Aydın, yazısında şu ifadeleri kullandı:
14 Mayıs seçimlerindeki ilk sandıklara ilişkin adaylıklar kesinleşti. Artık 4 cumhurbaşkanı adayı halkın önüne çıkacak. Hatta, bunların pusulalardaki yerleri bile belli oldu.
Asıl merak edilen konu, partilerin veya ittifakların 8 Nisan’da Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edecekleri milletvekili aday listeleri. Partiler veya ittifaklar nasıl birer liste ile seçmenin karşısına çıkacaklar?
İki ana ittifakı oluşturan tüm partilerin kendi isim ve amblemleri ile seçime girme kararı aldıkları biliniyor.
Şüphesiz; bu konuda en sorunsuz ve beğeni gören listeler olmayacak.
Çünkü; siyasi partilerimize 600 üyeli parlamento için binlerce vekil aday adayı başvurdu. Bunlar elene elene illerin milletvekili sayılarına kadar indirilecek.
Halkta kabul gören, parti içi dengeleri gözeten, illerin demografik yapısını dikkate alan ve seçmende karşılığı bulunan isimleri bulup çıkarmak kolay bir iş değil.
Bunun bir de partici demokrasi kavramını savunan partiler açısından ayrı bir sıkıntısı var. O kural harfiyen işletilebiliyor mu?
Bugüne kadar ender uygulamalar gördük. Keşke tüm partilerde bu uygulama yapılabilse.
Örneğin;
AK Parti parti içi demokrasi denilemez ama bir teşkilat yoklaması ile üyelerinin başvuranlar arasından kimleri vekil görmek istediğine dair temayül yoklamaları yapıyor. Fakat, bunun sonucunu ne hikmetse kamuoyu ile paylaşmıyor. Açık oylama, gizli tasnif gibi bir şey. Bunda da elde ettiği sonucu listelere ne kadar yansıtıyor orası meçhul.
Çünkü; sonuç resmen ve şeffaf biçimde parti tabanı ve kamuoyu ile paylaşılmıyor.
Keza, parti içi demokrasi konusunda en çok konuşan partilerden biri CHP.
CHP’de kimi seçimlerde örgüt yoklaması yapılıyor. Fakat, fermuar sistemiyle Genel Merkez listelere bir senden bir benden misali isimler koyuyor.
Bunun neresi tam parti içi demokrasi? Yine de örgütün de gazı alınmış oluyor.
Çıkış trendi yakalayan ama cumhurbaşkanlığı adayını belirleme toplantılarında patlak veren krizle kan kaybeden İYİ Parti de kimi illerde parti üyelerine kimleri vekil görmek istediklerine dair görüş isteniyor.
Dün Bursa’da da bu uygulama vardı. Listelerde kimlerin ilk sıralarda çıktığını yazımızı tamamladığımız saatlerde bilmiyorduk. Fakat burada da üye görüşünün listelere aynı şekilde yansıtılacağını sanmıyoruz. Yine de üyelere gidilmesini parti içi demokrasi açısından önemsiyoruz.
MHP’nin sıralamayı genelde merkez yoklaması ile yaptığı malum.
Listeleri Kandil’de belirlenen bölücü örgütün siyasal uzantısının sıralamasının nasıl ve kimlerin gireceğinin bir değeri yok. Çünkü; orada kimlik siyaseti ve etnik yapıyı önceleyen bir durum söz konusu.
Diğer siyasi partilerimizin de kendince yöntemlerle liste yapmalarının partici demokrasi kavramına çok hizmet ettiğini düşünmüyoruz.
6 bin başvuru neyin habercisi?
Siyasi partilere vekil olabilmek için yapılan başvurularda bu seçimde de AK Parti’nin ilk sırada olduğunu görüyoruz. Üye sayısı bakımından da Türkiye’deki bütün partilerden daha fazla mensubu bulanan AK Parti’ye 14 Mayıs seçimleri için 6 binin üzerinde başvuru yapıldı. İkinci sıradaki CHP’de bu sayı 3bin 500’ü buldu. İttifakların iki ana partisine yapılan başvurular seçim sonucuna ilişkinde ipucu verir mi?
Bunu sandığa gidecek seçmen belirleyecek.
20 yıldır iktidarda olan bir siyasal hareketin bu son seçimde de en çok başvuru alıyor olması seçmen tercihlerinde acaba bir değişikliğe yol açar mı?
Yine de medeni cesaret gösterip mebus olmak için yola çıkan tüm aday adaylarını kutlamak gerek.
İttifakların istikrar ve değişim odaklı politikalarının sandığa yansımasını 14 Mayıs gecesi net biçimde görebileceğiz.
Olay Gazetesi Yazarı İhsan Aydın’ın yazısının tamamı için tıklayın…
Birde bu sayıya bağımsızların aday çokluğu ilave edilecekti maalesef YSK aday ücretini 55 598 TL olarak belirleyince ben dahil belki binlerce kişinin idealleri suya düştü ve ne hükümet nede medya bu konuda bir görüş bir hafifletme sunmadı. Ülke için dersini çalışmış bağımsızlara yazık oldu sayın ihsan aydın