Norveçli caz piyanisti ve besteci Jon Georg Balke, Mevlana Celaleddin Rumi’nin, Avrupa’da özellikle Norveç özelinde çok tanındığını belirterek, “Onun yazdıklarına adanmış pek çok proje vardır. Fikirlerinin genel çerçevesi gerçekten büyüleyici.” dedi.
Hazreti Mevlana’nın 812. doğum yılı etkinlikleri kapsamında Konya’da düzenlenen Uluslararası Mistik Müzik Festivali’nde sahne alan Jon Georg Balke, konser öncesi AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada şu anda herkesin ihtiyacının birlikte, ortak bir platformda çalışıp, küresel anlamda birlikte yaşayabilmeyi öğrenebilmek olduğunu söyledi.
“İnsanların arasında bir iletişim, diyalog olması gerektiğini düşündüm”
Yaptığı bestelerde klasik Endülüs, Arap ve Avrupa Barok müziğinden esintiler taşıyan caz piyanisti sanatçısı Jon Georg Balke, ulaştığı müzik tarzına giden yolu şöyle anlattı:
“O zaman Irak Savaşı vardı, gittikçe çatışma keskinleşiyor, dini ve politik liderler arasında karşılıklı çok sert ve saldırgan açıklamalar yapılıyordu. İşte bu dönemde kendi kendime insanların arasında bir iletişim, diyalog olması gerektiğini düşündüm. Özellikle geçmişte 700 yıl önceki İspanya’da yaşamış Müslüman Endülüs Emevileri dönemini incelemeye başladım ve bundan oldukça etkilendim. O döneme ait çok fazla şiirler, kitaplar okudum. Özellikle farklı din ve ırktan insanların birlikte yaşayabileceğine yönelik net mesajlar içeren şiirler okudum. Bu şiirler üzerine bir çalışma yapmaya başladım ve grubumuz Siwan ortaya çıktı. Siwan farklı kültürlerden müzisyenlerin bir araya geldiği bir platformdur.”
Mevlana’dan övgüyle bahseden Balke, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mevlana Celaleddin Rumi, Avrupa’da özellikle Norveç özelinde çok tanınır. Onun yazdıklarına adanmış pek çok proje vardır. Fikirlerinin genel çerçevesi gerçekten büyüleyici. Mevlana’nın 12. yüzyılda verdiği mesajlar, dünyanın ve insanlığın bugün ihtiyacı olan mesajlardır.”
“İnsanların dini, ırkı ne olursa olsun sevgi etrafında birleşebilmeliyiz”
Siwan grubunun Cezayir asıllı solisti Mona Boutchebak ise Avrupa genelinde son dönemlerde Müslümanlara karşı ayrımcı ve düşmanca yaklaşımların giderek arttığına işaret etti.
Müslüman olmamasına karşın Müslümanlara karşı ayrımcı yaklaşımlardan rahatsız olduğunu dile getiren Boutchebak, şöyle konuştu:
“Ben Fransa’da yaşayan bir müzisyenim ve arkadaşlarımdan İslamofobi’den sıkıntı yaşayanlar var. Ben bireysel olarak yaşamadım. Zaten Müslüman da değilim ama bu konuda oldukça hassasım. Bu dönemde birlikte yaşayabilmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. İnsanların dini, inancı ya da ırkı ne olursa olsun, sevgi etrafında birleşebilmeliyiz. Bu anlamda Mevlana’nın yüzyıllar önce verdiği mesajların bugün anlamı bir kat daha artıyor.”