Soylu, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve İŞKUR tarafından Cer Modern’de düzenlenen “Kadın İstihdamı Kısa Belgesel Film Yarışması” ödül törenine katıldı.
Törenden önce basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Soylu, taşeron işçilerin kadroya alınmasıyla ilgili yasal düzenlemenin hangi aşamada olduğu yönündeki bir soruya, “Maliye Bakanlığı ve bakanlığımızın daha önce yapmış olduğu çalışmaların ötesinde kamuoyuyla paylaşacağımız bir değerlendirme söz konusu değil. Çalışmalarımız devam ediyor” yanıtını verdi.
‘İSTİSMAR ORTAYA KONULACAK’
Süleyman Soylu, bazı alt işverenlerin, hükümetin taşeron işçilerin kadroya alınması yönündeki vaadi üzerinde çalışanlar arasında birtakım kayırmalar yaptığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:” Alt işverenlerin yanında çalışanların değiştirildiği, buna ait yeni imkanların ve zeminlerin hazırlandığı konusunda Çalışma Bakanlığımıza ihbar ve değerlendirme geliyor. Bu konuda hakkaniyet içerinde davranılacağını, bu konuya tevessül edenlere karşı da Bakanlığımızın çaresiz kalmayacağını ifade etmek isterim. Hem belki geçmişte çalışanlarla ilgili istismar ortaya konulacak, hem yeni çalışan adaylarıyla ilgili istismar ortaya konulacak
Bu konudaki değişimleri sağlamaya çalışan alt işverenler bu konuda dikkatli olmalılar, bir istismara müsaade etmeliler. Aynı zamanda kimseye bu konuda herhangi bir şekilde bir taahhütte bulunmamalılar.
Bakanlığımıza bu konuda ciddi ihbarlar gelmektedir. Biz de Teftiş Kurulumuzu harekete geçirdik. Bazı alt işverenlerin çalışanların ücretleriyle ilgili birtakım kesintilerde bulunduğu da gelen ihbarlar arasındadır. Bu da bizim için sıkıntılı ve takip edilmesi gereken bir durumdur. Alt işverenlerin, yanında çalışanların haklarında yarına ait bir taahhütle kesinti yapmasını kabul edemeyiz.”
‘İŞİN DOĞRUSU DA BU’
Soylu, kıdem tazminatıyla ilgili Brezilya ve Avusturya’da uygulanan modellerin incelendiği yönünde haberlerin anımsatılıp, bu yöndeki haberlerin doğru olup olamadığının sorulması üzerine ise şu yanıtı verdi:”Ben de gazetelerden okuyorum. Bundan önce tartışma ve değerlendirmelerimizi ortaya koymuştuk. Bunu, toplumun bütün kesimleriyle tartışacağız. Konuyu sosyal diyalog taraflarıyla tam anlamıyla müzakere etmeden, hatta bir adım daha atıyorum muhalefet partileriyle görüşmeden Türkiye’nin gündemine getirmeyeceğiz. İşin doğrusu da budur. Çünkü, Türkiye’nin uzun bir süredir tartıştığı, çözüm yolu aradığı bir konu olarak bunu değerlendiriyoruz.”