HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hükümetin kalıcı barış getiremeyeceğini ve zihniyetinin buna uygun olmadığını öne sürerek, “Hükümetle anlaşamadığımız temel konu bu. Onlar barış hayalini satmak istiyorlar, biz gerçek barışı halkımıza armağan etmek istiyoruz” dedi.
Demirtaş, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmasına Yaşar Kemal’e Allah’tan rahmet dileyerek başladı. Emekten ve adaletten yana ilkeli duruşun her insana nasip olmayacağını ifade eden Demirtaş, “Bütün dünya ezilenlerine başsağlığı diliyorum. Yasaklı diliyle, yasaklanmış kültürüyle Çukurova’ya göçtüğünde, 90 yıl sonra Türkiye’nin aynı şekilde haktan, adaletten, barıştan yoksun olacağını düşünmüyordu. Aynı emek sömürüsü, haktan yoksunluk büyük ustanın romanlarında anlattığı gibi devam ediyor” diye konuştu.
TMMOB’un aldığı kararla 3 Mart’ın İş Cinayetleriyle Mücadele Günü olduğunu dile getiren Demirtaş, SGK verilerine göre 74 bin, TÜİK’in verilerine göre 706 bin kişinin iş kazalarında öldüğünü belirtti. Demirtaş, devletin iş cinayetlerinin yüzde 90’ını sakladığını söyledi.
“Kur farkından 60 saray parası havaya uçtu”
Demirtaş, ülke ekonomisinin kötü sinyal verdiğini savunarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesinde kriz çıkmaması için Merkez Bankası’na talimat yağdırdığını belirtti.
Erdoğan’ın seçimi kazanmak için ekonomiyi riske atmak, kendi bakanını ve Merkez Bankası Başkanı’nı azarlamak dahil her şeyi yaptığını öne süren Demirtaş, şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı’nın böyle bir yetkisi var mı? Yok. Neye dayanarak Merkez Bankası Başkanı’na ‘faizi düşür’ diyorsun? Anayasa’yı ihlal ediyor. Umurunda mı? ‘Bu Anayasa beni bağlayan Anayasa değil. Seçimden sonra kendime güzel bir Anayasa yapacağım’ diyor. Bunun için küçük bir eksik var, 400 milletvekili lazım. 400’cük. Bunu da halktan istiyor. Bunu durduracak tek güç HDP. Bize bu kadar yüklenmelerinin nedeni bu.
Cumhurbaşkanı’nın Merkez Bankası Başkanı’nı azarlamasından sonra kur farkından kaynaklı 81 milyar 871 milyon lira borç arttı özel sektörde. 60 tane saray yapılacak para havaya uçtu gitti. Sadece Cumhurbaşkanı’nın faizi indirin ısrarı nedeniyle. Cumhurbaşkanı bunu bilerek yapıyor. ‘Oy alayım, ülke umurumda değil’ anlayışının tezahürüdür.”
Babacan ve Başçı’nın her gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hakaret ve tehditlerine katlanmak zorunda olduklarını dile getiren Demirtaş, “Bu anlayış seçim sonrası ne olacak? Düşünün bir de 400 milletvekili kazanmış, bir de başkan olmuş. Düşünmeyin daha doğrusu. Çünkü böyle bir şey olmayacak. Bu ülkede başkanlık sistemi adı altında diktatoryal sistem kurulmasına asla izin vermeyeceğiz” dedi.
“Bingöl Üniversitesi aile şirketi”
Selahattin Demirtaş, seçim sonrasında veya seçim öncesinde AK Parti ile hiçbir uzlaşma yapmadığını vurguladı.
HDP’nin komplo ve iftirayla yıpratılmak istendiğini anlatan Demirtaş, “Kendi çirkinlikleri kapatılamayacak boyutta olduğu için artık çamur at izi kalsın politikası da tutmuyor. HDP açık ve aleni politika yürütüyor, bize saldıranlar kendini yıpratıyor” diye konuştu.
Demirtaş, Bingöl Üniversitesi’nde öğrencilerin 8 gündür açlık grevi yaptığını ifade ederek, Rektör Gıyasettin Baydaş’ın kardeşini rektör yardımcısı yaptığını, akrabalarını üniversitede önemli görevlere getirdiğini söyledi. Baydaş’ın üniversiteyi aile şirketi haline getirdiğini savunan Demirtaş, “Basın açıklama yapmak isteyen öğrencilere soruşturma açıyor, gözaltına aldırıyor. Öğrenciler nefes alamıyor artık. 8 gündür açlık grevindeler. Milli Eğitim Bakanı ve YÖK Başkanı’ndan açıklama bekliyoruz. Rektörü haddini bilmeye davet ediyorum” dedi.
“Açıklamayı 7 ay geciktiren kim?”
Demirtaş, hükümet ile HDP’nin İmralı heyetinin çözüm sürecine ilişkin ortak açıklamasına değinerek, “Elbette bu ülkede silahlar susmalı ve kesinlikle bırakılmalı. Bu HDP’nin ve HDP’yi destekleyenlerin arzusudur. Asla çatışma istemiyoruz. Koşullar ne olursa olsun demokratik siyasetten yanayız. En kısa sürede bu çağrının gereğinin yapılması için herkesin hazırlık yapması gerektiğini söyledik” diye konuştu.
