Genel Müdür Güneş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, asit yağmurları, sınır ötesi kirlilik konusunda çalışmalar yaptıklarını ve ilk kez 1999’da Ankara Çamkoru’da yağmur suyu örneği toplama sistemi kurduklarını söyledi.
Hava sistemlerinin Türkiye’ye giriş noktalarına, yağış örneklem noktaları kurduklarını aktaran Güneş, Amasra, Antalya, Balıkesir, Çatalca, İzmir, Marmaris, Hatay, Trabzon, Yatağan, Çamkoru merkezlerinde birer otomatik yağış toplama cihazı bulunduğunu, bu istasyonların yer seçimi yapılırken, yerel kirlilikten etkilenmeyecek noktaların özellikle tercih edildiğini vurguladı.
Otomatik yağış toplama istasyonlarından alınan yağmur örneklerinin, Meteoroloji Genel Müdürlüğü laboratuvarlarında titizlikle analiz edildiğini belirten Güneş, şöyle konuştu:
“Yağmur suyu örneklerinde elektriksel iletkenlik, asitlik, iyon ve metal analizleri yapıyoruz. Yapılan ölçümler, ülkemizin kuzey batı kesimlerinde asit yağışlarının daha sıklıkla yaşandığını gösteriyor. Yıllık düşen yağışın yüzde 33’ünün pH değeri 5’in altında yani asit yağmurları sınıfına giriyor. Ama yurdumuz topraklarının alkali olması nedeniyle atmosfere karışan iyonlar, asit kökleri ile birleşerek nötralizasyon yani etkisizleştirme sağlıyor ve asit yağmurlarının olası etkilerini azaltıyor. Yurdumuzun güney kesimlerinde ise toprak yapısı kalsiyumca zengin olduğundan, yağmur sularında nitrat ve sülfat iyonları bulunsa da asit yağmurlarına daha az rastlanıyor.”
Genel Müdür Güneş, asit yağmurlarının genel olarak sonbahar sonları, kış ve ilkbahar başlarında görüldüğünü aktardı.
“Asit yağmurları tüm canlıları etkiliyor”
Asit yağmurlarının etkileri hakkında da bilgi veren Güneş, “Asit yağmurları ve hava kirliliğinin tüm canlılar üzerindeki etkisi biliniyor. pH değeri düşük yani asitli yağmur suyunun tarihi binalar ve hatta otomobil boyaları üzerinde de aşındırma etkisi olduğunu biliyoruz.” dedi.
Yağmur sularının içerdiği anyon veya katyonlara göre asit ya da alkali özellik taşıdıklarına dikkati çeken Güneş, şunları kaydetti:
“Asitlik durumunu ölçen pH değeri sınıflaması, 1 ila 14 arasında yer alır ve nötr bir sıvının pH değeri 7’dir. Yağmur sularının pH değeri 5,6 ise asit yağmurundan bahsedilir. Bu değer 5’in altına inmeye başladığı durumlarda ise artık ciddi olarak asit yağmurlarından ve tehlikelerinden söz edilmeye başlanır. Asit yağmurları ve hava kirliliği konusunda hemen her ülke tarafından çalışmalar yapılıyor. Çünkü atmosfere verilen salımlar, atmosferik dolaşım yüzünden ülke sınırlarını aşarak, etkisini başka bölgelerde de gösterebiliyor. Türkiye’nin de atmosferik taşınım ile asit yağmurlarının etkisi altında olduğu söyleyebiliriz. Orta Avrupa ve Rusya üzerinden gelen hava sistemlerinin etkisiyle asit yağmurlarının özellikle yurdun kuzey batı kesimlerinde daha görülür olduğu belirlendi. Ülkemizdeki atmosfer kirliliğinin kaynağı genel atmosfer kirliliğidir. Bir başka deyişle sanayileşmiş ülkelerin atmosfere verdikleri emisyon salımlarının, bir şekilde sirkülasyonla ülkemiz üzerinde de etkisini göstermesidir.”
Meteoroloji Genel Müdürlüğünce hazırlanan “Yağış Örnekleri Analizi Bülteni”, https://www.mgm.gov.tr/arastirma/hava-kirliligi-ve-asit-yagmurlari.aspx web adresinden takip edilebilir.