Ağzınıza bir parça yeşil elma götürmeden önce ona baktığınızda, onun sulu, asidik ve ekşimtırak tadını hissedersiniz, değil mi?
Peki, bu nesne bildiğiniz bir şey değil de bir kumanda olsa ya da bardak? Bunların tadını hissedebilir misiniz?
Zihninizde bir tat duyumsar mısınız?
Mesela bir notayı duyduğunuzda, gözünüzün önüne renklerin gelmesi durumu ya da herhangi bir tat alma durumu olur mu?
Eğer bu sorulara cevabınız evet ise, siz de bir sinesteziksiniz.
Sinesteziye sahip kişilerde bir duyu organının beyin işleme noktasına iletilmesi gereken, sinyaller garip bir şekilde başka bir duyu organının işleme bölümüne aktarılıyor.
Örneğin duyulan bir beyinde bir renk olarak karşılık buluyor. Ya da tam tersi olarak, belli bir renk beyinde ses duyulmasına sebep oluyor.
Sinestezi sadece ses ve renk karmaşasından ibaret değil. Farklı çeşitleride var. Örneğin bazı sinestezi sahipleri sayılarıda renk olarak algılıyor. Her bir sayıya baktıklarında farklı birer renk görüyorlar.
Kulağa inanması güç gelsede sinestezi oldukça gerçek bir rahatsızlık ve toplumun en az %4’lük kesiminde görülebiliyor. İşin ilginç yanı ise sinestezi sahipleri farklı bir algıya sahip olduklarının farkına varmadan uzun yıllar yaşayabiliyorlar. Çoğu sinestezi sahibi, böyle bir duruma sahip olduklarını gördükleri şeyler konusunda, etraflarındaki insanlar ile bariz bir şekilde anlaşmazlığa düştüklerinde farkedebiliyor. Sinestezi sanıldığı gibi rahatsızlık yaratan bir durum değil aksine bazı durumlarda kişilere avantaj sağlayan bir algı bozukluğu.
Örneğin, sayıları renk olarak algılayan bireyler, uzun sayı dizelerini rahatça ezberleyebiliyor ya da sesleri renk olarak algılayan sinestezi sahipleri, enstrüman çalma konusunda oldukça yetenekli işlere imza atabiliyor. Tersi bir biçimde duyduğu sesleri renk veya renklerle karışık olarak algılayan sinestezi sahipleri ise etrafta duydukları şeyleri tuvale dökerek resim konusunda oldukça avantajlı olabiliyorlar. Bu tarz bir sinesteziye sahip kişi örneğin bir kuşun ötüşünü dilnlerken, sürekli akan bir yeşil renk cümbüşü görebiliyor. Bu sebeplerden ötürü sinesteziye sahip kişilerin büyük çoğunluğu sanata yönelmiş kişilerdir.
Sinestezinin neden ortaya çıktığı tam olarak bilinmese bile çalışma şekli biliniyor. Beynimizde sinyalleri algılama ve işleme ile görevli birbirinden farklı alanlar bulunmakta. Mesela duyma ile ilgili korteks daima dıışarıdan gelen sesleri işleme amacını güder az da olsa diğer bölgelerle de iletişim kurar ancak bu sınırlıdır. Mesela annenizin size çocukken yaptığı bir kekin kokusunu başka bir yerde aldığınızda annenizi hatırlamanız gibi olaylar için beynin farklı görev bölgeleri arasındaki iletişim gereklidir.
Ancak sinestezi sahibi insanlarda bu durum biraz karışıyor. Örneğin bir ses duyulduğunda kişi yoğun bir şekilde renk görmeye başlıyor. Bir başka deyişle beynin farklı görev bölgeleri birbirlerinin işine biraz fazla karışıyor. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi sinestezi az rastlanır olsa da sanılandan daha yaygın. Yani siz veya bir tanıdığınız farkına bile varmadan sinesteziyle yaşıyor olabilir. Eğer sizin veya çevrenizden birinin daha önce başına yukarıdakilere benzer durumlar geldiyse, bu konuyu derinlemesine araştırmayı ve bir uzmana başvurmayı ihmal etmeyin.