Demirtaş, ancak özellikle hükümet çevrelerinin deklarasyon üzerinden bir linç kampanyası başlattıklarını belirterek, şöyle konuştu:
‘Deklarasyon, Türkiye’nin yabancı olduğu ve ilk defa yayınlanan bir deklarasyon değil. Özellikle ‘HDP değişti’ diyenler, Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasındaki hedeflerimize, söylemlerimize, vaadlerimize dönüp bir baksınlar. İkincisi, partimizin kuruluş programlarına baksınlar. HDP kurulurken, yerelden ve demokratik özerkliği parti programına almıştır, halen duruyor. DTK’nın deklerasyonu, parti programımızın bir benzeridir. Utanmadan sıkılmadan, sanki bunları HDP ilk defa söylüyormuş gibi, ilk defa telaffuz ediliyormuş ve bunlar bölücülükmüş gibi, ülkeyi bölmeymiş gibi hakaretle yaklaşanları ibretle izliyoruz. O sizin cahilliğiniz, kusura bakmayın.
BÖLÜNMEYİ ÖNLER
Bölünmeyi ve iç savaşı önleyecek, kavgayı önleyecek bir projedir. Çok kültürlü, çok dilli, çok etnisiteli, çok inançlı bir toplumuz. Sorunları yerelden çözsünler diye dediğimizde, buna bazıları demokrasi adına karşı çıkıyor. Türkiye’de aydın veya siyasetçi adı altında bu kadar cahilin var olması büyük bir talihsizliktir, bu da Türkiye’nin talihsizliğidir. Adam diktatörlüğü alkışlıyor. Köklü bir demokrasi önerisine bölücülük diyebiliyor.’
Her şeye rağmen görüşmemiz gerekir
Selahattin Demirtaş, yeni anayasa için HDP’den önce randevu isteyen, daha sonra bunu iptal eden Başbakan Davutoğlu’na tepki gösterdi. Demirtaş, ‘Randevu Sırrı Bey’den (Sırrı Süreyya Önder) mi alındı? Bizden alındı. Burada ucuz gerekçe arama var. Çay bahaneleri uyduruktur. İnsanlar bizden her şeye rağmen, çözüm bekliyorlar. Kürt sorununun çözümü ve barış için görüşmemiz gerekir, bu sert söylemlere, sokaktaki savaşa rağmen görüşmemiz gerekir. Anayasa ile ilgili görüşmek isterse bugün de yarın da görüşmeye hazırız. Biz iptal edilen randevunun yeniden gündeme alınması gerektiğini düşünüyoruz’ dedi.
Baro’ya tepki: Utanç vesikası
Demirtaş, DTK bildirisi ile ilgili bildiri yayımlayan İstanbul Barosunu da sert bir dille eleştirerek, ‘Utanç vesikası yayınladılar. Burada Baro başkanı öldürüldü, sesleri çıkmadı. Roboski katliamı oldu, gıkları çıkmadı. Biri çıktı ‘kabul etseniz de etmeseniz de rejim değişmiştir artık, Başkanlık sistemine fiilen geçildi’ dedi. Bu Barocu’ların gıkı çıkmadı’ diye konuştu.