Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğünden 15 Eylül Dünya Prostat Günü dolayısıyla yapılan açıklamada, prostatın yaşlanmayla beraber büyüme eğiliminde olduğu, yaşın ilerlemesiyle prostat hastalıklarının artış gösterdiği belirtildi.
Prostat ve prostat hastalıkları özelinde bilinmesi gerekenlerle ilgili uyarılarda bulunulan açıklamada, “Türkiye’de erkeklerde en sık görülen ikinci kanser türü olan prostat kanserinde tarama tetkikleriyle erken tanı mümkün.” denildi.
Açıklamada, prostatın, erkek üreme sisteminde bulunan bir salgı bezi olduğu belirtilerek, şu bilgilere yer verildi:
“Sağlıklı prostat bezi, bir ceviz büyüklüğünde ve yaklaşık 10-20 miligram ağırlığında. Prostat bezinin iyi veya kötü huylu büyümesi ve prostat bezinin iltihabı (prostatit), tüm dünyada sık karşılaşılan erkek sağlığı sorunları arasında yer alıyor. Nüfusun hızla yaşlanmasıyla hem BPH (Benign Prostat Büyümesi) ve hem de prostat kanseri daha sık görülüyor. Prostat bezinin genişlemesi sonucu idrar yolunu kapatması veya sıkmasına bağlı olarak idrar yapma ile ilgili şikayetler yaşanıyor. Sık ve az idrara çıkma, gece uykudan uyanıp bir defadan fazla idrara çıkma, kesik kesik işeme, işemenin sona ermesini takiben damlama, idrar torbasının tam boşalamaması hissi, idrar kalınlığının incelmesi gibi belirtiler ortaya çıkıyor. Genellikle ilerleyici karakterde olan iyi huylu prostat büyümesinde aile hikayesi, bazı hormon dengesizlikleri, beslenme biçimleri gibi faktörler rol oynuyor.”
Açıklamada, erkeklerde sık rastlanan diğer bir prostat hastalığının da prostat kanseri olduğu vurgulanarak, Sağlık Bakanlığı Kanser Dairesi verilerine göre, prostat kanserinin Türkiye’de erkeklerde en sık görülen ikinci kanser türü olduğu ve her yıl 100 bin erkeğin 39’unda bu kanser türünün teşhisinin yapıldığı aktarıldı.
Prostat iltihabı her yaşta görülebilir
Prostat kanserinin kesin nedenleri bilinmemekle birlikte, yaş ilerledikçe riskin arttığı ifade edilen açıklamada, birinci derece akrabasında prostat kanseri görülenlerin bu kansere yakalanma riskinin daha yüksek olduğuna işaret edildi.
Ayrıca beslenme alışkanlıklarının da prostat kanseri riskini artırdığı belirtilen açıklamada, genellikle erken bir bulgusu olmayan, yavaş ve sinsi ilerleyen prostat kanserinde hekimin önereceği tarama tetkikleriyle erken tanının mümkün olabileceği ifade edildi.
Açıklamada, ilerlemiş prostat kanserlerinin erkeklerin idrar çıkışını yavaşlatabildiği ve iyi huylu prostat bezi büyümelerini taklit edebildiği aktarıldı. İdrar yapmaya başlamada zorlanma veya yapamama, az miktarda ve kesik kesik idrar yapma, ani idrara sıkışma, sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma veya ağrı, idrarda kan görülmesi, sırt bölgesi, kalçalar, uyluk ağrıları ya da hareket güçlüğü gibi belirtilerin görülmesi halinde hemen doktora başvurulması önerildi.
Prostatit olarak adlandırılan ve her yaşta görülebilen prostat iltihabının akut ve kronik olarak ikiye ayrıldığı ve sık idrara çıkma, gece idrara kalkma, idrar yaparken zorlanma, ani idrar yapma isteği ve idrar akımında azalma gibi belirtilerle seyrettiği anlatılan açıklamada, “Prostat hastalıklarına genellikle kan-idrar tahlilleri, fizik muayene ve bazı görüntüleme tetkikleri ile kolaylıkla tanı konulabiliyor. Prostat Spesifik Antijen (PSA) prostat hastalıklarında en sık kullanılan kan tetkiklerinden biri. BPH, prostat kanseri ve iltihabı prostat dokusunu etkilediğinden, kan düzeyinde artma ile karşılaşılma olasılığı yüksek.” ifadelerine yer verildi.
Açıklamara, prostat hastalıklarında, altta yatan hastalığa bağlı olarak uygun tedaviye karar verildiğine işaret edilerek, şunlar kaydedildi:
“İyi huylu büyüme söz konusu olduğunda, prostat ve çevre dokularda gevşeme sağlayıp idrar akımını rahatlatabilen, prostatın büyümesini durdurabilen medikal tedaviler, enfeksiyon-iltihap varsa antibiyotikler, antiinflamatuarlar gibi çeşitli ilaç sınıfları, kanser söz konusu olduğunda ise uygun kanser ilaçları kullanılır. Ancak bazı durumlarda cerrahi tedaviden de yararlanılıyor. Özellikle 40-50 yaş üzeri erkeklerin belirtilerin ortaya çıkması ile hekime başvurmaları gerekmekte. Periyodik PSA ölçümü ve fizik muayene gibi tedaviler erken tanıya olanak sağlar, düzenli ilaç ve diğer tedavi seçeneklerinin uygulanması ile hastalıkların ilerlemesi engellenebilir.”