Gıyasettin Bingöl: Sırada Üniversite var

4 kolej, 4 temel lise, 2 temel ortaokul ile kentin en büyük eğitim grubu unvanını elinde tutan Deneyim Özel Eğitim Hizmetleri, 15 milyon dolarlık bütçeyle bu yılın en iddialı yatırımına imza attı.

Gıyasettin Bingöl: Sırada Üniversite var

Halen farklı kademelerde iki binden fazla öğrencinin eğitim gördüğü grubun yönetim kurulu başkanı Gıyasettin Bingöl, İngiltere dönüşü sorularımızı yanıtladı. 

Okulöncesi eğitimde ezber bozan standartlarıyla kısa zamanda marka haline gelen Bursa Çocuk Üniversitesi’ni ülke geneline yaymaya hazırlandıklarını belirten Bingöl, 3 yıldır gündemlerinde olan üniversite projesinde ise sona yaklaşıldığını belirtti. Bingöl, eğitim kurumlarının yeni hedefinin ise %100 sonuç odaklı İngilizce öğretmek olduğunu vurguladı. 

Kişi başına düşen milli gelirin ancak üretimdeki katma değerin artırılmasıyla mümkün olabileceği çok net görülüyor. Bu da insan kaynaklarının nitelik kazanmasıyla başlıyor.

Eğitim bir sevda işi. Eğitimden kazandığımızı da yine eğitime yatırıyoruz. “Ayrıştırmadan, yarıştırmadan herkes için nitelikli eğitim” yıllardır Sınav’ın ana vizyonu.

Bursa dışından farklı kentlerden Bursa Çocuk Üniversitesi açılması yönünde yoğun talep alıyoruz. Biraz da buraya odaklandık. Eskişehir, İstanbul, İzmir ve Balıkesir’de okullar gündemimizde.  

Özel eğitime daha çok görev düşüyor 

Yeni yılda eğitim ve öğretimden beklentileriniz neler? 

Kararlılık, süreklilik ve reel gerçeklik. Bir Ak Partili olarak, Milli Eğitim’de yapılan hataları  en çok eleştirenlerden biriyim. Sistem değişiklikleri, içini doldurmadığınız sürece sonuç vermiyor. Elbette, sistemi iyileştirmek öncelik olmalı. Fakat uygulama daha önemli. Bu yüzden özel eğitime daha çok görev düşüyor. Devletin üzerindeki yükü ne kadar azaltabilirsek, devlet Yavuz Selim, Arabayatağı, Çarşambapazarı veya diğer mahallelerdeki okullara daha iyi hizmet götürmek zorunda kalacak. Daha önceki yıllarda da gündeme getirdiğim, eğitimin yerelden yönetilmesi konusu; eğitimde ciddi bir reform sağlanacaksa 2016’da çok ciddi biçimde tartışılmalı ve uygulanmalı. Bir kentin, bu kentteki okulların gerçeklerini bilmeden, ihtiyaçlarını iyi anlamadan, merkezden çözüm üretilemiyor.

Bursa’ya ve eğitim dünyasına bir mesajınız var mı? 

Her röportajın sonunda söylediğim gibi, “Bizi izlemeye devam edin”. Ülkemize ve dünyaya 2016’nın güzellikleri, iyilikleri, barışı ve kardeşliği getirmesini temenni ediyorum. Eğitimin tüm birimlerinde görev yapanlara da sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Çok kutsal bir görev ifa ediyorlar. Üstelik tüm şartlarda, tüm zamanlarda.  

6 yıldır sürekli yatırım halindesiniz, finansman tarafı bir yana yorulmadınız mı? 

Böyle bir hakkımız yok. Eğitim ve öğretimin temel dinamiği değişim. Fransızlar, İsveçliler, Almanlar, İngilizler, Japonlar yüzyıllardır yorulmuyor. Dünya ülkesi olabilmek böyle başlıyor. Kişi başına düşen milli gelirin ancak üretimdeki katma değerin artırılmasıyla mümkün olabileceği çok net görülüyor. Bu da insan kaynaklarının nitelik kazanmasıyla başlıyor. Ürettiğimiz patent sayısı, dünyaya akredite üniversite sayımız, bilişim gibi yüksek teknolojiye odaklı sektörlerdeki üretim gücümüz ve daha birçok gösterge insan kaynaklarına bağlı. 24 saatte 36-40 saat çalışmalıyız. Eğitimde, kimsenin yorulmaya da, şikâyet etmeye de hakkı yok. 

Kestel ve Mustafakemalpaşa’da yaptığınız kolej yatırımlarıyla kentin büyük eğitim grubu oldunuz. Toplam yatırım değeri ne oldu? 

