‘Mutlu bir Türkiye çok zor değil’

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Temel amacımız; mutlu, huzurlu, herkesin işinin ve aşının olduğu bir Türkiye. Bu çok zor değil” dedi.

‘Mutlu bir Türkiye çok zor değil’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, temel amaçlarının “mutlu, huzurlu, herkesin işinin ve aşının olduğu bir Türkiye” olduğunu belirterek, “Bu çok zor değil. Devleti yöneten kişinin akılcı politikalar üretmesi halinde, bu tür sorunları çözersiniz. Çözen ülkeler var” dedi. 

Kılıçdaroğlu, Beşiktaş’taki Four Seasons Hotel’de düzenlenen ve 35 ülkeden iş adamları, politikacılar, bilim adamları, diplomatlar ve akademisyenlerin katılımıyla gerçekleşen Dünya İş Konseyi Liderler Konferansı’na katıldı. 

Burada katılımcıların sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Dünyaya entegre olmaktan bahsederken YÖK’ün denklik ve yurt dışı eğitim politikalarını yorumlar mısınız?” şeklindeki soru üzerine, “CHP iktidarında, YÖK diye bir kurum olmayacak. Bütün üniversiteler bilgi üretecek. Üniversiteler özgür ve özerk olacak” ifadelerini kullandı. 

Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin gelir dağılımı adaletsizliği, ne zaman düzelir?” sorusuna karşılık, gelir dağılımında artan farkı konuşmasında dinleyicilerin bilgisine sunduğunu belirterek, vergi politikalarıyla, kamu harcamalarıyla ve sosyal destek programlarıyla gelir dağılımında düzenleme yapmanın mümkün olduğunu, bir ülkede işsizlik, yoksulluk, açlık ve sefalet varsa o ülkede barışın ve huzurun sağlanamayacağını söyledi. 

“Temel amacımız; mutlu, huzurlu, herkesin işinin ve aşının olduğu bir Türkiye. Bu çok zor değil. Devleti yöneten kişinin akılcı politikalar üretmesi halinde, bu tür sorunları çözersiniz. Çözen ülkeler var. Yeniden bulacağımız bir mucize değil bu. Vergi politikasını, bütçe politikasını, sosyal destek programlarını buna göre yaparsınız, bütün yoksul yurttaşları sosyal destek programları kapsamına alırsınız” diyen Kılıçdaroğlu, 4 yıllık CHP iktidarında Türkiye’de yoksulluğun sıfırlanacağını anlattı.

“Sosyal devlet olgusu, toplum belleğine yerleştirilmeli” 

Kılıçdaroğlu, CHP’nin sosyal politikaları hakkındaki bir soruya karşılık, sosyal devlet olgusunun çok daha fazla tartışılması ve toplumun belleğine yerleştirmeleri gerektiğini kaydetti. 

Sosyal devletin tarifini yapan Kılıçdaroğlu, “Sosyal devlet şu; işçisi de işvereni de örgütlenecek. Belli amaçlar çerçevesinde, insanlar bir araya gelip sivil toplum örgütleri kuracak. Bir kişi işsizse, devlete dönüp ‘benim işsizliğimi sen gidermek zorundasın’ deme hakkı olan devlettir sosyal devlet. Eğer bir aile yoksulsa iktidara, hükümete, devlete dönüp ‘Benim açlığımı gidermek zorundasın sen ey devlet’ deme hakkına sahiptir. Bu hak, yurttaşın elinden alınmış durumda. Neden? Çünkü hükümetin yaptığı yardımlar, sosyal devletin gereği olarak algılanmıyor” diye konuştu. 

“İktidarda olanlar bu yardımı sanki ceplerinden yapıyorlarmış gibi bir algıyı yaratıyorlar. O algı toplumda beslenerek büyüyor” diyen Kılıçdaroğlu, yardımların vatandaşların vergisinden yapıldığını dile getirdi. 

Vatandaşın ödediği verginin nereye harcandığını soramamasının sosyal devletin güçlenmesinin önünde engel oluşturduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Benden vergi alınıyorsa o verginin hesabını iktidar vermek zorundadır. Ödediğim verginin hesabını soramıyorsam, o ülkede demokrasi henüz oturmamış demektir. Sosyal devlet, bu açıdan çok ama çok önemli” dedi.

