Netanyahu ABD’yi ikiye böldü!

Netanyahu’nun ABD Kongresi’nde yaptığı konuşman, ABD yönetimiyle Kongre arasındaki görüş ayrılıklarını ortaya çıkardı.

Netanyahu ABD’yi ikiye böldü!

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ABD Kongresi’nde yaptığı konuşmanın,  ABD yönetimiyleKongre arasındaki görüş ayrılıklarını ortaya çıkardığı ve İran ile varılabilecek bir anlaşmanın Kongre’de onaylanmasının kolay olmayacağını gösterdiği ileri sürüldü. 

Netanyahu’nun ABD Kongresi’nde İran ile P5+1 ülkeleri (ABD, Fransa, İngiltere, Çin, Rusya ve Almanya) arasında devam eden müzakereleri hedef alan konuşması, politikacılar ve uzmanlardan farklı tepkiler aldı.

Demokrat Partili yaklaşık 60 Kongre üyesi, Netanyahu’nun Başkan Barack Obama’nın İran politikalarını eleştirdiği konuşmasını boykot ederken Cumhuriyetçi siyasetçiler İsrail başbakanına verdi. 

Demokrat Partili üyelerden sert tepki

Netanyahu’nun konuşmasına en sert tepki verenlerden biri, Demokrat Parti’nin önde gelen temsilcilerinden Nancy Pelosi oldu. Pelosi, Netanyahu’nun Kongre’de yaptığı konuşmada ABD istihbaratını aşağıladığını savundu. 

Pelosi, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail-ABD ilişkilerine değer veren bir siyasetçi olarak Netanyahu’nun konuşması sırasında “ağlamanın eşiğine geldiğini vurgulayarak “Netanyahu’nun, ABD’nin istihbarat birimlerine hakaret etmesine üzüldüm. İran ile P5+1 ülkelerinden biri olarak müzakere yürüten ABD’nin, nükleer silahların yaygınlaşmasına karşı mücadeleye bağlılığının küçümsenmesi üzüntü verici” ifadelerini kullandı.

Temsilciler meclisi’nin Demokrat Partili üyesi ve sivil toplum lideri John Lewis de ABD Kongresi’nin “İsrail siyasetine malzeme” edilmesine tepki gösterdiği açıklamasında, “Utanmalısınız. Temsilciler Meclisi, yabancı bir liderin yeniden seçilmesi için araç olarak kullanılmamalıydı” dedi.

 

“Netanyahu’yu ağırlamak onur”

Cumhuriyetçi Parti’den Steve Scalise ise Netanyahu’ya destek verdi. Netanyahu’nun endişelerini paylaştığına işaret eden Scalise, halen sürmekte olan müzakerelerin İran’ı engelleyemeyeceğini savundu.

Cumhuriyetçiler ve Demokratlar olarak birlik içinde olduklarını dünyaya gösterdiklerini ve İsrail’in güvenliğine verdikleri önemi yansıttıklarını belirten Scalise, “Netanyahu’yu Kongre’de ağırlamak bir ayrıcalık. O’nu ağırlayan komitede yer almaktan onur duydum” ifadelerini kullandı.

“Netanyahu, Ortadoğu’daki bazı gerçekleri abartan bir retorik kullandı” 

Notre Dame Üniversitesi Tarih Fakültesi İslam Araştırmaları Bölümü ve Kroc Enstitüsü Uluslararası Barış Araştırmaları’ndan Prof. Dr. Ebrahim Moosa, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun konuşmasını ABD-İsrail ilişkilerinde bir dönüm noktası olarak niteledi ve iki ülke ilişkilerinin uzun vadede zarar görebileceğinin işareti olabileceğini belirtti.

Netanyahu’nun konuşmasının iç politikaya yönelik hamleler de içerdiğini kaydeden Moosa, “Birçok kişi bunu, Netanyahu’nun Filistinlilerle barış anlaşması sağlanması için yapılan baskının azaltılması için kullandığı bir strateji olarak görebilir.  Netanyahu konuşmasında,ABD siyasetine ve geniş bir kitleye endişe verici bir tablo çizmek için Ortadoğu’daki bazı gerçekleri abartan bir retorik kullandı” dedi.

Netanyahu’nun konuşması, İran ile yapılabilecek geçici anlaşma konusunda hükümetin bölündüğünü gösteriyor

Washington’da yeni kurulan Küresel Politika Enstitüsü (Global Policy Institute) Ortadoğu Uzmanı Dr. Walid Phares de “İsrail Başbakanı’nın konuşması, Washington’da İran ile yapılabilecek geçici anlaşma konusunda hükümetin bölündüğünü gösteriyor” dedi. 

Kongre’deki bölünmüşlüğün Başkan Obama’nın İran ile anlaşma yapmasını zorlaştıracağını vurgulayan Phares, bunun Washington’daki dış politikayı daha da karmaşık hale getirebileceğini kaydetti.

İran ile yapılacak bir anlaşmanın Kongre’de onaylanması konusunda sorun yaşanabileceğine dikkati çeken Phares, “Dış politikaya ve müzakerelere önderlik etse de Başkan Obama, Kongre’nin anlaşmayı onaylamasına ihtiyaç duyacak. Kongre’de çoğunluk olmadan Netanyahu davet edilemezdi” dedi.

Obama ile Netanyahu arasındaki gerginliğin iki ülke ilişkilerini fazla etkilemeyeceğine işaret eden Phares, ” ABD yönetimi ileNetanyahu hükümeti arasındaki ilişkilerin düşük seviyede kalacağı öngörülüyor. Fakat iki ülke arasındaki küresel ilişkiler daha öncesinde olduğu gibi devam eder” diye konuştu.

“Yasa dışıl yerleşimler de güvenlik tehdidi”

Merkezi New York’ta bulunan İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden (HRW) Bill Van Esveld, makalesinde Netanyahu’nun İsrail’in güvenliği konusunda İran’ı öncelikli tehdit olarak gösterdiğini belirterek, “İsrail’in güvenliği için kaygılanan Cumhuriyetçi ve Demokrat siyasetçiler, İsrail’in yasa dışı yerleşim birimleri kurmasının hem Filistin hem de İsrail halkı için güvenlik tehdidi olduğunu farketmeliler” ifadelerini kullandı.

İsrail’in Batı Şeria’daki sert politikalarını “güvenlik” gerekçesiyle meşrulaştırmaya çalıştığına dikkati çeken Esveld, Netanyahu’nun göreve gelmesinin ardından bölgede 10 binden fazla konut inşasına başlandığını vurguladı.

İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD Kongresi’nde yaptığı konuşmada, P5+1 ülkelerinin İran’la müzakere ettiği anlaşmanın “kötü bir anlaşma” olduğunu savunarak, “Onsuz daha iyi oluruz” demişti.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X