Esnaf ziyaretleri için Kahramankazan ilçesine gelen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ilçeye girişinde partililerce karşılandı.
Ziyaret ettiği esnafın şikayetlerini dinleyen Akşener, henüz siftah yapmadığını belirten esnftan torunu için kıyafet alışverişi yaptı. Akşener, daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Yaptıkları ziyaretlerle dikkati esnafa çekmeye çalıştıklarını ifade eden Akşener, parti olarak ziyaretlerde propaganda yapmadıklarını, iktidarı yermediklerini, sadece durumu öğrendiklerini söyledi.
Esnafın durumunu “facia” olarak niteleyen Akşener, “Esnaf siyasetçilerin ‘o budur, şu budur, sen şusun, sen busun’ kavgasından bıkmış. Huzur istiyor, dertleriyle ilgilenmesini istiyor. Bu noktada bize yün yumak atıyorlar. Yumak, ayağımıza elimize dolaşmadan reel dertleri, vatandaşın dertlerini anlamaya, sizler aracılığıyla paylaşmaya devam edeceğiz. Bunun çok faydalı olduğunu görüyorum. Değerler üzerinden yapılan politik kavganın ne kadar değersiz olduğunu gösteriyor.” ifadelerini kullandı.
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın partiden tekrar ihraç edileceğine ilişkin iddialar sorulan Akşener, “Biz dün Genel İdare Kurulunu (GİK) topladık. GİK gündemi önceden ilan edilir. Gündemde bu konuya dair bir şey yoktu. Arkadaşlarımızın iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sisteme ilişkin uzunca bir zamandır başlattıkları çalışmalar bir araya getirildi. O metin GİK ile paylaşıldı. Bu metin pazartesi milletvekillerimizle paylaşılacak. Ardından il başkanları ile paylaşılacak. Önerileri, eleştirileri alıp sizler aracılığıyla kamuoyuyla paylaşılacak bir çalışma yaptık. Onun dışında bir başka bilgim yok.” yanıtını verdi.
İTTİFAK ÇALIŞMALARI
“HDP ile ittifak yapmamak için farklı çözüm arayışlarında olduğunuza ilişkin iddialar var. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?” sorusu üzerine Akşener, şunları söyledi:
“Bu iddia işte. Bizim HDP ile herhangi bir yan yana gelişimiz söz konusu değil. Bu çok enteresan bir şey. Bir başka yün yumağı da bu. HDP 24 Haziran’da seçimlere ayrı girdi, üçüncü parti olarak çıktı. Eğer Türkiye’de insanlar, siyaseti matematik olarak takip ederse ne olduğunu görür. Herkesin oraya dikkat etmesi lazım. Bizde seçim zamanında konuşulur ittifaklar. Tabii bir şablon var. Cumhur İttifakı, ölümüne ittifak, mezara kadar, tek parti gibi ittifak, duygusal ittifak. O şablon ve algoritma üzerinden tanım yapıldığı zaman bizim ittifak onların sistemine benzemiyor. Bizimki gerçekçi, seçmenin taleplerine göre oluşturulmuş bir iş birliği sistemi. Biz bunu anlatmaktan yorulduk ama anlatmaya devam edeceğiz.”
‘SAYIN SOYLU’NUN AYNI ŞEYLERİ YAŞAMASINI İSTEMEZDİM’
Bir gazetecinin, “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun annesine yönelik sosyal medyadan yapılan hakaretler vardı. İçişleri Bakanı çok ciddi ifadeler kullanmıştı. Bugün de Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, ‘İster yürütmede ister yargıda görev üstlenmiş olalım, yargı kimsenin sıfatına bakmaz. Herkes yargı önünde eşittir.’ ifadesini kullandı. Bu konudaki değerlendirmez nedir?” sorusunu yanıtlayan Akşener, şunları kaydetti:
“Sayın Soylu bizim kulübe hoş geldi. Şöyle bir kulüp var Türkiye’de. Hepimizin içinde yer aldığı, benim uzunca bir zamandır yer aldığım… Anamıza sinkaflı sövüldü. Şahsıma çok çirkinlikler yapıldı. Sosyal medyada veya diğer alanlarda aleni her türlü çirkinlik, küfür, sövgü olduğunda kös dinlendi. Sayın Soylu’nun aynı şeyleri yaşamasını istemezdim. Neticede İçişleri Bakanı. Benim devlet anlayışımda böyle bir durum olamaz. İçişleri Bakanı sosyal medya üzerinden şikayet edemez ama canı yanmış, annesi, ana. Saygı duyuyorum ama bizim kulübe hoş gelmiş. Sayın Abdulhamit Gül’ün söyledikleri üzerinden tanım yaparsam, bir taraf reformcu, bir taraf reform konusundan alerji duyuyor. Biz de onu izleyeceğiz.”
