Büyük bir kaos ortamı yaratılmak istendiğini savunan Demirtaş, şu ifadeleri kullandı: “Diyarbakır’da iç savaş görüntüsü uyandırmak istendi, Türkiye Suriyelileşme sürecine girecekti. Olayın üzerinden bir hafta geçmesine rağmen, ortada tutuklanmış bir fail var ama dosya gizli. Mitingde saldırıya uğrayan biz, ölen biz, fakat tek bir bilgi alabilmiş değiliz. Herhalde bu saldırıyı genç bir çocuk tek başına gerçekleştirmedi. Arkasında kimler var? Devlet içinden destek almadan, Suriye’den biri elinde bombayla gelip, benim konuşma yapacağım yerde 2 bombayı patlatamaz. Hükümete bağlı güçler içerisinde desteğinin ortaya çıkarılması lazım. Çünkü IŞİD bağlantılı, yerelde de IŞİD desteği sunan güçler var hücre biçiminde. Kaygım odur ki Türkiye’nin yüzlerce yerine eylem talimatı bekliyorlar.
MİTİNGDEKİ PATLAMADA IŞID’IN PARMAĞI VAR
Mitingdeki patlamadan hemen bir kaç gün sonra, Hüda-Par’a yakın dernek başkanının katledildiğine dikkati çeken Demirtaş, şunları kaydetti: “Arkasından 4 aktif çalışanımız hemen infaz ediliyor. Tezgahın büyüklüğünü buradan herkesin görmesi lazım. Bölgede yaklaşık 100 kişiye dönük, PKK ya da IŞİD’in suikast yapacağı bilgisi dolaştırılıyor. Sonra polis tebligat yapıyor. Bu dernek başkanına da yapılıyor. İlginçtir tebligattan 2 gün sonra öldürülüyor. Bir çok Hizbullah militanı, elemanı şu anda Diyarbakır’da evlerinde silahlandırılmış durumda. Kendilerine dönük saldırı olduğunda kim kimi vuracak o da belirlenmiş. Hizbullah ‘biz provokasyona gelmeyiz’ diyorlarsa, bu alçaklığı sadece kınayabilirim. Yok bizi kullandılar, dernek başkanımızı vurdurdular, HDP’lileri infaz ettirdiler diyorlarsa, halktan özür dilemeleri, akıllarını başlarına aldıklarına dair açıklamalar yapmaları lazım. Halkımız dikkatli duyarlı olmalı. Ortada bir Kürt-Müslüman savaşı yok. Böyle saçmalık mı olur?”
Biz barajı geçmeseydik…
HDP Milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve İdris Baluken’den oluşan İmralı Heyeti, TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
Sırrı Süreyya Önder, “Biz barajı geçmeseydik, muhalefet partileri odalarından dışarı çıkamamışlardı. Neden? Mutlak otoriter bir AKP iktidarının esiri olmuş durumdalardı. Biz Türkiye’nin önünü açtık” diye konuştu.
“Bir ulusal koalisyon kurmalıyız” ifadesini kulannın Sırrı Süreyya Önder, “Bunu da barış için bir koalisyon olarak düşünmeliyiz. Bu ülkede barış için herkesin ittifak etmesi, bir hükümet koalisyonundan ya da koalisyonun kimler tarafından gerçekleştirileceğinden çok daha hayati bir önemdedir” dedi.