Müezzinoğlu, Ömer Kahraman Belediye Düğün Salonu’nda düzenlenen AK Parti Gemlik İlçe Danışma Meclisi Toplantısı’nda, her zaman milletin hayalleri, değerleri ve ortak hedeflerinin yolculuğunu yaptıklarını, bunu hep beraber sürdüreceklerini söyledi.

 

Diktatörlük özlemindekilerin, 15 Temmuz’da darbe senaryoları yazanlar olduğunu belirten Müezzinoğlu, “Bu ülkenin kaderiyle oynamak isteyenler, bu ülkede demokrasi istedikleri için değil, demokrasi olduğunda bu millet çok hızlı koşuyor, çok büyük hedeflere gidiyor diye ‘Bu ülkede demokrasi oyunu oynanmalı ama demokrasi, milli irade olmamalı. Sandık kim oluyormuş? Millete bir yalan veririz, yüzde 90’ı biz yönetiriz’ diyen bir anlayışıyla hareket etti.” ifadelerini kullandı.

 

Bakan Müezzinoğlu, şöyle devam etti:

 

“Ne zaman milli irade biraz güçlü oldu, Menderes’i, Polatkan’ı, Zorlu’yu idama götürdüler. Diktatör bozuntularını destekleyen, diktatör zihniyetli, “medeniyim” diye geçinen Avrupa ve Amerika’nın esasında hangi diktatörlerin arkasında, nasıl durduğunu artık dünya da görüyor, 80 milyon Türk milleti de görüyor. Bu ‘diktatör’ dediğiniz Recep Tayyip Erdoğan, milletten başka hiç kimseye güvenmedi. BM’de size ‘Dünya beşten büyüktür’ derken de insanlıktan ve insanlardan başka kimseye güvenmediği için size bu cümleyi söyleyebiliyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatında, millete güvenmekten, inanmaktan Rabb’ine yaslanmaktan başka asla bir yolculuk yoktur.”

 

“Zalime rıza, millete zulümdür”

 

Sınır ötesinde terör örgütleriyle mücadeleyi sürdüreceklerini dile getiren Müezzinoğlu, “Ülkemizi tehdit eden sorunlarla ve terör örgütleriyle mücadelemizi yapacağız. Kendimize ve liderimize güveniyoruz. Bu ülkenin, 80 milyonun değerlerine ve mayasına güveniyoruz. Bu maya, bizi yanıltmadı ve her zaman bütün zorlukları bu milletle beraber aştık.” diye konuştu.

 

Demokrat geçinip de “Darbe neden olmadı” diye üzülenler bulunduğuna işaret eden Müezzinoğlu, şunları kaydetti:

 

“Darbe olmadı diye üzüldüler. Bir ay sonra ‘Biz onu öyle anlamamıştık, biz onu yeni yeni fark ettik’ diyor. Onlar, 241 sivil şehidi, 241 gün sonra ancak anlayacak. Artık mecburiyetten anlıyorlar. ‘Parmak gözünün içine’ der gibi giriyor gözlerinin içine. Bu milletin o asil duruşunu kapatabilecek, kamufle edebilecek herhangi bir düşünce bulamadılar. Sağ olsun bugünlerde tam onlar darbeyi anlarken Sayın Kılıçdaroğlu, anlamamaları için yeni malzemeler çıkarmaya başladı. Geçtiğimiz günlerde diyor ki ‘Siz şunları şunları hapse atarsanız darbe girişiminin haklılığını ortadan kaldırırsınız. FETÖ ile ilgili operasyonları yapmayın ki Avrupa, darbe girişimini anlasın’ imiş. 241 şehidin hak ve hukukunu, belki de birçoğu ömrünün sonuna kadar hayatını engelli yaşayacak o gazilerin hak ve hukukunu kim koruyacak? FETÖ’ye borazanlık yapmış, destek vermiş, PKK’ya destek veriyor. Bunların bir kısmı mağdurmuş. Mağdur olanlara kapımız da gönlümüz de açık diyoruz. Değerlendirme yapıyoruz, iadesi gerekenleri iade ediyoruz ama hakkedeni de cezalandırmazsak zalime rıza, millete zulümdür. Biz, bu millete zulmedemeyiz. Batı’nın eline sanki darbeyi meşrulaştırmak için bunu Batı’ya anlatamayız gibi… Bu darbenin Batı’ya anlatılamayacak bir yönü yok. Ancak haine, kalleşe ve bu milletin düşmanlarına anlatamayız, anlamak istemedikleri için.”

 

“Yeni stratejik oyunlar oynamaya çalışıyorlar”

 

Müezzinoğlu, “Biz iktidarız. CHP’li, MHP’li kardeşlerimizin de iktidarıyız. 80 milyon, ‘vatan’, ‘bayrak’, ‘kardeşlik’, ‘Bu milletin kaderini paylaşıyorum’ diyen kim varsa onun iktidarıyız ve onun yarınlarını bugünden daha iyi yapmak, bizim boynumuzun borcu.” değerlendirmesinde bulundu.

 

Millete hainlik yapanları tasfiye ettiklerini vurgulayan Müezzinoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

 

“Şimdi görüyoruz ki yine dünyaya yön veren o büyük kuruluşlar, yeni yeni stratejik oyunlar oynamaya çalışıyorlar. Uluslararası piyasa değerlendirme kuruluşları, Türkiye’nin kredi notuyla oynayarak, Türkiye’nin ekonomik hedeflerinin yolculuğuna gitmesinin önünü kesmeye çalışıyor. Bu kredi kuruluşlarına sorulması gereken tek bir soru var, Almanya ekonomisi mi son 5 yılda daha çok büyümüş, İngiltere, Fransa, Hollanda, Belçika, ABD ülkeleri mi daha çok büyümüş yoksa Türkiye ekonomisi mi daha çok büyümüş? Türkiye ekonomisi daha çok büyüdüğü halde uluslararası para piyasaları, Türkiye’nin kredi notunu niye düşürüyor? Türkiye’ye daha çok yabancı sermaye gelmesin, Türkiye yeni ve büyük projelere imza atmasın, Türkiye onlara rakip olmasın. İsteseniz de istemeseniz de rakip olacağız.”