Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dünya Enerji Düzenleme Forumu’nda yaptığı konuşmada, terör örgütü DAEŞ’in, bölgedeki bazı petrol kuyularını ele geçirdiğini söyledi.
DAEŞ’in, söz konusu kuyulardan sağladığı imkanları silah temininde kullandığını ifade eden Erdoğan, “DEAŞ, bu petrol kuyularını acaba kim için kullanıyor? DEAŞ şu anda bu petrol kuyularında elde ettiği imkanlar ki rekabet mekabet diye bir şey zaten tanımıyor, her şeyi altüst ediyor ve onunla beraber elde ettiği imkanlarla evet o da silahları elde edip, ondan sonra insan kıyımını acımasızca sürdürüyor” dedi.
DAEŞ tehdidinin, Ortadoğu’daki sorunların bölgesel değil küresel olduğunu tüm dünyaya kanıtladığını vurgulaan Erdoğan, şöyle konuştu:
“DAEŞ tehdidinin dünyaya verdiği en büyük ders, Suriye’deki genel olarak Ortadoğu’daki sorunların lokal, bölgesel sorunlar değil bilakis küresel sorunlar olduğudur. Dolayısıyla bu meselelerde sadece sınırlarımızın güvenliği ve enerji güvenliği değil küresel refah, huzur, dayanışma adına da inisiyatif alınması gerekiyor. Bölgede yaşanan trajediyi görmek, çığlıkları işitmek ve akan kanın durması için acilen tedbir almak zorundayız. Şayet daha fazla geç kalırsak telafisi uzun yıllar sürecek, çocuklarımızın geleceğini karartacak çetrefilli bir sorunla mücadele etmek zorunda kalabiliriz.”
“Kıbrıs konusunda taviz yok”
Erdoğan, Türkiye’nin, Kıbrıs’ta çözüme yönelik iradesini sürdüreceğini bildirdi.
Türkiye’nin, adaya ilişkin politikalarından vazgeçmesinin mümkün olmadığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ve adanın enerji kaynaklarıyla ilgili politikalarımızdan taviz vermemiz söz konusu değildir. Bölgede çıkarılacak herhangi bir kaynağın tüm ada halkının olduğunu her fırsatta dile getirdik, dile getiriyoruz. Oradan çıkarılacak kaynağın kullanılmasında ve uluslararası piyasalara ulaştırılmasında kilit ülke Türkiye’dir. Kıbrıs’ta da aynen Irak’ta olduğu gibi iki taraf arasında anlaşma sağlanırsa bundan en fazla memnun olacak yine bizleriz. Şimdiye kadar nasıl adada çözüm irademizi muhafaza etmiş hep bir adım önde olmuşsak bundan sonra da aynı tavrımızı sürdüreceğiz.”