Bursa Cumhuriyet Savcılığı’nın sürdürdüğü soruşturma kapsamında Gemlik Gübre’de iş bölümlerinden sorumlu olan A.G.K., G.K., İ.M.H., M.M. ve E.E.M. hakkında “taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet vermek” suçundan 15’er yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.
Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya patlamada yaralanan işçi Mustafa Karayol ve ölen Uğur Çavdar’ın yakınları ve sanıklar katıldı.
Fabrikada kimyager olarak çalışan sanık M.M., savunmasında kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmedi.
Patlama öncesinde fabrikada herhangi bir idari pozisyonunun bulunmadığını öne süren M.M., patlamadan sonra organizasyon şemasının ortaya çıktığını, kendisinin sanki gübre üretim müdür vekiliymiş gibi gösterildiğini savundu.
İnternet üzerinden başka bir fabrikanın organizasyon şemasının kopyalandığını iddia eden M.M., ”Hatta görev ve sorumlulukları belirten yazıda bizim fabrikada bulunmayan kalite yönetim sistemini takip eder şekilde görevlendirme yapılmıştır ki böyle bir sistem fabrikamızda yoktur. Ben patlama sırasında lojmanda evimdeydim, patlamanın olduğu bölümde değil. Fabrikanın tüm bölümlerinde çalışıyordum, suçsuzum, beraatımı talep ediyorum” dedi.
Diğer sanıklardan fabrika yöneticisi A.G.K. ise, ilk ifadesinde M.M.’nin suçlu olduğunu söylemediğini vurgulayarak, “Kazadan sonra araştırmaya gittik. Patlayan tesis değil borudur. Kazanın sebebi aşağıdan bağlanan hattan asit verilmesi değil, borunun ısıtılmasıdır. Bunun talimatını da M.M. vermiştir. Ancak bu kararı hattın açılması için vermiştir” diye konuştu.
Bu acil durum planının kaza öncesinde bulunduğunu, ama yeterli olduğunu zannetmediğini belirten A.G.K., “Bu tür eylem planlarında iş güvenliği de dahil çalışan bütün personel bizim gibi inanmadığı ve o şuurda olmadığı sürece yeterli verimi alamazsınız. Ben işe başladığımdan beri müdahale ediyorum ancak yetersiz kalıyor. Sistemdeki blokajlama daha önceden de yaşandı mı bilmiyorum. İlk defa bu kadar dramatik blokajlama olduğunu kazadan sonra öğrendim. Bu olayın olma sebebi ısıtılmasıdır” dedi.
Sanıklardan G.T. ise, bugüne kadar sirkülasyon hattının hiç tıkanmadığını, ancak seperatör ayağının tıkandığını söyledi. Tıkanmalarda fabrikadaki uygulamaya göre hattın asitle yıkandığını anlatan G.T., “O hat atmosferik olduğu için orada gaz birikmesi veya tazyik olması mümkün değildir. En fazla 15-20 dakikada bu hat açılır. Asit yıkaması kararı ben varsam sorumluluk bendedir, ben yoksam yerime bakan M.M.’ye aittir. Sirkülasyon hattına asit verilmesi olayında yönetim kurulunun bilgisinin olup olmadığını bilmiyorum. Talimatlara göre asit veririz. Sirkülasyon dönüş hattı ilk defa blokaj oldu. Ben buraya herhangi bir asit verin talimatı vermedim. Benim yerime bakan M.M. tarafından verilmiştir” şeklinde konuştu.
Bunun üzerine M.M. de, kendisiyle G.T. arasındaki konuşmaların takibi için telefon numaralarını mahkeme heyetine sundu. Mahkeme heyeti, sanıkların ve müştekilerin savunmalarını aldıktan sonra yeni tanıkların dinlenmesi, patlama sonrası yapılan incelemelerin raporlarının alınması, patlamanın olduğu iddia edilen SCRUBBER sisteminin projesinin kimlerce yapıldığını gösteren onaylı projenin alınması için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
“ADALET TECELLİ EDENE KADAR HAYKIRACAĞIZ”
Patlama ölen ve yaralanan iki işçinin yakınları, duruşma öncesi Bursa Adliyesi’nin önünde bir araya geldi. Hayatını kaybeden işçi Uğur Çavdar’ın babası Ekrem Çavdar, yaptığı basın açıklamasında bütün sorumluların yargılanmasını istediklerini aktardı. Fabrikanın yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı M.Y. ve diğer şirket ortakları hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararına yaptıkları itirazı Sulh Ceza Mahkemesi’nin kabul ettiğini hatırlatan Çavdar, savcılığın şirket ortakları hakkında bilirkişi raporlarını yeniden incelemeye aldığını belirtti. Çavdar, açıklanan sistem değişikliği sırasında işçilerin çalıştığı vardiya odasının yıkıldığını ancak ortamda biriken amonyum nitrat gazı nedeniyle inşaatı tamamlayacak bölümün ve taşeron firma çalışanlarının ortamda çalışmayı reddettiğini söyleyerek, “Vardiya halinde ikişerli gruplar halinde çalışan 7 işçi, yüzde 80 oranında amonyum nitratın biriktiği bir ortamda hayati tehlike altında çalışmak zorunda bırakılmıştır. İşçiler, işverenin talimatı ile gazın en düşük ölçüldüğü söylenen asansör boşluğunun kapısında çalışmaya zorlanmışlar ve gerçekleşmesi an meselesi olan patlamanın vuku bulması ile de Uğur Çavdar, 40 metreden asansör boşluğuna düşerek hayatını kaybetmiştir. Kanun dışı çalışma koşullarını sonra erdirmek için davalarımızın takipçisi olmaya devam ediyoruz. Adalet beklentimizi her duruşma öncesinde de adalet tecelli edinceye kadar haykıracağız” dedi.