin 12 Eylül darbesine karşı çıktıklarını söylemelerine rağmen referandumda darbecilerin yargılanması düzenlemesine hayır dediklerini anlatan Davutoğlu, 27 Nisan e-muhtırasının verildiği dönemde de CHP’nin o dönemdeki genel başkanının bu muhtıraya destek verdiğini, MHP’nin ise sessiz kaldığını kaydetti.
“Bunlar hep pusuda beklerler, ‘ah bir kaos çıksa da bize iktidar görünse’ derler. Bunlar hep kaostan, krizden bir şey üretmeye çalışırlar” diyen Davutoğlu, AK Parti’nin 12 yılda girdiği tüm seçimlerden başarıyla çıktığını, bunun üzerine diğer partilerin toplanıp cephe kurmaya karar verdiğini söyledi.
Paralelcilerin de o dönemde AK Parti’nin karşısında kim kuvvetliyse onu desteklediğini dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Onu orada başaramayınca cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çatı aday çıkardılar. Ne oldu, çatı çöktü. Temeli olmayanın çatısı olur mu, milletle buluşamayanın Allah aşkına binası tutar mı? Duası olmayanın bereketi olur mu? Şimdi çatı aday dolaştı, dolaştı MHP’den aday oldu, daha sembolünü bile ifade edemiyor. Şimdi ülkücülere soruyorum, siz bu insanların peşinden gidecek misiniz? Bugün sınav anıdır. Herkes yerini, yurdunu bilecek, hepsi savruldular, dimdik duramadılar. Paralelciler darbeye kalkıştığında pusuda tilki gibi beklediler, hiçbirisi mert gibi meydanı çıkamadı, pusuda bekleyen tilkilerden bu millete hayır gelir mi? Bu millete hayır, bu milletin evlatlarından gelir. Nasıl siz parti kapatma davasında 27 Nisan’da, Gezi olaylarında, 17-25 Aralık’ta dimdik durduysanız, elif gibi durmaya söz veren Denizli, biz de size söz veriyoruz, elif gibi duracağız.”
“Aynı kaptan su içiyorlar bunlar”
Muhalefet partilerinin artık başka hesaplar içine girdiğini, artık CHP ve HDP değil, bunların bir bileşeni CHDP’nin olduğunu ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle Ege’deki ulusalcılık iddiasında bulunan CHP’li kardeşlerime sesleniyorum. Bakın HDP ne diyorsa CHP aynı şeyi söylüyor. Çünkü bunlar birbirinin ruh ikizleri. Biri Türk, biri Kürt ulusalcıları teşvik etmekle meşgul ama bir bakıyorsunuz Kılıçdaroğlu, “Diyanet’i kaldıracağım” diyor, Demirtaş “ben de öyle yapacağım” diyor. Biri imam hatipleri kapatmak için matematiksel formül üretiyor, diğeri “ben de öyle yapacağım” diyor. Biri ‘Kudüs Yahudilerin kutsal mekanı’ diyor, Kılıçdaroğlu da aynı yolda devam ediyor, ‘İsrail’de niye büyükelçimiz yok, niye dost olmuyoruz’ diyor. Al birini vur ötekine. Şimdi CHDP böyle ya MHP de pusuda aslında, HDP ile birbirlerini besliyorlar. Biri doğuda şiddet yaptıkça MHP de batıda memnun olup, prim topluyor. ‘Bakın orada tehdit var, bana oy verin diyor’. MHP burada Kürt kardeşlerimizi dışlayınca HDP diyor ki ‘bakın Kürtleri dışlıyorlar’. Birbirlerini besliyorlar. Aynı kaptan su içiyorlar bunlar.”