Müezzinoğlu, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki Gölpark’ta, Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneğinin (BAL-GÖÇ) yöneticileri ve üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, fantom ağrısının, insanın kaybettiği uzvunun sancısını çekmesi anlamına geldiğini söyledi.
Balkanların, “Türkiye’nin fantom ağrısı” olduğunu ve bunu azaltmak için çalıştıklarını anlatan Müezzinoğlu, bu coğrafyada Türk bayrağı dalgalanmasa da Osmanlı Devleti medeniyetinin yaşamaya devam ettiğini vurguladı.
“Ömür boyu siyaset yasağı olan bugünkü Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’da fantom ağrısı benden daha ağır” diyen Müezzinoğlu, Cumhuriyet döneminde “Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı” sıfatıyla Batı Trakya’ya ilk ziyaretin Erdoğan tarafından gerçekleştirildiğini hatırlattı.
Müezzinoğlu, sunları kaydetti:
“Balkanlar, medeniyetimizin zenginlik olarak sunulduğu bir yer, hak ve adalet, barış ve huzur, ilim ve irfan, sevgi ve hoşgörü medeniyeti. Oralarda dünyaya zenginlik olarak medeniyeti sunduk ve o medeniyetin değerlerini yeniden orada örnekleyebilmek ve yaşatabilmek gibi görev ve sorumluluğumuz var. Birlik ve beraberlik içinde, herkesi kucaklayan, ayrıştıran, çatıştıran ve yıpratan anlayışlardansa bir araya toparlayan, ortak hedeflere yönlendiren bir anlayışı merkeze almamız lazım. Farklı yaşam tarzlarımız ve duruşlarımız olacaktır ama bayrağımız, milletimiz, vatanımız ortak. Hedeflerimiz tek. Büyük, güçlü ve tarihte olduğu gibi yine söz sahibi bir Türkiye’nin mücadelesini veriyoruz. Bunu, ayrışarak, ayrıştırarak, çatışarak başarabilmemiz mümkün değil.”
“Bu millet, milli ve manevi değerleriyle yarınlara yürüyecek”
Balkanlara yapılan hizmetleri çok daha iyi noktalara taşımayı hedeflediklerini belirten Müezzinoğlu, Bursa ile Üsküp merkezli bir hava köprüsü kuracaklarını dile getirdi.
Üniversitede öğrenim gördüğü yıllarda, nereli olduğunu soranlara “Yunanistanlıyım” demekte zorlandığını, bu yüzden “Batı Trakyalıyım” cevabını verdiğini ifade eden Müezzinoğlu, “O zaman üniversitedeki kardeşim, ‘Uzunköprülü mü, Keşanlı mısın, Edirneli misin?’ diyordu, Trakya’nın batısını algılıyordu. Kafasında ‘Batı Trakya’ mefhumu yoktu. Türkiye o kadar içine kapanmış ki Batı Trakya eğitimde, kitaplarda yok. Bosna Savaşı oldu, yüz binlerce Müslüman kardeşimiz katledildi. Bu millet, Bosna’yı o zaman öğrendi” diye konuştu.
Müezzinoğlu, daha yapılması gereken çok iş olduğunu belirtti. Batı Trakya’daki gelişmelere değinen Müezzinoğlu, şunları söyledi:
“Batı Trakya’da eğitimin, Türkçe’nin her geçen gün geriletiliyor olması, seçilmiş müftünün atanmayıp atanan müftünün toplumda ikilik oluşturması, anaokulu mecburiyeti koyup ‘müfredatta mecburi ders, Yunanca’ denilen koşullarda mutlu olabilir miyiz? Dertleri paylaşarak azaltmak ve Balkanlar’daki insanımızın yarınlara yürüyüşünü güçlendirmemiz lazım. Oralarda bu millet, milli ve manevi değerleriyle yarınlara yürüyecek ama ana vatanın gücüyle, dinamikleriyle onların duruşu farklı olacaktır.”