Özdal, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Duayen tarihçi İlber Ortaylı’nın Büyük Mübadele Buluşması’ndaki konuşmasını paylaşmak için özellikle bugünü tercih ettim ki, geniş şekilde yer verebileyim.
Nitekim Lozan Antlaşması ile ilgili o kadar çok iddia ortaya atılıyor ki, bilgi kirliliğini ancak Ortaylı gibi bir tarihçinin söyleyecekleri temizleyebilir.
***
Ortaylı, beklentinin aksine çok kısa konuştu.
Ancak Lozan Antlaşması’nın can alıcı bölümlerini, tane tane, anlaşılabilir bir dille ve akıcı bir üslupla anlattı.
***
Lozan Antlaşması’yla ilgili en büyük spekülasyonlardan biri, 12 Adalar’ı kaybettiğimiz iddiası.
“12 Adalar zaten o dönem İtalya’nın geçici işgali altındaydı. Bizim olmayan adalar, nasıl bizim elimizden çıkar” diyen Ortaylı, 12 Adalar meselesi üzerinden Lozan’da toprak kaybettiğimizi öne sürenlerin, Yunanistan’ın savaşı kaybettiği gerçeğinin üstünü örtmeye çalışan Yunanlı sahte tarihçiler olduğunu kaydetti.
***
Ortaylı’nın sözleriyle devam edelim:
“Yenilgiye uğrayan hiçbir devlet, masayı terk etmez. (Türk delegasyonu, Lozan Konferansı’nı terk etmişti) İtilaf devletleri de bize masa başında tek karış toprak hediye etmediler. Biz Lozan Antlaşması ile girdiğimiz yerleri aldık. Girmediğimiz tek karış toprak parçasını kaybetmedik. Lord Curzon, İsmet İnönü’ye, ‘Mondros’ta taahhtüt ettiğiniz hiçbir sözünüzü yerine getirmiyorsunuz” dediğinde, İsmet Paşa, ‘Ben Mondoros’tan değil Mudanya’dan geliyorum’ yanıtı vermiştir. İnönü’nün bu yanıtı Curzon’u çıldırtmıştır. Lozan Antlaşmasında asla toprak kaybımız yoktur.”
***
Ortaylı, Lozan Antlaşmasıyla kaldırılan kapitülasyonlara da değindi.
Kapitülasyonları ‘ticari esaret’ olarak yorumlayan Ortaylı, kapitülasyonların kaldırılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin iktisadi bağımsızlığını kazandığını belirtti.
***
Lozan Antlaşması’nın gizli maddelerinin 100 yıl sonra yürürlüğe gireceğini içeren şehir efsanesine de değindi Ortaylı:
“Yok öyle bir şey. İşte 100. yıl geliyor, hani?”
***
Lozan Antlaşması’nın en can alıcı maddelerinden biri de Yunanistan ile imzalanan nüfus mübadelesiydi.
O yılların en büyük insanlık dramlarından birine yol açtı mübadele.
Görükle Stadyumu’nu dolduran binlerce insan da o tarihte imzalanan anlaşmayla Yunanistan’dan Türkiye’ye göç eden mübadillerdi.
Ortaylı’ya göre mübadeleyi Yunanistan tarafı istiyor, Türkiye sıcak bakmıyordu.
Çünkü Kurtuluş Savaşı sonrası nüfusu azalan Yunanistan’ın büyük bir göçe ihtiyacı vardı.
Neticede Yunanistan’ı destekleyen itilaf devletlerinin baskısıyla mübadele gerçekleşti.
***
Ortaylı’nın son cümlesiyle yazının bu bölümünü noktalayalım:
Lozan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu antlaşmasıdır ve zaferdir!
Kılıçdaroğlu’nu Ortaylı ikna etmiş
Dünkü yazımda, Kılıçdaroğlu’nun basına kapalı toplantıda, 24 Temmuz’un bayram olması teklifini tarihçilere soracağını söylemesine rağmen, sadece yarım saat sonra iktidara gelmeleri halinde ilk işlerinin konuyla ilgili kanun teklif vereceğini söylediğini belirtmiş ve “Acaba Kılıçdaroğlu, İlber Ortaylı’ya mı sordu?” demiştim.
Yazının ardından bilgi notu geldi.
Evet Kılıçdaroğlu, Görükle Stadyumu’ndaki dinlenme çadırında İlber Ortaylı ile konuşup, “Hocam, 24 Temmuz’un bayram olması için öneri var. Ne dersiniz?” diye sormuş.
İlber Hoca da, “Çok isabetli bir karar almış olursunuz” demiş.
Ve Kılıçdaroğlu, Ortaylı’nın olumlu görüşünün ardından kürsüye çıkıp, kanun teklifi vereceklerini söylüyor.
Ertesi gün Balıkesir’deki Milletin Sesi Mitingi’nde de kanun teklifi vereceklerini bir kez daha açıklıyor Kılıçdaroğlu.
Olay Gazetesi Yazarı Mustafa Özdal’ın yazısının tamamı için tıklayın…