Bağışıklık sisteminin parçalarından biri olan lenfosit adlı hücrelerin vücudun çeşitli organlarında kontrolsüzce çoğalmasıyla ortaya çıkan lenfomanın, başlıca Hodgkin lenfoma ve Hodgkin dışı lenfoma olarak ikiye ayrıldığını belirten Doktor Güven Çetin, “Günlük çevresel faktörler lenfoma nedenleri arasında çok ön planda olmamakla birlikte uzun süreli saç boyası maruziyeti, obezite, güneş ışığı maruziyeti, ağırlıklı hayvansal gıda tüketimi Hodgkin dışı lenfoma riskini artırabilir. Ayrıca risk oluşturan faktörler arasında; doğuştan veya sonradan kazanılmış bağışıklık sistemi yetersizliği, EBV, HCV, HBV, HIV, HTLV gibi viral etkenler, genetik nedenler, ailesel yatkınlıklar, radyasyon ve toksik madde maruziyetleri de bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.
Boyun, koltuk altı veya kasıktaki lenf bezlerinin ağrısız şişmesi, yorgunluk, halsizlik, açıklanamayan kilo kaybı, ateş, uzun süreli enfeksiyonlar ve gece terlemesi gibi belirtilerden herhangi biri varsa ve bunun nedeni saptanamıyorsa, hastanın lenfoma olasılığı açısından da araştırılması gerektiğini vurgulayan Hematolog, şöyle konuştu:
“Pek çok hastalıkla aynı belirtileri gösteren lenfoma, hangi organı tutarsa ona göre bir belirti ile ortaya çıkıyor. Dolayısıyla lenfomalar çeşitli enfeksiyon hastalıkları (Tüberküloz, bruselloz, sifiliz, enfeksiyonz mononükleoz, HIV, toksoplazmoz), immun sistemin bozukluğundan kaynaklanan otoimmun hastalıklar (sistemik lupus eritamatozis, sjögren sendromu, sarkoidoz) ve diğer kanser tipleri ile de karışabilir.”
LENFOMA, TÜRKİYE’DE İSE EN SIK GÖRÜLEN 10. KANSER TİPİ
Hodgkin dışı lenfomanın, ABD’de her yıl yaklaşık 55 bin yeni vaka ile en sık görülen 5’inci, Türkiye’de ise en sık görülen 10’uncu kanser tipi olduğunu belirten Çetin, tüm dünyada her sene bu hastalığa bağlı olarak ortalama 25 bin ölümün meydana geldiğini aktardı.
Hodgkin lenfomaların yıllık 7 bin 400 yeni vaka ile tüm lenfomaların yüzde 11,4’ünü oluşturduğunu ifade eden Çetin, bu türün, dünyada ve Türkiye’de daha nadir görüldüğünü kaydetti, “Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre hodgkin dışı lenfomalar tüm dünyada özellikle de gelişmekte olan ülkelerde hızla yaygınlaşmaktadır. Lenfomanın kesin tanısı histopatolojik inceleme ile konululur” diyerek teşhis sürecine ilişkin detaylar hakkında şu bilgileri verdi:
ERKEN EVREDE, UYGUN TEDAVİYLE TAM ŞİFA ŞANSI
Hastalığın erken evrelerinde uygun tedavi uygulanması halinde tedavi başarısının yüksek olduğunu ifade eden Çetin, “Erken evrede uygun tedavilerle yüzde 90’ın üzerinde oranda tam düzelme sağlanabilirken, ileri evre hastalıkta bu oran yüzde 60-80 arasındadır. Hastalığın alt tipi, Agresyon göstergeleri, Prognostik belirteçleri, uygun tedavi alabilmesi; hastanın tedaviye uyumu, performans durumu, var olan başka hastalıkları, hastalığa cevabı, tedavi şansını belirleyen en önemli etkenlerdir. Bu nedenle, öncelikle kesin bir evreleme yapılmalı, sonrasında vakit kaybetmeden Lenfoma tedavisine başlanmalıdır” şeklinde konuştu.