Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) Yerleşkesi’nde baro başkanları ve bazı sivil toplum örgütü temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen bir toplantıya katılmak için kente gelen Feyzioğlu, toplantı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Feyzioğlu, Türkiye’de siyasetin kavga etmekle hiçbir şeyi çözemediğini ifade ederek, barolar olarak tüm siyaset kurumlarına ve siyasetin üretildiği bütün yerlere bir paydada buluşulabileceğini göstermek istediklerini söyledi.
“Türkiye’de 77 milyon insan, bakın tek kelimeyle söyleyeceğim; adalet istiyor. O zaman yürüyüşümüzün adı ‘Türkiye adaletini arıyor’ olabilir” diyen Feyzioğlu, şöyle konuştu:
“Biz bunun kavga edilmeden, insanı, halkı merkeze alarak tartışılabileceğini göstermek niyetindeyiz. Çok farklı dünya görüşünden, coğrafyalardan, siyasi düşüncelerden gelen baro yöneticileriyiz bizler. Ama adalet dediğimizde ve bunları saydığımızda; ‘özgürlük, insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü, fırsat eşitliği, yani bir insanın içine doğduğu ailenin zenginliğine göre hayattaki hedeflerinin belirlenmesi değil de çalışmasına ve hayallerine göre belirlenebilir olması, onun önündeki engellerin kaldırılması’ bütün bunları dediğimizde biz anlaşıyoruz aramızda.”
“Bursa’dan İzmir’e yürüyeceğiz”
Feyzioğlu, siyasi düşünceler çok farklı da olsa bu doğrularda Türkiye’nin birleşebildiğini, o zaman yanlışta ısrar etmemek gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
“Bursa’da kıymetli baro başkanımız Ekrem Demiröz ve yönetiminin çok önemli bir girişimidir bu. Bursa’daki bütün sivil toplum örgütleriyle bir araya geldi ve burada çok büyük bir miting olacak 5 Nisan’da. Fakat Bursa’da kalırsa hiç de yerel olmamasına rağmen, birileri diyecekler ki; ‘yerel’. O yüzden dedik ki; biz Bursa’dan başlayalım, bir yürüyüş yapalım.’ Nereye yürüyelim? İzmir’e yürüyelim. Niye İzmir’e? Pek çok sembolik sebebi var ama İzmir Barosu bundan yıllar önce 5 Nisan ‘Avukatlar Günü’ olsun demiş baro. Bunu da dikkate alarak, Balıkesir, Balıkesir’den Manisa, Manisa’dan İzmir’e.”
“330 kilometre gidecek yürüyüş ayakkabı aldım”
Bunun gerçek bir yürüyüş olacağını, “şehir girişlerinde otobüslerden inerek yapılan göstermelik yürüyüşlerden’ olmayacağını vurgulayan Feyzioğlu, şunları kaydetti:
“Ben 330 kilometre gidecek ayakkabı aldım, yürüyüş ayakkabısı. Arkadaşlara da söyledim: ‘Benimle yürüyecek olanlar spora başlasınlar’ dedim. Bir aydır da bu yürüyüşe hazırlanmak için ben eski sporcuyumdur, eski formumu tekrar edinmek için koşu ve yürüyüşlere başladım. Hazırız, yapacağımıza inanıyoruz. Türkiye adaletini bulacak farkındalık yaratacağız, milyonlarca insan o adalet arayışında tüm siyasi partilere ‘Biz kavga etmenizi değil sıradan insanların, sıradan dediğiniz ama bizim hayatımızla ilgili sorunlara çözüm bulmanızı istiyoruz’ diyeceğiz.”
‘Sayın Cumhurbaşkanından seçildikten sonra randevu talep ettik’
Feyzioğlu, bir gazetecinin “Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile görüşmeyi düşünüyor musunuz?” sorusu üzerine şu görüşleri dile getirdi:
“Biz Sayın Cumhurbaşkanından seçildikten sonra zaten randevu talep ettik. Fakat sayın Cumhurbaşkanı seçildiğinin haftasında, 77 milyonun değil, sadece kendisini alkışlayanların Cumhurbaşkanı olacağını ispat etti. Pek çok şekilde ispat etti. ‘Birlik başkanı gelirse ben Yargıtay açılışına gelmem’ dedi. Kanun değiştirtti, Yargıtay’daki adli yıl açılışını kaprisle, tamamen duygusal bir kaprisle kaldırttı. Dolayısıyla tavrı, tarzı bir siyasi partinin fiili liderliği gibi. Anayasayı da her gün ihlal ediyor bu tavrıyla ama biz makama saygıdan ötürü randevumuzu talep ettik. Randevu da gelmedi. Ha randevu gelmediği için boyumuz kısaldı mı? Hayır kısalmadı. Gelseydi boyumuz uzar mıydı? Hayır uzamazdı ama Sayın Cumhurbaşkanı randevu verseydi herkesin Cumhurbaşkanı olduğunu ispatlamış olurdu, bu onun boyunu uzatırdı.”