Hükümetin ortak açıklama sonrası tutumlarından rahatsız olmasını gerektirecek bir şey olmadığını ifade eden Demirtaş, şöyle devam etti:
“Biz, ‘Hükümetin barış getireceğine zerre kadar inanmıyoruz, güvenimiz yok’ demişiz. ‘Bunu dersen süreci bozmak istiyorsun’ anlamına geliyormuş. İşte hükümetle anlaşamadığımız en temel konu bu. Onlar barış hayalini satmak istiyorlar, biz gerçek barışı halkımıza armağan etmek istiyoruz. Neden kızgınlar biliyor musunuz? Diyorlar ki, ‘Seçime üç ay kala tam da barışı pazarlayacaktık, buna engel oldunuz’ diyorlar. Ben de diyorum ki iyi ki engel olmuşuz. Tekrar ediyorum, biz sizin bu ülkeye demokrasi, özgürlük ve barış getireceğinize zerre kadar inanmıyoruz, asla inanmıyoruz.
Açıklama benden dolayı 25 gün gecikmişmiş. Açıklama 7 ay önce yapılacaktı. 7 ay geciktiren kim? Hemen Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası Ağustos sonunda açıklama yapılacaktı, bunun için uğraştık. 7 ay niye yapmadınız, yaptırmadınız bu çağrıyı? Neden biliyor musunuz? Seçime yakın yaptırıp, barış rüyalarını pazarlamak istediler. Buna öfkeliyiz, eleştiriyoruz, kızgınız diye barış karşıtı olmuşuz. Bakar mısınız ciddiyetsizliğe. Parlamento en fazla 1 ay daha çalışacak, bunun neredeyse tamamı Güvenlik Yasası denilen zırvayı tartışmakla geçecek. Parlamento kapanacak, 2 ay sonra da seçim var. Ne barış adımı atacaksın peki? Hangi yasa çıkacak? Tek bir önerileri var mı? Yok.
Biz yine de açıklamayı yapalım, destekleyelim dedik ama AKP’ye güvenmiyoruz. Sen parlamentoda İç Güvenlik Yasasını bile tekme tokat geçirmeye çalışan iktidarsın. Neyine güveneceğiz? Ne yaptın, hangi adımı attın da bizi mahçup ettin ki bugün bizden hesap soruyorsun? Bu hükümet bu ülkeye kalıcı barış getiremez. Zihniyetleri buna uygun değil. ‘Silah mı bıraktırmak istiyorsun, size gösterdiğimiz yol doğru yoldur. O yoldan gidin, silah bıraktırmak kolay olur’ diyoruz, ‘Hayır, bizim için acil olan silahların bırakılması değil, böyleymiş gibi olmasıdır’ diyorlar. Açıkça bunu söylemek istiyorlar. PKK silah bırakacak ama biz bıraktıracağız. Parlamentoya daha güçlü gireceğiz, biz PKK’ya silah bıraktıracağız. İnşallah cezaevlerini de dağları da demokratik uzlaşı çerçevesinde boşaltacağız. İsteyen olmayacağız, kendi sorunlarımızı kendimiz çözeceğiz.”
İmralı’nın Nevruz mesajı belli değil
Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demirtaş, Abdullah Öcalan’ın 21 Mart’ta görüntülü açıklaması olup olmayacağı konusunda, “Şu anda öyle bir hazırlık yok” dedi.
HDP heyetinin yakın zamanda İmralı’ya gideceğini ve bu konuda görüşme yapacağını belirten Demirtaş, “Var mı, yok mu öğreneceğiz. Heyetimiz İmralı’ya gitmeden bilme şansımız yok. Adalet Bakanlığı ne zaman ‘olur’ derse o zaman gidilecek” diye konuştu.
Hükümet ile HDP heyetinin ortak açıklama yaptığı 10 maddenin silahların bırakılması için ön koşul olmadığına yönelik açıklamaların hatırlatılması üzerine Demirtaş, “KCK ‘bu 10 madde koşul değil’ diyorsa, Öcalan ’10 madde koşul değil’ diye açıklama yapmış, hükümet de öyle yorumluyorsa, KCK da ‘bu haliyle silah bırakacağız’ diyorsa bizim itirazımız yok. Biz çatışmasızlıktan, demokratik siyasetin güçlenmesinden memnuniyet duyarız. Başbakan’ın dediği gibi mi, değil mi önümüzdeki günlerde herkes açıklamasını yaptığında göreceğiz” dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın HDP’yi “proje” olarak nitelemesine karşı görüşü sorulan Demirtaş, “Polemiğe girmek istemiyoruz ama halkın içinden çıktık, emeğimizle siyasette mücadele ettik, bugünlere geldik” dedi.
Arınç’ın şahsına hiçbir zaman “proje” demediğini ve demeyeceğini dile getiren Demirtaş, “O da hakiki siyasetçidir. Uzlaşmayız ama hakiki siyasetçi olduğunu bilirim. Proje değildir. Kendisinin de sıkıştığı zamanlarda bu tür çamur at izi kalsın politikasına düşmemesini öneririm” diye konuştu.