Bursa Emir Sultan Meydanında Bursa Büyükşehir belediyesi tarafından düzenlenen iftara Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ve çok sayıda vatandaş katıldı.
İftar programının ardından vatandaşlara seslenen Kurtulmuş konuşmasında, “Kimisi iftar sofrasına nereden düşeceğini bilemediği bombalardan çocuklarını, eşini, dostunu kurtarma telaşıyla iftarını açıyor, kimisi bu kadar dahi şanslı değil. Örneğin 2015’in ramazan ayında bile Doğu Türkistan’da Uygur Sincan Bölgesi’nde Müslüman öğrenciler ve devlet memurları oruçlarını tutamıyor, zorla oruçları açtırılıyor ve zorla oruçları bozdurularak, devlet zoruyla oruç tutmalarına izin verilmiyor. Böyle bir çağda en temel özgürlük olan dininin yaşama özgürlüğünü dahi ellerinde bulunduramıyor. Filistin’de, Suriye’de birçok başka yerde insanlar, zulüm içerisinde inim inim inliyor. Filistin’de akşamları camilere hala kontrolle giriliyor. Dünyanın birçok yerinde açlık, kıtlık, zulüm, işkence altında Müslümanlar sadece Müslüman oldukları için muhatap oldukları bu zorluklara göğüs germeye çalışıyor. Mısır’da darbe sonucu hapse konulan yüzlerce insan hakkında idam cezası verildi. Onlar da bu zulmü bertaraf etmenin yollarını arıyor. Allah’a ne kadar şükretsek azdır. Sadece Türkiye’de Müslümanlar huzur içinde iftarlarını, sahurlarını yapıyor. ’Allah bu huzurumuzu bozmasın, bozdurmasın, bozmak isteyenlere de fırsat vermesin, göz açtırmasın’ diye dua ediyoruz. Ancak bu huzura, sükuna, güvene, bu imkanlara sahip olmak, aynı şekilde şükretmemizi de gerektiriyor. Türkiye’nin, burada sahip olduğumuz imkanların, nimetlerin kıymetini iyi bilmemizi gerektiriyor. Suriye’de yaklaşık 2 milyon insanın savaşlardan kaçarak, 2010’dan beri Türkiye’ye sığındı. Başka ülkelerden gelen tüm insanların Türkiye’deki sofralarda doyuyor. Bir an için düşünün Allah muhafaza Türkiye de aynı durumla karşı karşıya kalsa acaba biz nereye gideriz, nereye göç ederiz, bize kim imdat elini açabilir? Allah muhafaza. Fert fert, inançlarımız, dayanışmamız bakımından güçlü olmak zorundayız. Her birimiz, diğerimizi kardeş olarak bilmek, kucaklamak, kucaklaşmak durumundayız. Dünya Türkiye’nin gözünün içine bakıyor. Bu sofralar sadece kendi sorumluluğumuz değil, bütün Müslüman ümmetin sorumluluğunu hatırlama imkanını bize veriyor. Kendimizi düşündüğümüz kadar en uzak noktalardaki insanları da düşüneceğiz” dedi.