Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, küresel ticaret savaşlarının arifesinde bulunulduğunu ve korumacılığın küresel kriz sonrası arttığını söyledi.
Şimşek, Kanal 7’de gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Yurt dışında Türkiye’nin Zeytin Dalı Harekatı ile Suriye’deki Kürtlere savaş açtığına yönelik algı operasyonu yürütüldüğüne işaret eden Şimşek, Türkiye’nin Kürtlerle herhangi bir sorununun olmadığını kaydetti. Bir ülkede terör tehdidi varsa ilk görevin bununla mücadele etmek olduğuna vurgu yapan Şimşek, bu durumun ekonomik kalkınma ve refah için ön koşul olduğunu belirtti. Şimşek, ‘’Terörle mücadele etmemenin maliyeti o kadar büyük ki…
Terörle mücadelenin getireceği yük konusu bence fazla tartışılmaması gereken bir konu. Geçen sene zaten bütçe çalışmalarında Savunma Sanayi Fonu’nu güçlendirmek için ciddi bir kaynak artışına gittik, ayrıca Milli Savunma Bakanlığının bütçesini artırdık. Geçen sene toplamda genel anlamda savunma bütçesini 18-19 milyar lira artırdık. Bu uzun süredir devam eden terörle mücadelenin yoğunlaşarak devam edeceğini ima ediyordu. Türkiye zaten uzun bir süredir terörle mücadelenin seviyesini oldukça yükseltmiş, buna ilişkin kaynak çalışmasını yapmıştı. Bütçeyi yaparken bunları öngördük, kaynakları ayırdık ama istenirse ilave kaynak da oluşturulur. Bütçemiz gayet sağlam” dedi.
KORUMACILIK ARTTI
ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret savaşları söylemleri ile ABD’nin çelik ve alüminyum ithalatına getireceği ek gümrük vergilerine ilişkin sözlerinin sorulması üzerine Şimşek, küresel ticaret savaşlarının arifesinde bulunulduğunu, korumacılığın küresel kriz sonrası arttığını fakat dünyanın şimdi yeni bir seviyeye çıkmanın eşiğinde olduğunu dile getirdi. Küresel krizin artçı şoklarının halen göründüğüne dikkati çeken Şimşek, ‘’Dünya neredeyse bir demokratik resesyona, durgunluğa doğru gidiyor” diye konuştu.
Şimşek, küreselleşmenin zirveyi gördüğünü ve korumacılık ile birlikte aşağı yönlü bir trend içerisine girildiğini belirterek, Trump’ın ek gümrük vergisi açıklamalarına Çin ve Avrupa’nın ‘bu karşılıksız kalmaz’ dediklerini hatırlattı. ABD tarafından da bunun üzerine yeni bir ticari tehdit geldiğini anlatan Şimşek, bu gelişmeye bakıldığında ticaret savaşının aslında fiilen başlamış durumda olduğunun altını çizdi.
ÇOK SIKINTILI BİR DURUM
Başbakan Yardımcısı Şimşek, ABD yönetiminin bir anlamda küresel ticaret savaşını başlatacak noktada hareketler yaptığına dikkati çekti. Amerika’nın eskiden uzun bir süre serbest piyasa ekonomisinin bayraktarlığını yaptığını ifade eden Şimşek, ülkelerin şimdi çok taraflı yaklaşımlar yerine kendi başına buyruk politikalar geliştirmek istediklerini söyledi.
Bunun kurala dayalı bir küresel sistemin dışına çıkmak anlamına geldiğini vurgulayan Mehmet Şimşek, ‘’Bu küresel bir ticaret savaşını ve korumacılığı daha ileri seviyeye çekecek bir yaklaşım. Bu bence dünya ekonomisi açısından çok sıkıntılı bir durum” dedi.
ŞİRKET TASARRUFLARI DÜŞÜK
Türkiye ekonomisiyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Şimşek, büyüme iştahının yüksek olduğunu ancak tasarruf açığı bulunduğunu ve bunu azaltmaya yönelik de inanılmaz bir çaba içinde olduklarını anlattı.
Türkiye’de şirketlerin tasarruflarının düşük olduğunu kaydeden Şimşek, ‘’Bizim tasarrufları artırmamız için şirketlerimize Ar-Ge yaptırıp, daha inovatif, yenilikçi olmasını sağlayıp, destek verip, bunları ürün yelpazesi, katma değeri yüksek alanlara yönlendirmemiz gerekiyor. Şirketlerimiz kar marjı yüksek olan ürünler üretirse daha çok para kazanacak, o parayı da yatırıma dönüştürecek dolayısıyla dışarıdan kaynak arayışımız azalacak” diye konuştu.
KUR ENFLASYONU BESLİYOR
Türkiye’ye kaynak akışında da arzulanan seviyede olunmadığını belirten Şimşek, şöyle devam etti: ‘’Faizlerin yükselmesinin arka planı bu. Bu kur üzerinden yansıyor. Kur enflasyonu besliyor. Enflasyon ağırlıklı olarak kur nedeniyle yükselişe geçti. İkinci olarak bizim reel kaynak ihtiyacımız yüksek, çünkü yatırım iştahımız yüksek. Üçüncü olarak, ülkenin risk, vade primi gibi faktörler var.
Dolayısıyla enflasyon beklentileri, reel faiz, vade primi bu aslında sizin nominal faizinizi oluşturuyor. Ülke olarak biz faizleri kalıcı olarak düşürmek için tasarrufları artırmaya çalışıyoruz. Bireysel emeklilik sistemi, konut hesabı, çeyiz hesabı… Bunlar olmasaydı tasarruf açığı çok daha yüksek olacaktı.” Enflasyonu tek haneye indirmek için yapılan çalışmalar hakkında da bilgi veren Şimşek, ‘’Sabredeceğiz, enflasyon aşağıya inecek. Ben inanıyorum ki tekrar Türkiye’nin algısı iyileşecek. Türkiye sağlam bütçesiyle, güçlü ekonomisiyle tekrar risk primini de aşağı çekecek” dedi.