Dilek Atlı

Dekorasyonda ve modada kendini her geçen yıl daha da gösteren ‘vintage (eski tarz)’ ruhu, bir ürünü ikinci el olmaktan çıkarıp ona tarih ve değer katarak yaşamımızda yerini alıyor. Özellikle genç kuşağın ilgiyle takip ettiği ve biriktirdiği nostaljik eşyalar, gerek ev objelerinde gerekse giyim kuşamda bugünün parçalarıyla kombinlenerek kendini gösteriyor.

Setbaşı’ndaki Yeşil Cadde’de üç katlı bir ahşap bina zengin nostalji yelpazesiyle dikkatleri üzerinde topluyor.
1920’lerden kalma bej ipekten bir Osmanlı elbisesi, beyaz bir İtalyan çanta, 50 yıl öncesine ait deri bir ceket, platform topuklu ya da sivri burun ayakkabılar, 1950’lerden büyük ve renkli güneş gözlükleri, 1970’lerin desenli elbiseleri, 1980’lerden vatka omuzlu tulumlar ve daha neler neler… 

Hemen hemen herkesi gülümseten, tatlı hatıraları anımsatan objelerle dolu Nostaljika adlı dükkân, adeta zamana açılan bir tünel gibi birbirinden farklı dönemleri bir araya getiriyor.

HAYALLER GERÇEK OLURSA…

Zamanın ruhunu yakalamak isteyenlerin ister antika koltuklarda oturup bir Sabahattin Ali kitabı okuyabildiği, isterse her biri farklı dönemlere ait objeler arasında dolaşıp beğendiklerini satın alabildiği bir mekân… Bu mekânı hayata kazandıran bir kadın… 

Yaklaşık iki yıl önce Ankara’dan Bursa’ya gelerek çocukluk hayalini gerçekleştirmek üzere kolları sıvayan Nergiz Şahin, Çinli filazof Konfüçyüs’un ‘Hayatta sevdiğiniz işi yaparsanız bir gün bile çalışmış sayılmazsınız’ sözünü anımsatıyor. 
Şahin’in çocukluk tutkusu nostaljik objeler, zamanla biriktirdiği ve arkadaşlarına armağan ettiği birer eşya olmaktan çıkıp mesleği halini almış. Bursa’da ilkin Kayhan’da kapılarını açtığı nostalji dükkânını genişletme kararı alan Şahin, yaklaşık 15 gün önce Setbaşı’ndaki üç katlı ahşap binaya taşındı. Burada özellikle gençlerin büyük ilgisini çeken kıyafetten aksesuvara, günlük eşyalardan kafesindeki mobilyalara kadar ‘vintage’ parçalar, binanın her bir odasında meraklıları tarafından inceleniyor. 

Nostaljik parçaların her birinin en az 20 yıllık olduğunu belirten Şahin, ‘İkinci el ile vintage ürün arasındaki fark, zaman ve tabii ki kalitedir. Kaliteden kasıt dünyaca bilinen markaların ürünleri olması ya da özel işçilik kullanılmasıdır’ diyor.

ZAMANIN RUHUNU YAKALAMAK…

Ürünleri yurtdışından ve İstanbul başta olmak üzere birkaç şehirden özenle topladığını belirten Nergiz Şahin, şunları söylüyor: ‘Günümüzde her şey neredeyse fabrikasyon. Artık bizi sadece özgün parçalar heyecanlandırıyor. Bu özgünlük, geçmişe ait parçalarda var. Hasret duyuyoruz çünkü. Bu nedenle nostaljik parçalara ilgi gösteriyoruz. Ben de gezmeyi, okumayı ve özellik sahibi eşyalar toplamayı seviyorum ve bunu bir meslek haline getirdim. Bana yapamazsın diyen, bu iş yürümez diyen çok oldu ama ben başardım. Büyük bir cesaretle gözümü karartıp Kayhan’daki dükkânımı açtım. Zamanla yurtdışından daha fazla ürün topladım ve büyümek istedim. Yeşil Cadde’deki bu tarihi binaya taşındım. Sosyal medya ve telefon uygulamaları gençler arasında yaygın olduğu için ürünlerimi buralardan sergileme şansı da buluyorum. Genç kuşak, dün ve bugünü kombinlemeyi ve zamanın ruhunu yakalamayı istediği için vintage ürünlere ilgisi büyük. Böylece, geçmişten günümüze gelen bir elbise, bir kazak ya da bir çanta yeni sahipleriyle yaşamayı sürdürüyor. Martın sonunda bir de kostümlü parti yapmayı düşünüyorum. Herkes kendini hangi döneme ait hissediyorsa öyle katılacak partiye. Böylece zaman ruhunu birlikte duyumsayabileceğiz.’