‘Ortadoğu’ya göndereceğiniz her silah acıyı büyütecektir’

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Ortadoğu’ya göndereceğiniz her silah acıyı büyütecektir, kanın ve gözyaşının akmasına yol açacaktır. O nedenle biz Rusya’yı da ABD’yi de uyarmak zorundayız.” dedi.

‘Ortadoğu’ya göndereceğiniz her silah acıyı büyütecektir’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Partisinin hafta sonu gerçekleştirilen İstanbul İl Başkanlığı seçimini kazanan Canan Kaftancıoğlu’na yönelik eleştiriler yapıldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Daha önceki saatlerde konuşan Genel Başkan, bizim İstanbul İl Başkanımızla ilgili bir sürü laflar etmiş. İstanbul il başkanımız onun cevabını verecek. Benimle ilgili bir şeyler söylemiş Sevgili Erdoğan, gözünü sevdiğim Erdoğan benden niye korkuyorsun? Ben korkulacak adam değilim. İki elim var, sen daha uzun boylusun. Üstelik sen kendini dünya lideri olarak tanımlıyorsun. Gel karşıma kardeşim, bana söyleyeceğini adam gibi karşıma çık, yüzüme söyle. Türkiye’nin gereksiz polemiklere ihtiyacı yok. Söyleyecek lafın varsa, bütün televizyon kanalları senin emrinde, bütün gazeteciler senin emrinde, çık karşıma kardeşim. ‘Dünyadan korkmam’ diyor, ‘Bay Kemal’ dediğinden korkuyor. Korkma sevgili Erdoğan, korkma. Gelirken doktorunu da yanına al, uzmanlarını, politikacılarını yanına al, kimi alırsan, al. Vallahi billahi tek başıma çıkacağım. Biraz cesur ol, korkma. Ben adam yemem. Efendi gibi konuşurum. Sana yarım saat versinler, on dakika bana yeter.”

“Ortadoğu’ya silah göndermeyin”

Türkiye’nin olağanüstü güzel, bir o kadar da zor bir coğrafyada yer aldığını dile getiren Kılıçdaroğlu, özellikle komşularla ilgili pek çok güçlüğün yaşandığına dikkati çekti. Başta Ortadoğu olmak üzere bölgedeki gelişmelerde petrolün etkisine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, petrolün tarihini, önemini ve üzerinde oynanan oyunları iyi bilenlerin, bölgedeki olayları da daha doğru okuyabileceğini belirtti. 

CHP olarak Ortadoğu için yapılan tüm görüşmelerin başarıyla sonlanmasını dilediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, barış ve huzurun egemen kılınması için bu tür uzlaşı arayışlarına ihtiyaç olduğunun altını çizdi. 

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün geldiğimiz noktanın, en kötü aktörlerinden ve kaybedenlerinden birisi üzülerek ifade edeyim; Türkiye’dir. Defalarca söyledik, silah göndermeyin terör örgütlerine. Silah gönderdiler. Aynı olayı şimdi Amerika Birleşik Devletleri yapıyor. Suriye’deki, Irak’taki terör örgütlerine silah desteği veriyor. Buradan uyarmak bizim namus borcumuzdur. Eğer insan kanı içmekten hoşlanıyorsanız; buyurun silah gönderin. Ama ‘İnsanlık bizim temel formumuzdur’ diyorsanız silah göndermeyin. Ne PKK’ya ne onun uzantılarına ne IŞİD’e ne onun uzantılarına ne El-Nusra’ya ne onun uzantılarına silah göndermeyin. Ortadoğu’ya göndereceğiniz her silah acıyı büyütecek, kanın ve gözyaşının akmasına yol açacaktır. O nedenle biz Rusya’yı da Amerika’yı da uyarmak zorundayız.” 

“Süleyman Şah Türbesi’ni kendi topraklarımızda yeniden kuracağız”

Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye ve Irak’ın Türkiye’nin komşuları olduğunu, onlarla kader, tarih ve kültür ortaklığı bulunduğunu kaydetti. 

Kılıçdaroğlu, hükümete de sağduyu çağrısı yaparak, Ortadoğu’da barış ve huzura ihtiyaç olduğunu, bunun da diplomasi yoluyla sağlanabileceğini ifade etti. 

“Diplomatik kanalların sonuna kadar zorlanması lazım” diyen Kılıçdaroğlu, dış politikada üç hamle ötesini düşünemeyenlerin başarılı olamayacağını, ancak diğer aktörlerin oyuncağı haline geleceğini söyledi. Türkiye Cumhuriyeti devletinin büyük bir devlet olduğunu, Suriye’de yaşananlardan ötürü kendi geleceğini güvence altına alması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, ancak iktidarın izlenen politikalara ilişkin uyarıları dikkate almadığını, bunun da yanlışlara yol açtığını anlattı.

Kılıçdaroğlu, “Geldiğimiz noktaya bakın; kendi topraklarımızdan Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırmak zorunda kaldılar.” dedi. 

Ege adalarının durumu ve Yunanistan ile yaşananlar konusundaki sorularına da yanıt alamadığını belirten Kılıçdaroğlu, kendisinin bu soruları konunun uzmanlarıyla görüştükten sonra ortaya koyduğunu, hamaset yapmadığını dile getirdi. 

Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin taşına, toprağına, çakılına, kum tanesine, biz sahip olacağız. Bir karışı teslim etmek istemiyoruz. 2019 yılında geleceğiz, Süleyman Şah Türbesi’ni kendi topraklarımızda yeniden kuracağız, yeniden götüreceğiz. Türk bayrağımızı oraya dikeceğiz. Sen cesaret edip gidemiyorsun, afra tafra atıyorsun, asıp kesiyorsun. Bunlara karnımız tok.” şeklinde konuştu.   

“Bu darbe döneminde de yargı çalışmıyor”

Her darbe döneminde iktidara muhalif olanların, gazetecilerin, yazarların, çizerlerin, sivil toplum örgütlerinin başkanlarının, milletvekillerinin hapse girdiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şimdi de 12 Eylül, 12 Mart’taki gibi olduğunu savundu.

Kılıçdaroğlu, her darbe döneminde olduğu gibi bu darbe döneminde de kişilerin savunma haklarının sınırlandığını, yeni suçların ihdas edildiğini anlatarak, bir kişiye ceza verilirken, eşine ve çocuklarına da verildiğini, pasaportlarının iptal edildiğini bildirdi.

Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Her darbe döneminde yargı çalışmaz, yargıda kaos yaşanır. Bu darbe döneminde de yargı çalışmıyor. Anayasa askıda. Mehmet Altan ve Şahin Alpay kararları… Anayasa Mahkemesi dedi ki ‘Tutuklama için yeterli delil yok bu dosyada.’ Alt mahkeme, ‘Ben, senin kararına uymam arkadaş.’ diyor. Ne için? ‘Ben, gücümü siyasi otoriteden alıyorum, sen gücünü nereden alıyorsun?’ diyor. ‘Efendim, hukuktan.’ ‘Memlekette hukuk mu kaldı sen oradan güç alıyorsun, ben gücümü siyasi otoriteden alıyorum, adın Anayasa Mahkemesiymiş, Yargıtaymış, Danıştaymış geçiniz bunları.’ diyor. ‘Saray talimat verdi, ben ona aynen uyacağım.’ Bu kararı veren hakimlere sesleniyorum, siz yarın çocuklarınızın yüzüne bakamayacaksınız. Çocuklarınız sizden utanacak adaleti katlettiğiniz, birilerine peşkeş çektiğiniz için.”

“Bu hakim bunu bilmiyor mu”

Anayasa’nın 153. maddesinde “Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, “Bu hakim bunu bilmiyor mu? Biliyor ama anayasa uygulamada değilse, hakim istediğini yazıyor, çiziyor, ‘uymayacağım’ diyor. Böyle bir sistemin içinde anayasa askıdaysa, hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur.” ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesinin kuruluş kanununda ise “Mahkeme kararları kesindir. Mahkeme kararları devletin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” dediğini hatırlattı.

Kılıçdaroğlu, şunları aktardı:

“Kimi bağlamıyor? Alt mahkemede olup, saraydan talimat alanları bağlamıyor. Çünkü hukuk çalışmıyor. Çünkü, bir darbe dönemi yaşıyoruz. Darbe dönemlerinde ne olur? Anayasa askıda olur, hukuk sistemi çalışmaz. Hakimler Savcılar Kuruluna seslenmek isterim; anayasayı dinlemeyen, Anayasa Mahkemesini dinlemeyen hakimlere siz ne yaptınız? Niye toplanmıyorsunuz? Niye karar vermiyorsunuz? Bir yerden talimat mı bekliyorsunuz? O zaman o koltukları terk edin. Adalet dağıtmayacaksanız, adalete ihanet etmeyin. Adalet dağıtmayacaksanız, adalete kast etmeyin. Adalete en büyük kötülüğü o koltuklarda oturarak siz yapıyorsunuz. Tarih bunu asla unutmayacaktır. Ya oturun adam gibi karar verin ya da o koltuklardan ayrılın.”

“Kimse moralini bozmamalı”

Bu darbe döneminde sivillere de dokunulmazlık getirildiğini belirten Kılıçdaroğlu, şiddet kullanan sivillere cezai, hukuki, idari ve mali sorumsuzluk verildiğine işaret etti.

Devletin gücünü, devlet dışı militanlara devrettiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, “Hiçbir darbe döneminde bunlar olmamıştır. İlk kez bu darbe döneminde yaşıyoruz.” dedi. 

Kemal Kılıçdaroğlu, kimsenin moralini bozmamasını isteyerek, şunları kaydetti:

“Bunları anlattım, gerçekleri anlatmak zorundayım. Bunları anlattım ama çıkış yolumuz, umudumuz var. Türkiye’yi yaşanacak bir ülke haline getireceğiz. Türkiye’yi yeniden dünyanın en saygın ülkelerinden birisi haline getireceğiz. Türkiye’yi yaşanacak bir ülke haline getirmek, bizim boynumuzun borcudur. Bu işin sağı solu, devrimcisi, ülkücüsü, Müslümanı, muhafazakarı yok, 80 milyon hep beraber bu ülkeye demokrasiyi, kardeşliği, huzuru getireceğiz. Yaşanacak bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz. Herkes düşücesini söyleyecek, herkes konuşacak. Konuşan bir Türkiye’yi ayağa kaldıracağız.”

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X