Kübalılar, ABD ile Küba arasındaki normalleşme sürecinden memnuniyetlerini dile getirse de, ABD’nin adaya uyguladığı ticaret ambargosu kalkmadıkça bu normalleşmenin tam olarak hayata geçemeyeceğini düşünüyor ve bir an önce ticari kısıtlamalarının kalktığını görmek istiyor.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ABD ile Küba arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden tesis edilmesi sürecinde, bugün ABD’nin Havana Büyükelçiliği’ne ABD bayrağını göndere çekmek üzere kente gelecek.
Yaklaşık 60 yılın ardından Havana’yı ziyaret eden ABD’nin ilk dışişleri bakanı unvanını da alacak olan Kerry’nin gelişi bu açıdan da ayrı bir tarihi önem taşıyor.
İki ülkede diplomatik temsilciliklerin geçtiğimiz ay karşılıklı olarak büyükelçilik seviyesine taşınmasına rağmen, ABD’nin Küba’ya 1962 yılında uygulamaya başladığı ambargo, halen Havana-Washington hattındaki yumuşamanın önündeki en büyük engel gibi duruyor.
AA muhabirinin izlenimlerine göre, Küba’da bu konuda iki bakış açısı ön plana çıkıyor.
Birinci kesim, eğer ambargo, Castro rejiminden kurtulmadan kaldırılırsa, adadaki halkın şartlarının daha da kötüleştireceğine inanırken, karşı kesim, ne olursa olsun Küba’nın izole edilmeye devam edilmesinin zaten zor şartlarda yaşayan halka daha çok zarar vereceğini düşünüyor. Ancak, ikinci görüşü savunanların daha çoğunlukta olduğu görülüyor.
Bu noktada, ABD Başkanı Obama’nın Aralık 2014’te Küba ile ilişkilerde normalleşmenin yaşanacağını telaffuz etmesinin ardından, her ne kadar ABD vatandaşlarının 150 kilometre ötedeki adaya seyahatlerinde belirli kolaylık getirilmesine, gemi ve feribot seferlerinin önü açılmasına ve tarım ve haberleşme alanında bazı gelişmeler kaydedilmesine rağmen, Küba halkı için en önemli ve bir an önce atılması gereken adım ambargonun kaldırılması.
“Halkta heyecan var”
Geçimini turistlerin fotoğraflarını çekerek sağlayan Jenisa Barros, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden tesis edilmesinin biraz da olsa kendisini heyecanlandırdığını söylüyor.
Devletin denetimi altında bulunan medyanın Washington ile Havana arasındaki ilişkilerin gidişatına çok fazla yer vermediğine işaret eden Barros, Küba’daki çoğu insanın 54 yılın ardından bugün ABD’nin bayrağının Havana’da yeniden göndere çekileceğinden habersiz olduğunu ifade etti.
“Ancak özellikle Havana’da yaşayan halkta bir heyecan olduğunu görebiliyorum” diyen Barros, “Yaklaşık 150 kilometre ayrılmış iki ülkenin soğuk savaşa elveda demesinin büyük bir fırsat olacağını düşünüyorum. Küba halkı, yurt dışında yaşayan, ülkeden gidebilmeyi başaranlar ile kalanlar olarak ikiye bölündü. Şimdi tarihi bir adım atılıyor. Sadece Küba halkı değil, tüm dünya bu bayrağın göndere çekilmesinden ötesini istiyor. Yarınki tören sembolik olacak ama Kübalılar için asıl önemli olan ambargonun kaldırılması olacak” diyor.
Ambargonun kaldırılmasının tüm Küba halkının arzusu olduğuna da vurgu yapan Barros, Küba’nın Washington Büyükelçiliği’nin geçtiğimiz ay açılmasının ardından bugünkü atılacak adımla her iki ülkenin saygı içinde ilişkilerini ilerlettiğini belirterek, “Sadece Küba’nın kalkınması için değil, ABD’nin de Küba ekonomisi içinde yer almasını bekliyoruz” dedi.
Ancak Barros, ilişkilerin hemen hızlı ilerlemesini bekleyenlerden değil. Barros, “Şu anda ilişkilerin belirli bir çerçevede ilerlediğini görsek de o çok konuşulan değişim hemen gelmeyecektir” ifadesini kullandı.
“İlk defa ülkem için umutluyum”
Küba’da turizm alanında faaliyet gösteren Cubanacan firmasının sahibi Fidel Tapanes da Küba’da beklenilen değişimin birden gelmeyeceğini savunanlardan.
“Kübalıların en büyük beklentisinin ABD vatandaşlarına uygulanan seyahat yasağının kaldırılması” diyen Tapanes, bu adımın turizm getirisi nedeniyle özellikle başkent Havana’da yaşayan halkın yüzünü az da olsa güldürebileceğini kaydetti.
