Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, A Haber televizyonunda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Hakkari ve Şırnak’ın il merkezlerinin ne zaman taşınacağı, nasıl bir taşınmanın olacağı yönündeki soru üzerine Kurtulmuş, bu taşınmadan kastın, fiili olarak binaları bir yerden başka bir yere götürmek olmadığını bildirdi.
Taşınmadaki kastın, şehirlerin idari merkezlerinin Cizre ve Yüksekova’ya alınması olduğunu belirten Kurtulmuş, “Buradaki temel gerekçe şudur, bazı şehirlerde, şehrin merkez ilçesi ve hükümetle alakalı birimlerin olduğu yerler, Şırnak, Hakkari, Bitlis gibi şehirlerin merkezleri daha sıkışıktır. Bitlis’te şehrin hemen dışında olan Tatvan daha gelişmiştir. Hakkari’de Yüksekova daha gelişmiştir, Şırnak’ta Cizre daha gelişmiştir. Buralarda yapılan havaalanları, şehrin doğal gelişim seyri, Cizre ve Yüksekovada’dır” diye konuştu.
İki ilin merkezlerinin taşınmasının epeydir konuşulan bir mesele olduğunu dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Bunun son terör olaylarıyla hiçbir ilgisi yoktur. Daha önceki dönemlerde de konuşulan bir konudur. İdari merkezlerin de buralara alınmasıyla birlikte, zaten doğal olarak şehrin gelişim aksı, Yüksekova ve Cizre’ye doğru olduğu için buralarda şehrin kendi doğal gelişimini tamamlaması ve buna uygun realite ile resmi olanın da üst üste örtüştürülmesi planlanmıştır. Buradan kastedilen budur. Yoksa fiilen oradaki binaları alalım, öteki tarafa taşıyalım değildir. Bu anlamda bir idari tasarruftur. Faydalı olacağı, bunun hem Şırnak hem Hakkari için il bütününe çok önemli katkıları olacağını düşündüğümüz için bu konu konuşulmuştur. Bunun zamanlaması, ne şekilde yapılacağı Bakanlar Kurulu’nda gündeme gelerek uygulamaya geçilecektir.”
“Sadece güvenlik gerekçesiyle doğrudan ilgisi yoktur”
Kurtulmuş, projenin güvenlik konularıyla alakasının olmadığını vurgulayan, “Bu çok önceden beri konuşulan bir meseledir. En azından bir sene öncesinden itibaren, belki daha öncesinden konuşulan bir meseledir. Bunun son gelişmelerle, sadece güvenlik gerekçesiyle doğrudan doğruya bir ilgisi yoktur. Şehrin doğal gelişim seyrine uygun, şehrin idari yapılanmasının da sağlanmasıdır” değerlendirmesinde bulundu.
“Rehabilitasyon çalışmasına ihtiyaç var”
Taşınmanın, kimin koordinesinde olacağı konusundaki soru üzerine de Kurtulmuş, şu yanıtı verdi:
“Bölgede yapılacak olan faaliyetlerin koordinasyonuyla ilgili olarak benim başkanlığımda bir koordinasyon oluşturulacak. Dün akşam 8 bakan arkadaşımızla birlikte bu toplantıyı yaptık. Hem mevcut terörle mücadelenin sürdürülmesi hem bu mücadele sırasında sivil halkımızın uğradığı zararların bir türlü bertaraf edilmesi, bundan sonraki süreçte, nihayetinde bu arızi bir süreçtir, sürekli inşallah terör devam etmeyecek, çok kısa bir süre içerisinde terör örgütünün imkan ve kabiliyetlerinin sonlandırıldığı, böylece bu parantezin kapatıldığını inşallah hep beraber yaşayacağız. Bu süreç içerisinde bir rehabilitasyon çalışmasına ihtiyaç var. Şehirlerin rehabilite edilmesi, terörden zarar görenlerin maddi ve manevi mağduriyetlerinin ortadan kaldırılmasıyla ilgili her bakanlığın üzerine düşen birtakım sorumluluklar var. Bunların koordine edilmesi, tek elden yönetilmesiyle ilgili de bir koordinasyona ihtiyaç var. O koordinasyonda zaman zaman toplantılar yaparak bu süreci yürüteceğiz.”
“78 milyon vatandaşın hepsi 81 ilimizin sahibidir”
Kurtulmuş, “Kentlerin taşınması iki il ile mi sınırlı, yoksa başka illerin merkezlerinin taşınması söz konusu mu” sorusu üzerine, şu anda konuşulan durumun Yüksekova ve Cizre ile ilgili olduğunu dile getirdi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Yüksekova ve Cizre projelerini açıklamasının ardından HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın söylediği sözlerle ilgili Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Herhalde Sayın Eş Başkan Türkiye realiteleri içinde yaşamıyor. Türkiye’nin hiçbir yerinde Kürtlerin şuradan şuraya taşınması gibi bir proje yoktur. Türkiye’nin her yerinde Kürt kardeşlerimiz vardır. Yani herhangi bir bölge, şehir Kürtlere ait değildir. 81 şehrin her tarafında Kürt kardeşlerimiz vardır, diğer etnik kökenlerden gelen insanlar gibi. Böyle bir yorumda bulunmak bile ‘gerçekleri hiç anlamamak’ demektir. Hakkari’de, Şırnak’ta yaşayan Kürt’ten daha fazlası diğer batı şehirlerimizde yaşıyor. Bizim böyle bir kaygımız olmadığı gibi meseleyi Sayın Eş Başkanın söylediği gibi düşünemeyiz, aklımıza da getirmeyiz. Bu, eski zihniyetin ürünü olan bir yaklaşımdır. Türkiye’nin her ili, her ilçesi bu memleketteki 78 milyon vatandaşın hepsi 81 ilimizin sahibidir. Şırnaklı aynı zamanda Edirne’nin de Trabzon’un da sahibidir. Trabzonlu, Şırnak’ın, Cizre’nin, Van’ın da sahibidir. Meseleyi böyle görmek lazım. Herhangi bir taşınma, herhangi bir iskan, herhangi bir tehcir politikası ne aklımızın ucundan geçer ne de bu sözleri söyleyenlere itibar ederiz. Ne de böyle eleştirilerde bulunanların zamanın ruhuna uygun davrandıklarını söyleyebiliriz. Bu tamamen zamanın ruhunu aykırı bir eleştiridir. ‘Laf olsun’ diye söylenmiştir. Allah akıl fikir versin, böyle bir eleştiri yapmak da akıl ve fikir gerektirir.”