Tetikte olmak ve yıpratıcı unsurları ilişkinizden uzak tutmak için çaba harcamak oldukça önemli. Bu etkenler arasında ayrılıkta payı olan üç yaygın sebebi sizinle paylaşıyoruz.
Aşırı eleştiri
Bazı insanlar, eşlerinin “beyaz atlı prens” ya da “sihirli prenses” olmasını bekliyor. Halbuki böyle beklentiler romantik ilişkileri hiç olumlu etkilemez. Çünkü genelde ilişkiden bekledikleri bu fantezi gerçekleşmediğinde hayal kırıklığına uğrar ve eşlerine “değiştiklerini” söylerler. Başka bir deyişle, eşinin sandığı gibi ruh eşi olmadığını gören kişiler doğal olarak kandırılmış hissine bürünürler. Sandıkları gibi büyülü bir durum olmadığını ve eşlerinin de herkes gibi olumsuz yanları ve ihtiyaçları olduğunu görünce ilişki eskisi kadar kusursuz devam etmez.
Savunmacı tutum
Savunmacı tutum, bazen de eşlerden birinin aşırı derecede güvensiz ve diğerine bağımlı olmasından kaynaklanır. Tıpkı bahsettiğimiz önceki durumda olduğu gibi, bu şartlar altında da sonuç her iki kişi için de olumsuz olacaktır. Eşlerden biri nedeni gerçek olsun veya olmasın kendini tehdit altında hissederken, diğeri sonsuz bir şüphe duyacaktır. Karşı tarafın korkmasına neden olan kişi ya onun üzerinde kontrol oyunları oynayacak ya da çözüme kavuşmayan bir suçluluk duygusuna kapılacaktır.
Bunları göz önünde tutarak, çiftin artık sevgiyle değil korkuyla bağlandığını söyleyebiliriz. Birbirini koşulsuz seven ve destekleyen iki kişi, gizli iki düşmana dönüşmeye başlar. Eşler birbirine güvenemez. Kendilerini daima korumak zoruna hisseder. Bu durumda ise ya beraber bir karar alıp sorunu çözmeyi dener ya da ayrılık kararı alırlar. Bu durumda ayrılmak her ikisi için de yararlı olabilir.
Çatışmayı yok saymak
Tartışmayı önlemek de bir tür savunmacı tutum olarak sayılabilir. Bu davranış pasif veya üstü kapalı olabilir. Bunun mantığı tartışmaları, sorunları ve mesafeleri yok sayarak ayrılığı önlemektir.
Eşlerden biri diğerine karşı düşüncesiz ve zarar verici biçimde davranabilir. Buna karşılık bu muameleye maruz kalan taraf ise sessizliğini korur. Olanlara karşı hiçbir şey dile getirmez. Böyle bir şeyin ateşe körükle gitmek olacağını düşünerek tepki vermekten kaçınır. Bu nedenle ilişki, korku ve taraflardan birinin bağımlılığı yüzünden devam etmiş olur.
Maalesef, tartışmaları yok saymak onları yok etmeye yetmiyor. Bir sorunu çözümsüz bıraktığınız her defasında, sorun daha da büyür ve dönüşü olmaz. Genelde çözülmemiş olan problemler kaygıya neden olur. Bunun yanı sıra, depresyon ve ciddi mutsuzluğa da yol açabilir. Elbette bu sırada asıl mesele de büyümeye devam eder.
Birlikte olmak yalnızca çekimde ibaret değildir. Bununla birlikte farklı durumlarla başa çıkmayı da bilmeniz gerekir. Eğer aşkı canlı tutmak ve ayrılıktan uzak kalmak istiyorsanız sevgiyle ancak net ve doğrudan iletişim kurmaya odaklanmalısınız. Ergenlik fantezilerinizi bir kenara bırakın, bu fanteziler ilişkinize faydadan çok zarar verir.