Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türk bilim insanlarıyla Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi’nde bir araya geldi.
“Biz siyasi makamda olan devlet adamları için öncelikli şart; bulunduğumuz ülkeyi, şehri bilim adamları için cazibe merkezi kılmaktır” diyen Başbakan Davutoğlu şunları söyledi:
“Ne kadar büyük ordulara sahip olursak olalım, ne kadar güçlü ekonomimiz olursa olsun, arkasında entelektüel bir zihni bir arka plan yoksa hiçbir devlet baki olamaz, arkasında bir değer boyutu olarak ahlak yoksa hiçbir bilimsel gelişme insanlığa huzur sağlayamaz.”
Başbakan Davutoğlu, “Türkiye’de fikir özgürlüğü mutlak anlamda hayata geçirilecektir. Bizim dönemde büyük ölçüde geçirildi ama fikir özgürlüğü anlamında karşılaşacağınız herhangi bir zorluk olursa bunun siyasi sorumluluğu bizim üzerimizdedir” ifadelerini kullandı.
“HİÇ KİMSENİN ÖNÜNDE EL PENÇE DURMADIM”
Başbakan Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben bugün yüzde 49,5 oy almış, demokrasi tarihimizin en yüksek oyunu almış bir seçimden çıkan başbakan olarak söylüyorum. Bizim huzurumuzda el pençe duracak bir bilim adamı istemiyoruz. Yine bir meslektaş olarak söylüyorum. Ne şart olursa olsun ben hiç kimsenin önünde el pençe durmadım, fikrimi teslim etmedim, sizlerin de teslim etmesini beklemeyiz.”
Başbakan Davutoğlu, “28 Şubat şartlarında ne kadar çok bilim adamının, bilim insanının, ne kadar çok öğrencinin Türkiye’yi terk ettiğini hepimiz biliyoruz, yurt dışında onları hep gördük. 2002’den itibaren bizim gerçekleştirmek istediğimiz en önemli hedef, Türkiye’yi, demokrasi ile bilimsel gelişmenin bir arada gerçekleştiği bir siyasal hukuki ortama kavuşturmak. Ve o günden bugüne de çok büyük bir gayret içinde bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz” dedi.
“DÖNÜŞLERDE DE BÜYÜK BİR İVME GÖRÜYORUZ”
“Yükseköğretimde de ciddi reformlara ihtiyacımız var ama şunu başardık” diyen Başbakan Davutoğlu şu ifadeleri kullandı:
“2001’de Türkiye’de bilim adamları yurt dışına gitmeye ve bir an önce yurt dışına ulaşmaya ve daha özgür ortamda, daha rahat imkanlarla bilimsel çalışmalarını yürütmeye çalışırken şimdi Türkiye’den bilim adamı kaçışı, bir proje bazında gidişi kaçış olarak görmüyorum, gidecek tekrar dönecek, evrensel, küresel bilgi birikimiyle tanışacak dönecek, onlar olması gereken, fakat Türkiye’deki baskılar veya demokrasinin ya da imkan eksikliği dolayısıyla gidişlerde ciddi azalma olduğu gibi geri dönüşlerde de büyük bir ivme görüyoruz.”
“BİZİM GÖREVİMİZ SİZLERE İMKANI SAĞLAMAK”
Başbakan Davutoğlu, “Eğer biz Türkiye’yi dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına sokacaksak, eğer biz Türkiye’yi dünyanın yükselen güçleri arasında hak ettiği yere getireceksek, bunun olmazsa olmaz şartı bilim insanlarının buraya doğru yönlerini dönmesidir. Bizim görevimiz sizlere bu imkanı sağlamak. Bizim görevimiz sadece sizlere değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına değil, Avrupalı, Amerikalı, Ortadoğu’da kriz yaşanan bölgelerdeki önemli bilim insanlarının da mesela Ukrayna’dan da yönlerini, ‘Ben Türkiye’ye gidersem imkan bulabilirim ve orada bu hedeflere ulaşabilirim’ diyerek yönlerinin buraya dönmesini sağlamak. En iyi doktorların, en iyi fizikçilerin, en iyi iletişim teknolojisi, nanoteknoloji uzmanlarının ülkemize doğru yönlerinin dönmesini gerçekleştirmemiz lazım” ifadelerini kullandı.