Avukatı Erkan Akkuş, “Yaşanan bu olay, esaretin dışarıda değil, içeride yaşandığını düşündürüyor” dedi.
KARA Kuvvetleri Komutanlığı’nın Kilis’teki 1’inci Hudut Alayı 2’nci Hudut Tabur Komutanlığı’nda görevli Astsubay Özgür Örs, kaçakçıları takip ederken Suriye tarafına geçince, IŞİD militanları tarafından 1 Ocak 2015 tarihinde rehin alınmıştı. Olayın ardından devreye giren MİT, Astsubay Örs’ü kaçırılışının 4’üncü gününde IŞİD’in elinden kurtarmıştı. Başbakan Ahmet Davutoğlu, Astsubay Örs’ün Türkiye’ye getirildiğini Twitter hesabından duyurmuştu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise Astsubay Özgür Örs’ün eşini telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerini iletmişti.
RESEN EMEKLİ EDİLDİ
Olaydan sonra mağdur sıfatıyla Kilis Cumhuriyet Başsavcılığı’na ifade veren, ardından da Gaziantep’teki Askeri Savcılık tarafından başlatılan soruşturma kapsamında dinlenen Astsubay Özgür Örs, ‘yabancı ülke terör örgütleri tarafından alıkonulduğu, ulusal ve uluslararası basındaki yansımalar nedeniyle örgütlerin propagandasına malzeme verdiği, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve TSK’nın itibarına zarar verdiği’ iddiasıyla Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildi. Önceki gün ise Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun verdiği karar sonunda resen emekiliğe sevk edilerek TSK ile ilişkisi kesildi.
Vicdanlara havale
Kararın ardından Hürriyet’e konuşan Astsubay Özgür Örs’ün avukatı Erkan Akkuş şunları söyledi: “Başkonsolosluğu teslim edip, esir düşenler devlet töreni ile karşılanıp alnından öpüldü. Şah Fırat Operasyonu denen kurgulanmış kaçışta, PKK ve PYD ile ortak hareket edildi. Hatta örgüt üyeleri kılavuzluk yapması için elinde telsiz ile tanka bindirildi. Bu olaylar devletin ve TSK’nın itibarını zedelemiyor ama ne hikmetse Özgür Astsubay, ordudan atılıyor. Müvekkilim, açılan disiplin soruşturmasının sonunda dün resen emekli edildiğine dair tebligatı aldı. Resen emeklilik, ordudan atılmanın kibarcasıdır. Müvekkilimi mecburi olarak emekliliğe sevk etmişlerdir ancak hizmet süresi, yaşı gibi şartları uygun olmadığı için emekli olamayacaktır. Ne emeklilik ikramiyesi ne maaş ne de diğer sosyal haklardan faydalanamayacak. Bu olay, esaretin dışarıda değil, içeride yaşandığını düşündürüyor. Bu işlemi tesis edenleri, bir ailenin boynunu bükenleri, önce Allah’a sonra yüce Türk milletinin vicdanına havale ediyoruz.”