Darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturma kapsamında 19 zanlı hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame, 8. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Örgütün kuruluş amacı, hiyerarşisi ve yapılanmasıyla ilgili detayların aktarıldığı iddianamede, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyen Komiser Yardımcısı Y.E’nin itiraflarına yer verildi.
Tutuklu sanık Y.E, örgütün 17-25 Aralık sonrasındaki algı operasyonlarına değindiği ifadesinde, şunları anlattı:
“FETÖ ile etkin mücadele eden polis ve diğer kamu görevlilerinin başına gelen, hayatın olağan akışı içindeki hastalık, kaza ve maddi kayıp gibi musibetlerin, FETÖ’yle uğraştıkları için başlarına geldiğini söyleyerek, hem çalışan personeli yıpratmaya çalışıyorlar hem de sözde davalarının haklılığını mensuplarına anlatmaya çalışıyorlardı.”
Örgüte mensup polisler tarafından Şırnak, Cizre, Mardin Nusaybin ve Diyarbakır Sur’daki terör operasyonları hakkında da kara propaganda yapıldığına da itirafında yer veren Y.E, şunları kaydetti:
“Güvenlik güçlerinin yaptığı terör operasyonlarını, yersiz gibi gösteriyorlardı. Ayrıca, operasyonlarda şehit düşen personelin sorumlusunun, istihbarat ve terör polisleri olduğu yönünde konuşmalar yapıp, moral bozucu ve kışkırtıcı tarzda söylemlerde bulunuyorlardı. Operasyonların yanlış olduğu gibi söylemlerde bulunup, güvenlik güçlerinin moral, motivasyon ve birliğini etkilemeye çalışıyorlardı.
Çatışma ortamları, yaşanan sıkıntılar üzerine bir de bu şahıslar tarafından yapılan bu tarz konuşmalar, FETÖ/PDY mensubu olmayan polisleri bile etkiliyordu.”
Y.E, örgütün teröre karşı mücadele veren birimleri meşgul etmeye yönelik çabalarına dikkati çekerek, “17-25 Aralık olayları sonrası, terör, istihbarat, kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele branşlarından çıkarılan personelin bazıları sürekli idareyi dava ederek ve ilgili kuruluşlara sürekli dilekçe vererek, meşgul etmeye çalışıyorlardı. Tazminat davaları açıyorlardı. Böylece terörle mücadelenin yoğun olduğu illerde zaman ve iş gücü kaybına neden oluyorlardı.” beyanında bulundu.
“Örgüt dışı evlenirsen çocuğun sakat doğar”
Y.E, örgüt içi evliliklerle ilgili baskı kurulduğunu anlattı.
“Bize, ‘Askerliğinizi yaptınız, artık evlenmeniz gerekiyor, size cemaat içinden ablalar bulacağız.’ dediler.” ifadelerini kullanan Y.E, şunları anlattı:
“Bana ‘Gökhan’ adlı kişi, yanında getirdiği bilgisayardan bayan fotoğrafı ve altlarında yazan bilgileri göstererek, ‘Sana bu kızı uygun gördük, beğenirsen görüştürelim.’ dediler. Yaklaşık 6-7 fotoğraf gösterdiler, bunlardan iki tanesi ile yüz yüze görüştüm. Görüşmeler abilerin evlerinde oluyordu genelde, kapı açık oluyordu. Ben görüştüklerimi beğenmedim. Kendi bulduğum biriyle evleneceğimi söyledim. Bana, ‘Büyük bir vebal, kendi bulduğunla evlenirsen hizmete ihanet etmiş olursun, çocuğun sakat doğabilir, başınıza iş gelebilir.’ gibi söylemlerde bulunuldu.
Daha sonra bir bayanla tanıştım, ‘Uygun mu?’ diye sordum abilere. Bu evliliğe onay vermediklerini, evlenirsem sonuçlarına katlanacağımı söylediler.”
Y.E, örgütü dinlemeyip kendi bulduğu kadınla evlenmesinin ardından bazı sorunlarla karşılaştığını belirterek, “Eşimle cemaat yüzünden tartışmalar yaşıyorduk. Abiler, ‘Bak seni uyarmıştık, sorun yaşıyorsun, istersen boşan, biz sana yeni eş buluruz.’ dediler.” itirafında bulundu.
Boşandıktan sonra “Şefkat tokadı yedin” dediler
Eşinden boşandıktan sonra da örgüttekilerin kendisine, “Biz seni uyarmıştık, şefkat tokadı yedin, biz sana yeni birini buluruz.” dediklerini anlatan itirafçı polis memuru, emniyet teşkilatında kendisine yönelik baskıların artarak sürdüğünü öne sürdü.
Tutuklu sanıklar hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma, silahlı terör örgütü kurma veya yönetme” suçlarından 25 yıla kadar hapis cezası isteniyor.