Alınan bilgiye göre, Şahin Kahveci (42), 21 Mayıs’ta şiddetli göğüs ağrısı ve nefes darlığı yaşayan İstiklal İlkokulu 3. sınıf öğrencisi 9 yaşındaki oğlu Mert Kahveci’yi tedavi için Nazilli Devlet Hastanesine götürdü.
İddiaya göre, acilde görevli doktor V.Ş, hastanede bulunmayan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı E.Ö’ye telefon edip durumu anlattı, telefonla röntgen ve EKG grafiklerini gönderip yardımcı olmasını istedi.
Röntgen ve EKG grafiklerini inceleyen doktor E.Ö, acilde görevli V.Ş’ye çocuğun hastanede yatırılıp tedavi görmesi gerektiğini ve kendisinin hastaneye geldiğinde tekrar muayene etmek istediğini belirtti.
Çocuk Hastalıkları Kliniğinde tedavi altına alınan Mert Kahveci, dün sabah saatlerinde hayatını kaybetti. Kahveci’nin cesedi kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için İzmir Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
MERT’İN BANASI SAVCILIĞA ŞİKAYETTE BULUNDU
Baba Şahin Kahveci, oğlunun ölümünde çocuk doktoru E.Ö’nün ihmali olduğu iddiasıyla savcılığa şikayette bulundu.
BAŞHEHİMDEN AÇIKLAMA
Öte yandan Nazilli Devlet Hastanesi Başhekimi Opr. Dr. Şafak Çalışkan, gazetecilere yaptığı açıklamada, doktor E.Ö. hakkında idari soruşturma başlatacaklarını belirterek, “Yargıya intikal etmiş bir konu hakkında açıklama yapmamız çok da doğru değil. Soruşturma sonuçlanınca gereği neyse yapılır. Hastanemizde PACS sistemi mevcut. Doktorlarımızın tamamında da birer şifre var. Dolayısıyla bu tür sonuçlara internet üzerinden bilgisayardan bakabilirler” diye konuştu.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı E.Ö. de iddialarının gerçeği yansıtmadığını, ailenin durumu kabullenmek istemediğini savunarak, şöyle konuştu:
“Çocukla ilgili her türlü tedavi yapıldı. Bunun gerek telefon gerek de resmi kayıtları mevcut. Hastanemizde meydana gelen bu tür ölümlere elbette üzülüyoruz. Ancak, meydana gelen her ölümlü olay hastane ve Sağlık Bakanlığı tarafından değerlendirmeye alınıyor. Tarafsız kişiler tarafından değerlendiriliyor. Tedaviler gayet iyi giderken, hastanın aniden fenalaşması sonucu bu tür ölümler oluyor. Hastanın tedaviye nasıl bir reaksiyon vereceği belli olmayabiliyor. Kendilerinin acılarını anlıyor ve başsağlığı diliyorum. Acılı durumlar bazen hasta yakınlarını farklı davranışlara yöneltebiliyor. Şu aşamada çok da fazla açıklama yapmam doğru olmaz.”
“WHATSAPP’TA FİLMLERİ GÖRDÜKTEN SONRA…”
Baba Kahveci ise oğlunu acile getirdiğini ve görevli hekimin çocuk doktoruna telefonla bilgi verdiğini anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çocuk doktoru Whatsapp’ta filmleri gördükten sonra hemen servise yatırılması talimatı verdi. Ayrıca, oğlum için bazı ilaçlar yazdırdı. Bu ilaçları aldık. Oğlum kullanmaya başladı. Ancak, oğlumun durumu sabaha karşı daha da ağırlaştı. Doktor ertesi gün öğleye doğru hastaneye gelerek, oğlumun muayenesini yapıp, ciğerlerde enfeksiyon olduğunu ancak korkulacak bir şeyin söz konusu olmadığını söyledi. Doktor bu sırada bana oğlumda zatürre başlangıcı olduğunu ve ciğerlerinin iltihaplandığını anlattı. Bu sabah ise oğlumun ağzından kanlı köpük geldi. Durumu hemen doktor E.Ö’ye bildirdik. Apar topar hastaneye geldi. Kalp masajı yapmalarına rağmen oğlum Mert’i hayata döndüremediler.”
Doktordan oğlunu başka bir hastaneye sevk etmesini istemesine rağmen bu talebin yerine getirilmediğini öne süren baba Kahveci, çocuğunun ölmesinin tek sorumlusunun doktor olduğunu iddia etti.