Başbakan Ahmet Davutoğlu, İsviçre’nin Davos kasabasında bu yıl 46’ncısı düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) ikinci gününde ‘Türkiye’nin Küresel Rolü” genel oturumundaki konuşması öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, Davos’un her yıl kapsamlı bir gündeminin olduğunu, bu yıl da mülteci krizinden terörizme ve küresel ekonomik krize pek çok önemli konunun ele alındığını söyledi.
Bu sabah Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile İstanbul’da düzenlenecek Dünya İnsani Zirvesi ile ilgili bir görüşme gerçekleştirdiğini belirten Davutoğlu, Türkiye’nin dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke olduğunu ve mülteci krizinin hem Türkiye’yi hem uluslararası toplumu yakından ilgilendirdiğini ifade etti.
“Müttefikler arasında baskı olmaz”
Bir gazetecinin “Sınırlarınızı daha iyi korumak için ABD Türkiye’ye baskı yapıyor mu?” sorusuna Davutoğlu, şöyle cevap verdi:
“Müttefikler arasında baskı olmaz. Türkiye ve ABD arasında terörle mücadele ve Suriye ve Irak’taki krize siyasi çözüm bulunması konularında çok yakın bir işbirliği var. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden da cumartesi Ankara’da olacak ve bu işbirliği devam edecek. Çünkü Suriye ve Irak’taki bütün istikrarsızlığın bedelini Türkiye ödüyor özellikle de BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Suriye’deki başarısızlığı yüzünden. Mülteciler Türkiye’ye geliyor ve terör Türkiye’yi tehdit ediyor. Bizim uluslararası topluma Suriye’de krizin çözülmesi için baskı yapma hakkımız var ancak hiç kimsenin Türkiye’ye baskı yapmak gibi bir niyeti yok. Türkiye ve ABD arasında iki müttefik ülke olarak sadece işbirliği ve stratejik dayanışma olur.”
“Bu üslubu şiddetle kınıyorum”
Başbakan Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sözleri hakkında ise şunları söyledi:
“Kılıçdaroğlu, yurt dışında Türkiye karşıtlarına malzeme vermek yerine Türkiye’de kendi vizyonunun ne olduğunu, kendisinin ne düşündüğünü seviyeli bir şekilde anlatmakla mükelleftir. Hem bu üslubu şiddetle kınıyorum, hem de bu konuda her zaman Cumhurbaşkanlığına, Cumhurbaşkanımıza ve devletimizi temsil eden bu makama sahip çıkacağımızın, bunun için gereken her türlü çabayı göstereceğimizin ve gereken adımları atmak konusunda hiç tereddüt etmeyeceğimizin de bilinmesini isterim.”