Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATV ve A Haber ortak yayınına katılarak, gündeme ilişkin soruları cevapladı.
Seçimden sonra böyle bir canlı yayında milletle bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, seçimden sonra gerçekleştirdikleri G20 Liderleri Zirvesi’nin kendilerine ayrıca bir mutluluk verdiğini anlattı.
Erdoğan, 1 Kasım seçimleriyle ilgili “Milletin tecelli eden tercihi; istikrar ve güven tercihidir. Basit bir yükselme yok. Yüzde 41’den yüzde tekrar 49,5 çıkarıyor. Ben de bıraktığımda partimizi yüzde 49,5 civarında bir oranda bırakmıştım. Şimdi de böyle bir oranla tekrar milletimiz iktidara AK Parti’yi getirdi” dedi.
12-13 yılın analizi yapıldığı zaman nereden nereye ve nasıl gelindiğini “istikrar ve güven” kavramlarının belirlediğini kaydeden Erdoğan, “Güven ve istikrar kavramı hakim olunca o toplum uçuşa geçer. Ve bizde de böyle oldu” diye konuştu.
Koalisyon güçleriyle adım atmamız söz konusu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin açıklamasının hatırlatılıp, DAEŞ’e yönelik bir operasyonun söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine, şöyle konuştu:
“DAİŞ olayı zaten şu anda böyle bir hedef noktasında, hedefte. Niye hedefte? Çünkü DAİŞ şu anda ülkemiz için bir tehdit unsuru olmuştur. Ülkemizin içinde ve dışında, sınırlarımızda. Dolayısıyla buna karşı bizim de koalisyon güçleriyle bir adım atmamız söz konusu. Bu yapılacak. Neden? Çünkü bir tehdit unsuru. Ne zaman yapılır o ayrı konu. Benim sürekli işlediğim bir konu var. Üç başlık çok çok büyük önem arz ediyor. Bir uçuşa yasak bölge, iki terörden arındırılmış güvenli bölge, üç eğit-donat. Bunların adımının atılması gerekiyor. Şu anda ilgili birimlerimiz bunların çalışmalarını yürütüyorlar, yapıyorlar. Fakat zamanlama noktasında ne zaman olacak meselesi ayrı bir konu ama olay, süreç şu anda kontrol altındadır.”
“Bu adım atılacak, özellikle orada bazı alanlar söyleniyor” diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Mesela ben bütün görüştüğüm dostlara şunu söylüyorum. Suriye’den çıkışı engelleyeceksek, bizdekilerin kendi topraklarına dönmesine imkan hazırlayacaksak, o zaman burada yapılması gereken bir şey var. Nedir? O terörden arındırılmış güvenli bölgede, süratle yoğun bir şekilde onların yerel mimarisine de uygun olarak konutlar inşa etmek ve o konutlara bu insanları yerleştirmek. Orada da onlara yine çadır hayatı sunacaksak veya konteyner hayatı sunacaksak, bırakalım burada kalsınlar. Oraya geçtikleri zaman hakikaten adeta onların yerel mimarisiyle konutlar yapılıp, detaylarına girmeyeceğim. Eğer o konutlara yerleşirlerse bütün sosyal donatı alanlarıyla birlikte inanıyorum ki oraya onlar çok daha huzur içinde gideceklerdir. Bir de uçuşa yasak bölgede olacağı için orada bir güvenlik de onlar için tesis edilmiş olacak. Kara harekatına karşı da zaten şu anda o harekatı yapabilecek güçler var. Bu noktada bir sıkıntı yok. Eğit-donat zaten şu anda sürüyor, yapılıyor. Dolayısıyla bu iş çözülür. Yani 4 sene, 5 sene şu anda zaten kaybedilmiş. 4 sene, 5 sene şu anda devamlı negatif, eksi böyle gidiyor. Şu anda biz burada eğer ciddi bir adım atarsak, pozitif gelişmeleri kısa zamanda ele geçiririz diye düşünüyorum.”
