İbadi, Bağdat’taki “Dünya Gençlik Günü” etkinliğinde yaptığı konuşmada, Irak’ta yolsuzlukla ilgili sesini yükseltenlerin bu konuda “ciddi olmadıklarını” savunarak, “Yolsuzluk yapan partimden dahi olsa karşısında duracağım. İyi olan, düşmanımın partisinde olsa yanında olacağım” ifadelerini kullandı.

Reformlara tüm gücüyle devam edeceğini ve yolsuzluk yapanları “demir yumrukla” vuracağını vurgulayan İbadi, “Dürüst olmam gerekiyorsa reform süreci kolay olmayacak ve acı olacak. Yolsuzluk yapanlar rahat durmayacak. Çıkar ve imtiyaz sahipleri bu imtiyazları için savunmaya geçecek ve bazıları bunun için savaş bile verecek. Atacağım her adım tahrip edilmeye kalkışılacak. Bazıları her türlü engeli koymaya çalıştı. Buna rağmen Meclis’e reformları onayladığı için teşekkür ediyorum.”

“Yolsuzlukla mücadele ve buna bulaşanları ifşa etmek için sonuna kadar mücadele edeceğini” belirten İbadi, bunun “vatani görev” olduğunu ve “yolsuzluklarla mücadelede illa da anayasa veya hukuka ihtiyaç bulunmadığını” söyledi.

İbadi, şöyle devam etti:

“Gelecekte yetki alıp ülkemiz anayasasını değiştirmeyi umuyorum, bu da mümkün. Aceleyle yazılan ve rasyonel bir şekilde pişirilmeyen bazı maddeleri kaldırabiliriz. Geçmişteki hataları da düzeltebiliriz. Irak’ta Şii, Sünni, Kürt, Türkmen, Hıristiyanlar ve Yezidiler var bununla da onur duyarız fakat devletteki yetki makamlarını liyakat yerine bu esaslara (etnik ve mezhep) göre dağıtma hakkını nereden aldık? Siyasi süreç neden bu yanlış yönde ilerledi. Hükümeti kurma sürecinde ‘hizipleşme’ esasına dayalı anlaşma olmadan hükümeti kurma imkanım yoktu. Bunu reddettim ama son günlerde cebimde iki mektup taşıyordum birisi hükümeti kurma hitabı diğeri de halktan özür dileme hitabıydı. Çünkü bazı grupların taleplerini onaylamam isteniyordu. Bunun da benim hakkım olduğunu düşünmüyordum. Ben vatanın hakkından taviz verme yetkisi almadım hükümet kurma yetkisi almıştım o vakit.”

“Haşdi Şabi’yi siyasetten uzaklaştırmamız gerekir”

Şii milislerden oluşan Haşdi Şabi’yi siyasetten uzaklaştırmak gerektiğini dile getiren İbadi, “Savaşçıları siyasi çatışmalarda kullanmamamız gerekir. Bu savaşçılar, herhangi bir parti ya da oluşuma aidiyetinden değil, vatan ve halka bağlılığı ve merciin (Sistani) çağrısı üzerine savaşmaya başladı. Merciin çağrısı tüm Iraklılara yönelikti” dedi.

Başbakan İbadi, Iraklı güçlerin “yüksek moral” taşıdığını savunarak, “DAEŞ büyük hezimet içerisinde ve ona katılan savaşçılar savaşamaz durumdalar. DAEŞ, suç ve terör olaylarında güçlüdür fakat güçlerimizin karşısında savaşamaz. Açıkça söylüyorum, ‘DAEŞ’i Irak’tan püskürtmenin vakti çok yakındır” diye konuştu.

Ekonomik kriz

Irak’ın bu yılki bütçesinin geçmiş yılların yarısından daha azını oluşturduğunu söyleyerek, “Ülke olarak savaş halindeyiz ve bu savaşın bütçesi sadece askerlerin maaşından ibaret değil” diye konuştu.

Ülkedeki gösteriler

İbadi, ülkedeki hizmet aksaklıklarını protesto etmek için sokağa çıkan göstericileri desteklediğini ifade ederek, “Bazılar göstericilerle güvenlik güçlerinin karşı karşıya gelmesini istiyor buna dikkkat etmemiz gerekiyor. Göstericileri korumak için cepheden askerleri çekip kentlere yerleştiriyorum” diye konuştu.

“Türkiye’nin DAEŞ’e karşı tutumuna iyimserim”

Türkiye’nin DAEŞ ile savaşma tutumuna karşı iyimser” olduğunu belirten İbadi, şunları kaydetti:

“Türkleri DAEŞ’e karşı daha güçlü savaşma ve örgütü bitirmeye davet edeceğim. Türkiye komşumuzdur ve bu komşu ülkenin Irak’ın egemenliğine saygı duyması gerekir. Irak topraklarını bilgimiz dışında bombalaması ve bunu haberlerden duymamız doğru komşuluk ilişkisi değil. PKK ile sorunları varsa, PKK Irak’ta var ama Türkiye’de faaliyet gösteriyor ve orada yaptığı şiddet eylemlerinden biz sorumlu değiliz. Türkiye içerisinde muhalif örgütlenmeler var neden kendi köylerini bombalamayıp Irak’taki köyleri bombalıyorlar. Bu kabul edilemez. Ben Irak’ın başbakanıyım tüm Iraklıları korumam gerekiyor. Hristiyan köyleri vurdular ve ölenler de oldu. Aynı zamanda tarım ve hayvancılık alanlarını tahrip ettiler. Irak tüm bölgeyle birlikte ilerleme katedebilir. Bölgenin çıkarı için bize karşı olan ülkelere el uzatıyorum. Dış politikamız kimsenin iç işlerine karışmama üzerine kuruludur. Ümmetin çıkarı için tüm bölge olarak birlikte çalışmamız gerekir.”