Her kolej projesinde bir öncekini aşmak eğitim grubumuzun geleneği haline geldi. Demirci’de faaliyet gösteren ilk kolejimizin ardından geçen yıl Balat kampüsümüz, eğitim öğretim yılının başında da Kestel ve Mustafakemalpaşa kolejlerimiz hizmete girdi. İnşaat süreci, teknolojik donanımlar ve insan kaynakları ile  2015 itibariyle 15 milyon dolarlık yatırım yaptık. 

Eğitim grubunun hacminin daha somut anlaşılabilmesi için şöyle sorsak; kaç öğretmen, kaç yardımcı personel görev yapıyor. Toplam kaç öğrenciniz var?

4 kolej, 4 temel lise, 2 temel ortaokulda 700 eğitim profesyoneli istihdam ediyoruz. Yardımcı hizmet birimleriyle 1.000 kişilik bir aileyiz.  Öğrenci sayımız da 7.000’e ulaştı. Çok geniş bir aileyiz. Neredeyse Bursa’nın her mahallesinde bir Sınavlı ya da Bursa Çocuk Üniversiteli var. 

Yakın çevrenizden hiç şu tepkiyi almıyor musunuz; “Bu kadar yatırımı başka bir sektörde yapsaydınız, şimdi daha farklı bir noktada olurdunuz” Biz zaten farklı bir noktadayız. Sınav, eğitimde bir ekolün miladı. Salt karlılığa dayalı bir zihniyet ile var olmadık, olmayacağız da. Eğitim bir sevda işi. Eğitimden kazandığımızı da yine eğitime yatırıyoruz. “Ayrıştırmadan, yarıştırmadan herkes için nitelikli eğitim” yıllardır Sınav’ın ana vizyonu.    

 

Sınav Kolejleri’nin de içinde yer aldığı Deneyim Eğitim Hizmetleri’nin belki de en inovatif projelerinden biri Bursa Çocuk Üniversitesi. Okul öncesi eğitime yepyeni bir soluk getirdi. Nasıl ilerliyor? 

Bunca yıllık eğitim hayatımda beni en başından bugüne; çokça heyecanlandıran, duygulandıran bir marka Bursa Çocuk Üniversitesi. “Okulöncesi eğitim, çocukların ilkokula başlayıncaya kadar iyi vakit geçirdikleri bir basamak olmamalı, ama nasıl” dediğimizde ortaya çıktı. Çok iyi gidiyor. Demirci kampüs içinde açılan ilk Bursa Çocuk Üniversitesi’nden sonra Balat, Mustafakemalpaşa, Kestel’de hizmete giren kolejlerimizdeki tüm anaokullarını Bursa Çocuk Üniversitesi sitemiyle yapılandırdık. Tabii bunu anlatmak ve yaşamak başka. 3-4 yaşındaki bir çocuğun İngilizce konuşmaya başlaması, matematiği bir oyun sitemiyle öğrenip temel işlemleri yapabiliyor olması, kendi yemeğini pişirebilmesi, bir enstrümanı büyük bir maharetle çalması sıra dışı bir durum. Bursa dışından farklı kentlerden Bursa Çocuk Üniversitesi açılması yönünde yoğun talep alıyoruz. Biraz da buraya odaklandık. Eskişehir, İstanbul, İzmir ve Balıkesir’de okullar gündemimizde.  

Sadece Bursa Çocuk Üniversitesi değil kolejlerde de yabancı dil eğitimine ağırlık verdiniz. Kamuoyuna açıklanmamakla birlikte bir İngiltere merkezli bir eğitim grubuyla işbirliği içinde olduğunuzu biliyoruz. Hedefiniz nedir?

Çok yakın bir gelecekte ayrıntılarını paylaşacağımız üniversite projemizi saymazsak, kolej ve temel liselerimizde yatırım sürecinin önemli bir bölümü bitti.  Akademik başarılarımız, Türkiye ortalamalarının üstünde olmasına rağmen bunu yeterli görmüyoruz. Bu yüzden bilgi transferine daha çok önem vermeye başladık. Sınav’da, ilköğretim düzeyinde eğitim alan bir öğrencinin Anadolu Lisesi öğrencisi kadar İngilizceye hakim olmasını hedefliyoruz. Hem gramer altyapısıyla, hem kelime dağarcığıyla çocuklarımız, bir filmi izleyip anlayabilecek , İngilizce bir kitabı okuyabilecek en önemlisi konuşabilecek. Gizlilik anlaşması yaptığımız için detaya giremiyorum fakat İngiltere merkezli eğitim grubuyla bir dünya okulu olabilme idealimize ulaşacağız. 

Akademik başarılara daha mı çok odaklandınız? 