“Sokağa çıkma yasağı ilan edildiği anda…”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de terör estirilen bölgelerde devletin sonuç alana kadar çalışmalarına ara vermeyeceğini vurguladı. Erdoğan, “Buralarda, hangi ilçe olursa olsun, orada sokağa çıkma yasağı ilan edildiği anda sonuç alınıncaya kadar oralardaki bütün aramalar, hepsi devam edecektir. Sonuç alınacak ama huzur oraya geldiği anda, ondan sonra buna ara verilecektir” diye konuştu.
Türkiye’de yönetime karşı içeriden çok ciddi bir tahrik ve saldırı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama milletimizin feraseti, hamdolsun bunlara her şeyi ters giydirdi ve dik duruşumuz ve bu konuda prim vermeyişimiz, inanıyorum ki bundan sonraki süreçte de bu yükselişin devam etmesine fırsat verecektir. Şimdi bundan sonra, geçen de söyledim, konuşma zamanımız değil, inşallah yeni kabineyle birlikte icraat, icraat, icraat ve patinaj dönemini aşarak tırmanmaya devam edeceğiz” dedi.
“G20 Liderler Zirvesi”
Antalya’da gerçekleştirilen G20 Liderler Zirvesi konusunda Erdoğan, şunları söyledi:
“Bir defa dünya ülkelerinin Türkiye’ye bakışındaki hava farklılaştı. Bir taraftan o G20’deki başarıyı gördüler, o organizasyondaki başarıyı gördüler, bundan dolayı hem tebriklerini yaparken bir taraftan da bu seçim neticesiyle ilgili olarak da bunu bütünleştirdiler. Bir tebrik yaptılar ve Türkiye’nin dünyadaki belirleyici rolü G20’de çok daha öne çıkmış oldu. Bunu zaten bütün ana başlıklarda, çalışma yemeklerinde de gayet güzel bir şekilde değerlendirme fırsatını bulduk.”
“Yeni Meclis’le yeni anayasa beraberinde gelebilecek mi? Siz daha önce yeni anayasa konusunda sinyaller vermiştiniz. ‘Hatta başkanlık sistemi tartışılsın’ demiştiniz. Yeni anayasayı bu sefer Meclis kendi iradesiyle gerçekleştirebilir mi?” şeklindeki soru üzerine Erdoğan, bu konuda gerçekçi olunması gerektiğini vurguladı.
“Başkanlık sistemini gündeme getiririm”
Geçmişte yapılan anayasa çalışmasını anımsatan Erdoğan, 60 madde üzerinde anlaşıldığını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bu anayasa konusunda, parlamentodaki siyasi partiler kaldıkları yerden devam etsinler ve önce paraf ettikleri bu 60 madde üzerinde bir adım atsınlar, süreç devam etsin. Mesela ben başkanlık sistemi olayını gündeme getirdim, getiriyorum yine de getireceğim. Ancak o anayasa değişiklikleri içerisinde de başkanlık sistemi olayı vardı. Orada başkanlık sistemi henüz müzakere edilmemişti, ona gelinmemişti. Fakat şu anda diğerleri üzerinde bir mutabakat sağlandıktan sonra, yani başkanlık sistemini, kendileri kabul etmiyor, kabul edip etmemeleri önemli değil. Önemli olan bir şey var. Bu başkanlık sistemi nedir? Bunu millet bırakalım tartışsın, akademisyenler tartışsın, siyasetçiler tartışsın. Ülkemize kazandırır mı, kaybettirir mi? Bunu görelim.”
