Edinilen bilgiye göre, geçen yıl nisan ayında oynanan Galatarasay’ın Bursaspor’u 5-2 yendiği Ziraat Türkiye Kupası yarı final rövanş maçı sonrası bir grup taraftar Bursaspor yönetimini protesto etti. Çıkan olaylara polis plastik mermi atarak müdahale etti. Mermilerden biri Bursasporlu 28 yaşındaki Osman Akarsu Yılmaz’ın sağ gözüne isabet etti. Hemen hastaneye kaldırılan Yılmaz’ın sinir siyatik zarının yırtılmasına bağlı sol gözünün kör olduğu ortaya çıktı.
KÖR OLAN GÖZE 2 YIL HAPİS TALEBİ
Cumhuriyet Savcılığı’nın olayla alakalı bir yıldır süren soruşturması tamamlandı. Taraftarın gözünün kör olmasıyla alakalı Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde komiser yardımcısı olarak görev yapan A.T. ve polis memuru N.K. hakkında, “taksirle bir kişinin yaralanmasına sebep olmak” suçundan 2’şer yıla kadar hapis talebiyle asliye ceza mahkemesinde dava açıldı. Ayrıca genc taraftar, gözünün birini kaybetmesi ile ilgili avukatı aracılığıyla bin lirası maddi, 40 bin lirası manevi toplam 41 liralık tazminat davası açtı.
AMACIMIZ KÜÇÜK BİR PROTESTO GÖSTERİSİ YAPMAKTI
Hayatı kararan taraftar Yılmaz, başından geçenleri anlattı. Maçı 2-0 öndeyken 5-2 gibi bir skorla kaybettikleri için Bursaspor yönetimi protesto ettiklerini ifade eden Osman Akarsu Yılmaz, “Amacımız küçük bir protesto gösterisi yapmaktı. Her taraftarın yapmak istediği şeyleri yaptık. Yönetimi istemedik. Ama biz onları protesto ederken başkaları da bizi protesto etti. Çevik kuvvet polislerine bizim hiçbir müdahalemiz yoktu. Çevik kuvvet bize mermi yağdırdı. Üstümüze yüzer tane mermi geldi. Ama bizim onlara haksız hiçbir hareketimiz yoktu. Biz protestomuzu yapıyorduk” dedi.
ÇEVİK KUVVETİN ARTIK SAHALARDAN ÇIKMASI LAZIM
Bu sırada polisin tabancasından çıkan plastik merminin sağ gözüne isabet ettiğini kaydeden Yılmaz, “Gözümün arkasındaki siyatik zarın patlamasıyla kör oldum. Yapacak bir şey yoktu. Bursaspor Kulübü’nden maddi manevi herhangi bir destek beklemedik. Ama en azından gelip özür dilenmedi. Destek olabilirlerdi, biz bunu görmedik. Ben gözümü kaybettim. Bu durum benim hayatımda devamlı kalıcı bir şey oldu. O zamanları ben yeni evlenmiştim. Bir çocuğum vardı yeni bir hayat kurmuştum. Bir sürü masrafım olmuştu. Ben bir sene boyunca çalışmadım. Bana her yerden haciz geldi. Kimse bana destek olmadı. Pazarda limon, çay satarak bir şekilde ayakta kalmayı öğrendik. Yine maçlara da gittik. Tribünde bulunduk. Ailem maça gidiyor almam karşısında hala ders almadın mı diye tepki gösteriyordu. Ben yine olsa yine maça giderim. Ama insanlar asıl işin tribünde değil, başka yerlerde olduğunu bilmiyorlar. Anne babalar bu yüzden çocuklarını maçlara göndermiyor. Bunu Türkiye Futbol Federasyonu’nun örnek olması gerek. Çevik kuvveti artık oradan çekmesi lazım. O çocukların da maça gitmesi lazım. Ben ailemle birlikte maça gidiyordum ama artık soğuduk. Artık ailem benimle gelmiyor ama ben her zaman orada bulunuyorum” diye konuştu.
BEN BİR GÖZÜMÜ KAYBETTİM
Yılmaz iki polise dava açılmasını ise şöyle değerlendirdi:
“Bununla ilgili avukatımla birlikte uzun süre mücadele ettik. Onların ceza almasını diliyorum. Benim vicdanım asla elvermeyecek. Ben bir gözümü kaybettim. Her hafta halı sahada futbol oynuyordum yüzüme vuran ışıklardan artık görmediğimi hissettim. Sinir zarı patladığı için gözle temas yok. Görmüyorum. Tedavim sürüyor. Tekrar bir ameliyat geçireceğim”.
Mağdur vekili Avukat Serkan Silacı ise, bu dava ile alakalı iki polis bilerek ve isteyerek, bu eylemin sonucunun neler doğuracağını tahmin ederek hareket ettiklerini belirterek, “Bu sebeple suçun taksirle değil neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış kasten yaralama suçunun unsurlarını oluşturduğu kanaatindeyiz. Bu sebeple duruşmada suç vasfının değişme ihtimali yüksektir” dedi.