Kılıçdaroğlu, sosyal devletten sendikaların söz etmediğini, sivil toplum örgütlerinin, aydınların, köşe yazarlarının, üniversitelerin arzu edildiği kadar bahsetmediğini anlatarak, “Eğer sosyal devleti ve onun gereklerini bu topluma yeteri kadar anlatabilirsek farklı bir dünyayı hep beraber inşa etmenin yollarını aşacağız. Sosyal devlet, çok önemli bir kavramdır. Sosyal devlet, halkına hesap veren devlettir. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği Türkiye, sosyal devleti güçlü bir toplum demektir. Hepimiz bu konuda çalışacağız” değerlendirmesinde bulundu. 

“İnsani gelişmişlik endeksinde ilk 20’ye girmemiz lazım”

“İktidarda olsaydınız neyi farklı yapardınız?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün olmadığı bir ülkede gelişme olmayacağını, gelişmişliğin sadece kişi başına düşen gelirle ölçülemeyeceğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“İktidarın hedefi; ilk 10’a girmek. Biz ‘İlk 10’a girmek yeterli değil. Ayrıca insani gelişmişlik endeksinde ilk 20’ye girmemiz lazım’ diyoruz. Yani 20 yılda bizim en az 40 basamak yükselmemiz gerekiyor. İnsani gelişmişlik endeksinde gerilerdeyseniz sizin demokrasinizin adı hibrit demokrasi, yarım demokrasi oluyor. Bu ülkenin insanına bu yakışmaz. Biz olsaydık şayet iktidarda, emin olun bizim üniversitelerimiz dünyanın en saygın üniversiteleri arasında girmiş olurdu. En az 10 üniversite. Çünkü o üniversiteler özgür, özerk olacaktı. bilim, bilgi üreteceklerdi. Baskı altında olmayacaklardı. Her türlü düşüncenin özgürce konuşulduğu kurumlar olacaktı.”

Kılıçdaroğlu, bir iş adamının Türkiye’de çip üretmek istediğini ve bunun için bir milyar dolara ihtiyacı olduğunu dile getirerek, “Ben başbakan olsaydım bu parayı gözüm kapalı verirdim. Türkiye çip üretmeli, yüksek teknolojiye geçmeli. Eğer siz katma değeri yüksek ürün üretmiyorsanız başarılı olma, rekabet etme şansınız sıfır” diye konuştu. 

Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin 2023, 2071 gibi hedeflerini de eleştirdi. 

“Dört yılda Türkiye’nin kaderi değişir”

Kılıçdaroğlu, dünyada teknolojik gelişmelerin çok hızlı ilerlediğini aktararak, Türkiye’de üniversitelerin, bilimin dışladığını, eğitimin ortaçağ düzeyine indiğini, çocukların denek olarak kullanıldığını ileri sürdü.

İş dünyasına seslenen Kılıçdaroğlu, “Eğer bu politika ve bu iktidar böyle giderse, yakın bir gelecekte, siz ancak üçüncü dünya ülkelerinin talep ettiği ürünleri üretebilir ve ancak onlara pazar bulabilirsiniz. Bu düşünce beni ürkütüyor. Bu süreç de beni ürkütüyor” ifadelerini kullandı. 

Devletin kin, öfke, duygu ile değil akıl ve mantıkla yönetileceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, önyargı ile insanlara yaklaşılamayacağını, kişinin eksikliğini bir başkasını dinleyerek tamamlayabileceğini bildirdi. 

Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin 1980’lerde ekonomik açıdan 14 olan dünya sırasının şu anda 19 olduğunu savunarak, böyle giderse ilk 20’den çıkılacağını anlattı. 

Yabancı sermaye girişinin az olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bizim vizyonumuz, Türkiye’yi bilgi toplumuna çağıran vizyondur. 21. yüzyılda ciddi bir atılım yapmak isteyen Türkiye’nin vizyonudur. Türkiye, sorunlarını çözme ve aşma kabiliyetine sahip. Bunun için bilgi de birikim de insan da siyasi parti de var. Gelin bu seçimlerde tercihlerimiz doğru kullanalım. Gelin bir 4 yıllık fırsat verin. 44 yılda Türkiye’nin kaderi değişir, Türkiye çağ atlar” şeklinde konuştu. 

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X