 Hep öyle idi. Genel müdürlüğümüzde yapılan bir istatistik çalışmasını paylaştılar. Bugüne kadar Sınav ekolü ile Bursa’da 675 gencin tıp fakültesi hayaline, 1.540 gencin mühendislik hayaline ulaşmasına ortak olmuşuz. Daha listenin devamı var. Yüzlerce eczacı, yüzlerce ekonomi uzmanı bir zamanlar Sınav Eğitim Kurumları’nda okumuş. Muazzam bir şey. Fakat hedefinizi miras yedi mantığıyla geçmişe dayarsanız, yeni destanlar yazamazsınız. Elbette burada bir diğer önemli noktada şu; öğrencinin beklentilerini, hayallerinide büyütebilmek. Ona yeteneklerini kabiliyetlerini keşfettirmek, kendi kendiyle, içindeki güçle, cevherle tanışmasını sağlamak. Bunları yapabildiğinizde eğitin başarıya ulaşıyor, fark oluşturuyor. Bu yüzden 2016’da, 2017’de, 2018’de ve devamında bizi izlemeye devam edenler, gördüklerini çokça alkışlayacak. 

Akademik başarıya dönük yapılanmada başka neler var? 

Çocuğa tercih hakkı tanımak, mutlu olacağı, sürdürebileceği bir geleceğe ortak etmek olmalı eğitimin temel dinamiği. İşte bunu tesis etmek için biz her branşta bilim kurulları oluşturduk. Tüm zümreler, düzenli olarak bir araya geliyor. Bilgiyi, çocuğun anlayabileceği en etkin yöntemle öğretmeye, anlatmaya odaklı stratejiler geliştiriyor. Kurumlarımızda sürekli devam eden bir hizmetiçi eğitim süreci var. Matematik ayrı, fen bilimleri apayrı süreçler yönetiyor. En konsantre, en güncel bilgi ve eğitim teknikleri çocuklarla paylaşılıyor. Yani önce bilgiyi paylaşanın, yani öğretmenin vizyonunu değiştiriyoruz. Kurum içinde bir öğretmenlerimizden ve bilim kurullarından oluşan bir akademi var. Bizim ekibimizde öncelikli koşulumuz her daim diri, enerjik kalmak. Eğitimi dinamizm olarak görmeyenlerin yeri yok.      

 

Müfredat içi ya da dışı, çocuklara sunduğunuz, sosyalleşmeye ya da iyi karakter kazandırmaya yönelik başka neler var?  

Sanat, edebiyat ve spor, dünya vatandaşı olmanın en önemli beslenme kanalları. Belki herkesin entelektüel bir derinlik kazanmasını beklemek fazlaca ütopik olabilir. Yine de zorlamak lazım. Bu nedenle Sınav Kolejleri’nde sanat, edebiyat ve spora büyük önem veriyoruz.  Okullarımızdaki spor tesisleri; yüzme havuzundan, tenis kortlarına, basketbol sahası, buz pateni pistlerine kadar öğrencilerimizin yeteneklerini keşfetmelerine odaklı. Sanat eğitimi anlayışımız da yine bu yönde. İstiyoruz ki bir çocuk yağlı boya tekniğini de bilsin, heykel nasıl şekil bulur öğrensin, bir sanat eserine sadece şekilsel değil, derinliğiyle bakabilsin. Ondan haz alsın. Mesela tüm okullarımızda çocuklarımız, farklı sınıflara göre her ay 2-3 kitap okuyor. Tüm bunlar dil gelişimi, karakter oluşumu için ciddi kazanımlar. 

Üniversite projesinde de sona doğru yaklaşıyorsunuz, ne zaman başlayacak kuruluşu? 

2 yıl önce başladı. Bizim, geleneklerimizden biri de bir proje üzerinde en az 4 yıl çalışmak, en iyi örnekleri analiz ederek, kendi modelimizi oluşturmaktır. Bu yaz, üniversitemizin kurucu kurulunu oluşturacak bir ekiple birlikte ABD’nin en iyi 12 üniversitesini gezdik, yerinde etüt ettik.  Yine 2 ay önce de benzer bir çalışmayı İngiltere’de yaptık. Geçen yıl Fransa’daydık. Üniversitenin ana omurgası ortaya çıktı diyebilirim. Hukuk, Sosyal Bilimler, Fen ve Edebiyat ile Mühendislik, öncelikli fakültelerimiz olacak.  

Üniversite projesinde de sona doğru yaklaşıyorsunuz, ne zaman başlayacak kuruluşu? 

Projenin altyapısını oluşturmaya 2 yıl önce başladık. Bizim, geleneklerimizden biri de bir proje üzerinde en az 4 yıl çalışmak, en iyi örnekleri analiz ederek, kendi modelimizi oluşturmak. Bu yaz, üniversitemizin kurucu kurulunu oluşturacak bir ekiple birlikte ABD’nin en iyi 12 üniversitesini gezdik, yerinde etüt ettik.  Yine 2 ay önce de benzer bir çalışmayı İngiltere’de yaptık. Geçen yıl Fransa’daydık. Üniversitenin ana omurgası ortaya çıktı diyebilirim. Hukuk, Sosyal Bilimler, Fen ve Edebiyat ile Mühendislik, öncelikli fakültelerimiz olacak.  

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X