22. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansının (ICCI 2016) “Enerji Sektöründe Yeni Bir Yol Haritası: Serbestleşme Sürecinde Neredeyiz?” başlıklı TÜSİAD Özel Oturumu’nda konuşan Ak, Türkiye’nin, iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik ulusal katkısı dahilinde 2030 yılına kadar rüzgar enerjisi kapasitesini 16 GW, güneş enerjisi kapasitesini ise 10 GW düzeyine çıkarmayı hedeflediğini belirterek, bu hedefleri yakalayabileceklerini kaydetti.
Fosil yakıt maliyetlerinin son yıllarda içinde bulunduğu düşüş trendinin yenilenebilir enerji yatırımlarını etkilemeyeceği düşüncesinde olduğunu ifade eden Ak, şunları aktardı:
“Türkiye, rüzgar enerjisinde olduğu gibi geleceğin önemli bir enerji kaynağı olarak görülen güneş enerjisinde de oldukça yüksek bir potansiyele sahip. Kuzey Afrika, Çin ve Orta Doğu gibi güneş sektöründe katlanarak büyüyecek bir pazarın merkezinde yer alıyoruz. Türkiye’nin bu potansiyelini çok iyi değerlendirmesi, güneş enerjisi teknolojisini geliştirmesi gerekiyor. Böylece çevre pazarlara da panel ihracatı yaparken, yabancı yatırımcıların da bu alandaki üretimini Türkiye’ye kaydırmasını sağlayabiliriz. Güneş enerjisi teknolojilerinin geliştirilmesiyle ülkemiz, bölgede üretim üssü haline gelebilir. Böylece güneş enerjisinde 10 bin MW hedefinin de üzerine çıkabileceğine inanıyorum.”