Konuya ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Altay, vücudun ihtiyacı olan tüm besin gruplarının dengeli bir şekilde alınması için yiyecek seçimine ve gıda miktarı ile porsiyon kontrolüne dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Altay, Kurban Bayramı boyunca artan et tüketiminin dengesiz beslenmeye yol açtığını ve diğer besin gruplarından sağlanabilecek karbonhidrat, protein, vitamin ve minerallerin eksik alınmasına neden olduğunu belirtti.
Karbonhidrat, süt, sebze ve meyve gruplarının özellikle bayramda uygun porsiyonlarda yeteri miktarda tüketilmesinin önemine işaret eden Altay, “Elbette hem sindirim hem de vücudun diğer birçok işlevinde rolü olan suyu unutmamak gerekir. Son yıllarda Kurban Bayramı’nın sıcak yaz aylarına rastlaması sebebiyle su ve sıvı tüketimi daha da önem kazanmaktadır. Bayram süresince sağlıklı bir yetişkinin günlük 2,5-3 litre su ile sıvı gıda tüketmesi gerekir. Böbrek ve kalp yetmezliği, şeker hastalığı, gebelik gibi özel durumu olanlarda günlük sıvı ihtiyacı bireysel farklılıklar gösterdiği için bu kişiler mutlaka hekimlerine danışarak günlük su tüketimini ayarlamalıdır.” diye konuştu.
“Etleri en az bir gün dinlendirin”
Prof. Dr. Altay, Kurban Bayramı’nda şeker, yüksek tansiyon, kalp damar ile kronik böbrek hastalarının mümkün olduğunca yağsız ya da az yağlı et tercih etmeleri gerektiğini belirterek, “Eti az miktarda tüketmelidirler. Çünkü yağlı etlerin doymuş yağ ile kolesterol içeriği daha yüksektir ve kalp, beyin gibi önemli organlarda damar tıkanıklığı, tansiyon yükselmeleri, kan şekeri kontrolünün bozulması ve böbreklere yük artışı gibi olumsuz sonuçlar doğurabilir.” dedi.
Mide ve bağırsak gibi sindirim organlarında sorun yaşayanlar için yeni kesilmiş kurban etlerinin önerilmediğine dikkati çeken Altay, şu önerilerde bulundu:
“Etlerin en az bir gün bekletilip haşlama ve ızgarada pişirme yöntemi ile tüketilmesi sindirimini kolaylaştıracaktır. Etlerin pişirilmesi sırasında mümkün olduğunca az yağ kullanılması ya da hiç yağ eklemeden etin kendi yağıyla pişirilmesi daha sağlıklı olacaktır. Etlerin tek başına değil de sebzelerle beraber pişirilmesi, yeşillik ve salata, yoğurt, az yağlı ve az tuzlu ayran gibi diğer besinlerle tüketilmesi daha hafif ve dengeli bir beslenme olanağı sağlar. Etler ızgarada pişirilirken ateş ile et arasındaki mesafe hem kömürleşmeye engel olacak hem de etin yeterince pişmesini sağlayacak şekilde ayarlanmalıdır.”
“Şeker ve lokum gibi basit karbonhidratlardan sakının”
Türkiye’deki geleneksel bayram ikramları arasında yer alan şeker ve lokum gibi basit karbonhidratlardan mümkün olduğunca sakınmak gerektiğini vurgulayan Altay, özellikle şeker hastalarına şekerli gıdalar ve şerbetli tatlılardan kaçınarak şeker içeriği az olan taze meyve, kuruyemiş ve sütlü tatlıları küçük porsiyonlar şeklinde tüketmelerini tavsiye etti.
Unutulmaması gereken bir diğer noktanın ise tuz tüketimi olduğunu aktaran Altay, “Sağlıklı yetişkin bir bireyin günlük alması gereken tuz miktarı 4 ila 6 gramdır. Bu tuz ihtiyacı, dengeli ve uygun porsiyonlu olağan bir gündelik beslenme ile zaten karşılanmaktadır. Özellikle yüksek tansiyon, kalp yetmezliği, kronik böbrek hastalığı gibi durumlarda hastaların yemeklere tuz eklemekten ve hazır gıda tüketiminden şiddetle kaçınması gerekir.” şeklinde konuştu.
Et ve tatlı tadımlık tüketilmeli
Medicana Çamlıca Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Gökçe Şirin de bayramda et ve yağlı yiyecek tüketiminin artışına bağlı olarak sağlıklı beslenme düzeninin bozulduğunu bu nedenle kalp damar sağlığının tehlikeye atıldığını söyledi.
Yağlı et tüketilmesi nedeniyle kandaki kolesterol seviyesinin yükselmesinin damar sertliği hastalarında ciddi rahatsızlıklar yaratabileceğine işaret eden Şirin, kalp, tansiyon, diyabet gibi kronik hastalıklara sahip kişilerin rutin beslenme düzenlerine her zaman uymaları gerektiğini belirtti.
Bayramda rutin beslenme düzeninin dışına mümkün olduğunca çıkmamanın önemini vurgulayan Şirin, et ve tatlı gibi gıdaları tadımlık tüketmenin en doğru yöntem olduğunu ifade etti.
“Diyabetli hastalar sütlü ve doğal tatlıları tercih etmeli”
Medicana Çamlıca Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Safiye Arık da Kurban Bayramı’nda yağlı beslenme modelinin, et ile tatlı tercihindeki artışın ve kontrolsüz tüketimin özellikle şeker, obezite, yüksek tansiyon, kalp damar hastalığı ve böbrek yetmezliği gibi kronik hastalıklara sahip kişilerde ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini söyledi.
Yağlı besinler ile et ve tatlı tüketimindeki ani artışın, çarpıntı, tansiyon ve kan şekerinde yükselmelere neden olabileceğini belirten Arık, kırmızı ette kolesterol içeriği fazla olduğu için diyabet, kalp damar ve hipertansiyon hastalarını, et tüketiminde aşırıya kaçmamaları ve etin yağını temizleyerek yemeleri konusunda uyardı.
Arık, beslenme düzeninin kısa sürede değişiminden dolayı kilo alımının da yaşanabileceğini aktararak, “Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol oranı yüksek olduğu için diyabet ve yüksek tansiyon gibi kronik hastalığı olan kişiler eti aşırıya kaçmadan kısıtlı tüketmelidir. Bayram ziyaretlerinde özellikle diyabeti olan hastalar şerbetli tatlıdan kaçınmalı, mümkünse az şekerli, sütlü ve doğal tatlıları tercih etmelidir. Kan şekeri kontrolünün bozulmaması için tatlı tüketiminde az şekerli dondurma ya da meyve tercih edilmeli, ayran, az şekerli komposto veya bitki çayları tüketilmelidir.” dedi.