Mustafa Erturhan işi gereği haftada ortalama 25 kilometre yürümek zorunda. Ekibiyle birlikte tren rayların üstünde yürüyerek gerekli bakım ve onarım çalışmalarını tespit ediyorlar. Hemen hemen tüm illerde onun gibi bu işi yapan görevliler mevcut. Ancak onu diğerlerinden ayıran çok farklı bir özelliği var. Çünkü Erturhan bu yürüyüşlerini dürbünü ve bazen teleskobu ile birlikte yapıyor.
27 yıldır yol bakım şefliği görevini yürüten Mustafa Erturhan, aynı zamanda profesyonel bir kuş gözlemcisi. Kendisi işini zevkli hale dönüştürmeyi başarmış. Rayların üzerinde yürürken, yanına aldığı dürbünü ile aynı zamanda kuş gözlemi yapıyor. Böylece yaptığı işten daha çok keyif aldığını ifade eden Erturhan ‘İşimi en çok sevme nedenim sanırım doğayla iç içe olması ve benim orada yürümek zorunda olmam. Çünkü üstlendiğim görev dürbün ve fotoğraf makinesi ile yapılan ender işlerden birisi. Bu zamana kadar 10 bin kilometre yol yürüdüm” diyor
Dünya üzerinde yabani kuşlar için oluşturulmuş ortak veribankası e-bird’ün kayıt ve alan sorumlusu olan Erturhan; Trakuş’un da gözlem ağı sorumlularından. Aynı zamanda Türkiye Nadir Tür Komitesinde de görevli olan Erturhan doğaya olan tutkusunu işi ile birlikte yapıyor.
Bu zamana kadar 300’ün üzerinde farklı kuş türünü de bu şekilde kayıt altına alan Erturhan, ülke için nadir sayılan türleri tespit etti.
Zaman zaman bu kontrollerinde fotoğraf makinesini de yanında götüren Erturhan’ın bir projesi de ‘Rayları mesken tutan kuşlar’ adlı bir sergi yapmak. Bunun için şimdiden pek çok fotoğraf çektiğini belirten Erturhan ‘Demiryolları, tren yolcuları ve fotoğrafçılardan oluşan kendi hayran kitlesine sahip .
Kimisi rayların tıkırtısını dinleyerek yolculuk etmenin keyfini çıkarırken, kimileri bazen trenden yolları, bazen yollardan trenleri görüntülemek için o köprü senin bu tünel benim koşturuyor.
Erturhan, “Raylar gerçekten de söylendiği gibi çok güvenli noktalar değil. Yaklaşık 20 santim yükseklikte metalden oluşan, sıcaklığı kışın -20 derecelere düşen, yazın +60 derecelere yükselen, kuşlar için hiç de çekici olmaması gereken ortamlar olmasına rağmen sürekli üzerlerinde kuş görmek mümkün. Demiryolları yapım aşamasında doğanın içerisinde fazlalık olarak görülse de zamanla doğaya nispeten uyum sağlıyor” diyor.
Demiryolunun karayoluna göre daha el değmemiş doğal güzelliklerin içinden geçiyor’ şeklinde konuşan Mustafa Erturhan sözlerini şöyle tamamladı: “Benim gibi kuş gözlemcisi olan arkadaşlarımı toplayıp tren yolculuğu ile turlar da organize etmeye başladık. Turların ilkini ‘Çıldır Gölünde Buzun üstünde yürümek’ sloganıyla Doğu Ekspresi ile Kars-Iğdır-Ağrı üzerine yaptık. Kuş gözlemcisi arkadaşlarımız trenle yolculuğun tadına vardıktan sonra her sene turları düzenlemeye başladık. Öyle ki turlara Avusturya’dan bile katılım var. Arkadaşlarımızın talebi doğrultusunda ikinci turu Van’a ve 3. turu ise Adana-Hatay bölgelerine yaptık. Pek çok gözlemcinin ilk kez katıldığı bu turlara her sene ilginin artıyor. Hepimiz kuş gözlemcisi olunca ve tren gibi sosyal ortamlara müsait bir ulaşım aracı söz konusu olunca her anımız çok keyifli geçti. Gerek yolculuğumuz boyunca gerekse gittiğimiz yerlerde hep tabiatın içindeydik.’
Bu yıl düzenlenecek tur, ülke sınırları dışında çıkarak Gürcistan’a yapılacak.