Tapanes, bu serbestiyi, ABD’nin ambargo yasağını kaldırmasının takip etmesi gerektiğini dile getirdi.
Ancak, ambargo hemen kalkmayacak olsa da bugünkü tarihi adımın, ilerleyen dönemdeki canlılığın habercisi olmasını umduğunu anlatan Tapanes, “ABD ile bize saygı duyarak ilişkilerin devam etmesini istiyoruz. Özellikle Küba’nın ekonomisini sınırlayan kısıtlamaların kalkmasını bekliyoruz ki, ekonomimize canlılık gelsin. Bunu da sağlayan ilk adım ABD vatandaşlarının ülkemize gelmesini kolaylaştırmaları olacak. Bunun olması demek, ülkemiz için birkaç milyon daha turist gelebilmesi demek. Buradan gelecek turistlerle halkımız biraz olsun refaha kavuşacaktır. Aslında ilk defa ülkem için umutluyum” diye konuştu.
Tapanes, ambargonun sona ermesinin önemine de işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Küba devleti şu anda satın aldığı herhangi bir malzeme için yüzde 150-200 arasında daha fazla para ödüyor. Bunun yanında devletimiz herhangi bir yabancı krediye erişemiyor. Dolayısıyla ilaç, ham maddelerimizi, üretemediğimiz ne varsa çok pahalıya alıyoruz, maliyet çok fazla oluyor. Bunun yanında, dünya şirketlerinden herhangi bir tanesi eğer ABD ile iş yapıyorsa bu ambargolar o şirketlerin bizimle de iş yapmasını engelliyor. Küba limanına demir atan bir gemi ABD’nin herhangi bir limanına altı ay boyunca yanaşamıyor. Dolayısıyla tüm bunlar halkımızı ciddi şekilde zarara uğratıyor.”
“Süreci hızlandıracak olan ambargoların kaldırılması”
Havana’da turistlerin uğrak yerlerinden olan başkentin eski yerleşim yerindeki El Rum Rum de le Habana adlı restoranı işleten Osiris Oramos Oliver de ülkesinin yavaş yavaş kazanacağına inananlardan.
Havana’ya gelen ünlülerin de Küba geleneksel yemeklerini tatmak için uğradığı mekanının, her geçen gün daha da geliştiğini belirten Oliver, “Son zamanlarda bu bölgede açılan lokantaların sayısı artıyor. Aslına bakarsanız halkın bir korkusu yok. Değişimin bizim kültürümüzü yok edeceğini düşünenler var, açılımı olumlu karşılamayanlar var ama biz geleneklerimizi, Küba’yı olduğu gibi koruyarak canlılığı getirebileceğimize inanıyorum. Ülkemizin tabi ki gelişmesini istiyoruz. Rekabet ortamı oluşacak, kim daha iyi hizmet sunarsa o daha fazla müşteri çekecek. Dolayısıyla bu, bizi daha iyi olmaya zorlayacak” ifadesini kullandı.
“Herhangi bir değişim gelişimdir” diyen Oliver, Küba ile ABD arasındaki ilişkilerin yeniden tesis edilmesine tam destek verdiğini de belirtti. Oliver, “Bazı değişimleri halk hemen algılayamayacaktır, bu süreç geç algılanacaktır ama yavaş yavaş da halkın yavaş standardı yükselecektir ve halk da değişimi destekleyecektir. Süreci hızlandıracak olansa ambargoların kaldırılması olacak” değerlendirmesinde bulundu.
“Beklentimiz seyahat yasağının ve ambargonun kaldırılması”
Küba’ya ABD’nin seyahat yasağının kaldırılmasını isteyenlerin arasında Küba’nın sembolleri arasındaki faklı renklerden eski model Amerikan arabalarıyla Havana sokaklarını süsleyen taksiciler de yer alıyor.
1951 model Ford marka aracıyla başkent sokaklarında 4 yıldır direksiyon sallayan Marco Rodriguez, yeni yılın başından itibaren işlerinin daha iyiye gitmeye başladığını söyledi.
Rodriguez, mayıstan eylül sonuna kadar turizm için “ölü” diye tabir ettikleri dönemde dahi işlerinden memnun olduğunu belirterek, “Bizim için en durgun ay temmuz ve ağustos ayı oluyordu. Ancak son iki ayda ülkeye gelen turistlerin sayısında gözle görülür bir artış var. Şu günlerde kazancımı ikiye katlamış durumdayım. Bunda da ABD ile ilişkilerdeki gidişatın etkili olduğunu düşünüyorum. Çünkü insanlar Küba’yı değişmeden görmeye geliyorlar. Amerikalılara uygulanan seyahat engelinin ve ambargonun da kaldırılmasıyla gelenlerin sayısı daha da artacağını ümit ediyoruz. Beklentimiz bu yönde” temennisinde bulundu.