“Senkronize olmamız çok önemli”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sayın Başbakan Davutoğlu, kabineyi size sunacak. Nasıl bir kabine beklemeliyiz? Siz nasıl bir kabine beklersiniz?” sorusu üzerine, kurulacak yeni hükümet konusunda şunları söyledi:
“Burada Sayın Başbakan bir defa çalışmasını yürütecek. Kendine göre herhalde o da arkadaşlarıyla istişarelerini yapar. Ondan sonra da bize kendi hazırlıklarını sunacaktır. Bu hazırlıkları sunduktan sonra da tabii bizler kendisiyle bazı şeyleri paylaşırız, paylaşmayız ama bu arkadaşların kahir ekseriyeti tanıdığımız, bildiğimiz arkadaşlar. Burada bir Cumhurbaşkanı olarak, cumhurun başı olarak benim de tabii tek derdim şudur; geleceğe yönelik başarılı bir kabine oluşması. Çünkü bu başarılı kabinenin oluşmasında Cumhurbaşkanı, Başbakan ortak hareket etmesi, ortak bir çalışma performans ortaya koyması ülkenin geleceği için önemli. Cumhurbaşkanı başka telden çalarsa, Başbakan başka telden çalarsa o zaman biz bir netice alamayız. Bu bakımdan bizim özellikle yani burada senkronize olmamız çok çok önemli. Temennim odur ki, şu anda kendileri bu çalışmalarını zaten yapacaklar, bu çalışmalarını yaptıktan sonra zaten bugün kendileri de açıkladılar, fazla uzatmadan, kısa bir zaman içinde, süratle inşallah kabine listesi bize gelir, biz de kabine listesi üzerinde hemen çalışmamızı yapar, kendilerine ‘hayırlı olsun’ deriz.”
“Bir ülkenin istiklal marşına saygı gösteremeyecek kadar tahammülsüz bir millet değiliz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye-Yunanistan maçının iptale uğramadan yapılmasının her türlü takdirin üstünde olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak bakıyorsunuz orada saygı duruşu, ardından istiklal marşlarına geçiliyor. Orada birkaç yüz olabilir herhalde kendini bilmez ıslıklamaya başlıyor. Bu olacak bir iş değil. Biz bir ülkenin istiklal marşına karşı saygı gösteremeyecek kadar tahammülsüz bir millet değiliz. Bu milletin genlerinde bu yok. Aynı şeyi bize karşı başkaları yapsa biz buna nasıl bakarız? Nedir ya? Dinlersin sakin bir şekilde, olur biter geçer. Kaldı ki, biz farklı bir ortamda bir dostluk maçı yapıyoruz ve bunlar bizim ülkemizde şu anda misafir. Yani Türk milleti misafirine böyle davranmamıştır, davranmaz, kim olursa olsun davranmaz. Bu tür şeylerde asla duygusallığa yer olamaz. Bizim bunları çözmemiz lazım. Bunları çözemez de tahrik etme yoluna gidersek, bu bizim için geleceğe yönelik özlemini duyduğumuz barış dünyasının kurulmasına aksi tesirde olur.”
“Attığımız bazı özel adımlar var”
Paralel Devlet Yapılanması ile mücadeleye de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
“Şu anda orada bir hukuk bürosu ile hükümet, devlet olarak çok ciddi bir anlaşmamız var. Öyle zannediyorum ki, çok kısa bir zaman içinde neticesini vermeye başlayacak. Burada şu anda açıklamam doğru değil. Attığımız bazı özel adımlar var ki, bu adımlar da onlara çok daha farklı herhalde geleceği yaşatacak. Şunu bir defa çok açık net söylemem lazım. Şahıs olarak onlar beni çok iyi tanıyor ama ben de onları çok iyi tanıyorum. Onlar Tayyip Erdoğan’a ihanet ettiler, ben onlara ihanet etmiyorum. Ben sadece milletin hakkını onlardan geri alma mücadelesini veriyorum. Bu ülkenin hakkını onlardan geri alma mücadelesini veriyorum. Yalnız dahi kalsam sonuna kadar bunu sürdüreceğimi söyledim. Bu bütün mücadeleyi dikkat ederseniz, hukuk içerisinde sürdürüyoruz.”