ÖZDAĞ’A YÖNELİK SALDIRI
Akşener bir gazetecinin, “Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’a yönelik saldırıdan sonra savcı tehdit edildi. Siyaset, sessizliği tartışıyor.” sözleri üzerine, şu ifadeleri kullandı:
“Bu az önceki Cumhur İttifakı tanımımın bir parçası. Önce Sayın Erdoğan ve Sayın Gül, hukukta reformdan bahsetti. Sayın Kılıçdaroğlu tehdit edildi. Onu tehdit edene Sayın Bahçeli sahip çıktı. Sayın Erdoğan hiçbir şey yapmadı. Kılıçdaroğlu, linç edildi, onu yumruklayan kişi türbe haline getirildi, ziyaretler yapıldı. Yakın zamanda başka şeyler oldu. En son Selçuk Bey, anlatılana göre öldürülme kastıyla darbedildi. Savcı soruşturma açtı, ilginç bir şekilde tehdit edildi. Ülkemizde şu anda partili cumhurbaşkanlığı sistemi var. 16 Nisan 2017’deki reformda partimiz yoktu bizim. Meral Akşener olarak arkadaşlarımla gezdik ve ‘Bir kişiye de yazık. Bir şahsın iki dudağı arasına bu ülkenin yönetimini bırakmayın’ dedik. Gelinen noktada bütün oklar ve gözler Erdoğan’a dönmek durumunda. O zaman ‘aşacağız, kaçacağız, uçacağız’ dediler. Aşılmadı, kaçılmadı, uçulmadı. Şimdi burada partili cumhurbaşkanı olan Sayın Erdoğan, bütün bunların neticesinde ne diyecek, ne yapacak?
Aynı gün Orhan Uğuroğlu, ondan evvel Afşin Hatipoğlu… 31 Mart seçim zamanı kadın kollarımızdan kadınların kolları kırıldı. Benim evim basıldı, beraat etti şimdi şahıslar. Bütün bunlara baktığımız zaman büyük bir gücün üstünde oturduğu varsayılan ve varsaydığımız Erdoğan’ın aslında öyle bir gücün üstünde oturmadığı ortaya çıkıyor ama bütün sorumluluk onundur. Çünkü partili cumhurbaşkanlığı sistemini çok istedi. Bir tavır olması gerekiyor. Onun olup olmadığını göreceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk’ü ziyaretine ilişkin eleştiriler hatırlatılan Akşener, “Niye eleştirilsin, ziyaret edebilir. Çok eski bir hukukları var. Saadet Partisine yönelik, iktidar partisinin yayınlarında, havuz medyası dediğimiz alanlarda çok pis bir dil kullanılıyordu. Esas mesele şu. Bugün bu ziyaretlerin yapılmasının nedenine siyasi olarak baktığımızda seçime yönelik büyük bir zorluk olduğunu görüyoruz” dedi.
SEÇİM BARAJI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin seçim barajına ilişkin açıklaması sorulan Akşener, “Yüzde 5’i biz de savunuyoruz ama Sayın Bahçeli kaça düşürmek istiyor, ne yapıyor onları bilmiyorum.” diye konuştu.
Aşılama çalışmalarına yönelik soru üzerine Akşener, sürecin başından bu yana Sağlık Bakanlığına lojistiği doğru planlamaları ve şeffaf olunması gerektiğini söylediklerini ifade etti.
Esnafın yanında, fabrikada çalışan, medyada emekçi olarak çalışan, iş yerine toplu taşıma ile giden, kalabalık mahallelerde oturan, kendisine bulaştığı zaman ailesine bulaştıran bir insan grubunun olduğuna dikkati çeken Akşener, şunları kaydetti:
“Elbette sağlıkçılara, yaşlılara, güvenlikte çalışanlara, kronik rahatsızlığı olanlara, hepsine yapılsın ama sizin gibi gençlere de mutlaka behemehal aşı yapılsın. Bu sizler için önemli. Büyük bir lojistik problem var gibi görünüyor. Bir süre sonra bu doğru yönetilemezse şunu getirir. İnsanlar panik haline gider. Zaten yeteri kadar güvensizlik var.”
Akşener, Anayasa Mahkemesinin eski CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun bireysel başvurusunda yeniden ihlal kararı vermesine ilişkin, “Çok sevindim ama yerel mahkeme ne yapacak göreceğiz.” dedi.
AA