Çanakkale Boğazı’nda amatör balıkçıların oltalarına takılmaya başlayan lüfer, tezgahlarda da yerini aldı. 

 

Balıkçı Özgür Yıldırım, sezonun ilk lüferlerinin oltaya takılmaya başladığını söyledi. 

 

Bu yıl avın bekledikleri gibi olmadığını anlatan Yıldırım, “Önümüzdeki günlerde biraz daha artar diye düşünüyoruz. Geçen yıllara oranla bu yıl balık beklediğimizden oldukça az. Fiyatlar vatandaşa göre fazla geliyor. Biraz daha bollaşırsa fiyatlar düşer, vatandaş da rahat rahat yer, biz de fazla satıştan daha iyi kazanırız. Çünkü işimiz bu” dedi. 

 

Yıldırım, olta balığı ile ağ balığı arasında fiyat farkı olduğuna işaret ederek, “Olta balığı, ağa takılanlara göre biraz daha pahalı oluyor. Çünkü ağda onlarca balık bir araya geldiği için ezilmeler, yıpranmalar çok oluyor. Ama biz balığı tuttuğumuz zaman teknenin livarına (teknede balıkların taze kalması için alt tarafı denizle ilgili tahta havuz) koyuyoruz, oradan alıp canlı canlı satışını yapıyoruz. Bu da fiyata yansıyor ve yükseltiyor” diye konuştu. 

 

Kabzımallık yapan aynı zamanda balık tutan Ali Talay da lüferin “tek tük” kendini gösterdiğini ifade etti. 

 

Havaların soğumaması nedeniyle lüferin pek görünmediğini vurgulayan Talay, şunları kaydetti: 

 

“Havaların soğuması şart. Balığın kilogramı bir iki gün önce 75 liraydı şimdi 65-70 liraya düştü, değişiyor. Balık bollaştıkça tabi her geçen gün fiyatlar düşecektir. Balıklar şimdi irileşmeye başladı. Biri 400-500 grama kadar ulaşabiliyor. 15-20 gün sonra biraz daha bollaşır diye düşünüyoruz. Fiyatlar bizim için iyi. Mesela çupranın kilogramı 50, uskumrunun 30, karagözün 20-25, kolorit ve sardalya ise 10 liradan alıcı buluyor. Çanakkale Boğazı’nın tuz oranı az olduğu için buradan avlanan balığın lezzeti çok farklı oluyor. Deniz ürünlerini sevenler, Çanakkale balığını iyi bilir.”