Türkiye günlerdir Adnan Oktar ile ‘Kedicikleri’ne yapılan operasyonu konuşuyor. Öte yandan örgütün bugüne kadar mağdur ettiği isimler de merak ediliyor. O isimlerin başında eski manken Ebru Şimşek geliyor.
Şimşek sessizliğini bozdu ve Posta’ya açıklamalar yaptı. Alev Gürsoy’a konuşan Şimşek “Aslında 19 yıl deniyor ama benim mücadelem 25 yıl önce başladı. Henüz 18 yaşındaydım. Arkamda hiçbir güç olmadan, sadece ailemin desteğiyle Adnan Oktar güruhuyla mücadele ettim. 25 yıl önce ne söylediysem, bugün hepsi doğrulandı. En güzel yıllarım mahkeme salonlarında geçti avukat ordusu ile birlikte. Kullandığım her sözcük büyüteçle tarandı ve başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin çeşitli illerinde sürekli mahkemeler açıldı. Suç isnat edilmeye çalışıldı” dedi.
İşte o söyleşiden satır başları:
“Biliyorum o günlere dönüp daha da üzülüyorsunuz ama sormadan edemeyeceğim. Adnan Oktar size neden bu kadar takmış, derdi neydi?
Bunu söylerken hicap duyuyorum. Bana, “Seni televizyonda ve gazetede gördüm. Çok beğendim, pijamanı al gel, benimle burada yaşa. Altına jaguar çekeceğim, Versace’den aşağı giyinmeyeceksin, seni baştacı edeceğim” demişti. Ben kabul etmeyince hırsından gözü dönmüştü. Aldığım duyuma göre çok isteyip de elde edemediği tek kadın benim ve yine aldığım duyuma göre birçok kediciğini zaman içinde bana benzetmeye çalışmış.
Son bir soru. Şimdi nasıl bir hayatınız var?
ABD’de evli, çocuklu, mutlu bir hayatım var. Her şeyi geride bıraktım. Son mesajım şu: “Bir başkasına yapılan haksızlık karşısında susup oturursanız, aynı şey yarın sizin de başınıza gelebilir.” Bu söz rahmetli gazeteci Yavuz Gökmen’in 25 yıl önce uğradığım haksızlık karşısında köşesinde kaleme aldığı yazıdan bir bölüm. Ama bende yıllardır hep şunu söylemişimdir; “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın dersen, o yılan bir gün gelir seni de sokar. Allahım bu güruhun şerrinden beni ve her masumu korusun!”
BİR GECEDE HAYATIM ALTÜST OLDU
Tüm bunlar başınıza nasıl geldi ve size nasıl musallat oldular?
Bu acı tecrübe benden çok şey aldı. Mesleğimde çok güzel ilerlerken ki, o dönem ATV’de “Felekten Bir Gece” isimli müzik eğlence programını sunuyordum, bir anda hayatım altüst oldu. Bana karşı linç kampanyası başlatıldı. Hiç unutmuyorum, 1999 yılında yapılan büyük operasyondan sonra davaya müşteki ve müdahil olmuştum. Dönemin emniyet müdürü bana koruma teklif etmişti. Ama kabul etmemiştim. Bana, “Korkmuyor musunuz, sizi kim koruyor?” demişti. Ben de bir onur mücadelesi verdiğimi ve insanın hayatta bir kez ölebileceğini, devletin polisini beni koruması için meşgul etmek istemediğimi belirtmiştim. Anneannemden öğrendiğim bir söz hep rehberim oldu; “Doğruluk dost kapısı, dolan dolan gir içeri.” Dolayısıyla hiçbir illegal kişi ya da kuruluşla ilişkim olmadı. Tek başıma (kocaman yüreği olan, cesareti, bilgisi ve özverisi ile avukatım Rezzan Aydınoğlu’nun desteğini asla inkar edemem) doğru yoldan ayrılmadan bugünlere geldim.”