Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimine yönelik başlatılan soruşturma kapsamında tutuklananların ifadeleri arasında bazı çelişkiler dikkati çekti. YAŞ Üyesi ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk’ün darbe girişiminin merkez üssü olarak kullanılan Akıncı’daki komutanlığa gelişi ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın odasında yaşananların da bulunduğu bazı olaylar, tutukluların ifadelerine farklı yansıdı.
FETÖ üyelerinin gerçekleştirdiği darbe girişiminin ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan bazı isimlerin ifadelerindeki çelişkiler göze çarptı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, müşteki sıfatıyla makamında savcıya verdiği ifadede, darbe girişimi sırasında başından geçenleri anlattı. Akar’ın açıkladığı olaylarla soruşturma kapsamında tutuklanan YAŞ Üyesi ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Dönüşüm Dairesi Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli ve Akar’ın yaveri Yarbay Levent Türkkan’ın anlattıkları arasında farklılıklar yer aldı.
İfade farklılıklarının başında Tümgeneral Dişli’nin Orgeneral Akar’ın odasına girmesinin ardından yaşananlar geliyor. Buna göre, Akar’ın yaveri Yarbay Türkkan, Dişli’nin Komutan’ın makamında bir süre kaldıktan sonra dışarı çıkıp orada bulunan aralarında Özel Kuvvetler Komutanlığından askerlerin de bulunduğu kişilere “girin” talimatı verdiğini söyledi. Tümgeneral Dişli ise o sırada yaşananları ifadesinde şöyle anlattı:
“…Bir süre sonra dışarıdan silah sesleri duyuldu. (Orgeneral Akar) Bana ‘bak’ dedi. Ben dışarı çıktım. O sırada 2. Başkan Yaşar Paşa’ya girerken ya da onu götürürken biri vuruldu. Ben içeri tekrar döndüğümde ‘İşin ciddi olduğunu’ söyledim. Tekrar yoğun silah sesleri duydum. Sonra alçaktan uçak geçti. Bana dışarıdan Yaşar Paşa’yı çağırmamı söyledi. Özel Kuvvetçiler beni Yaşar Paşa’ya göndermedi. Sürekli benim üzerimden ‘Komutan kabul etti etti, yoksa ikisini de götüreceğiz’ dediler. Kendilerinin neden komutanın yanına, odasına girmediklerini bilemeyeceğim. Benim kendisini ikna edebileceğimi düşünmüş olabilirler. Genelkurmay Başkanı Akar çok ağır sözler söyledi: ‘Kim bunlar, hangi devirde yaşıyoruz’ diye tepki gösterdi. Ben Hulusi Paşa’nın tepkisini söylediğimde bir süre sonra onlar içeri girdiler.”
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar’ın ifadesi
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar ise makam odasında yaşananlara ilişkin, “Bir ara Mehmet Dişli, sanırım dışarıya doğru hareketlendi. Ben de gayriihtiyari yönümü kapıya döndüğümde Serdar Yüzbaşı, Abdullah Astsubay ve Levent Yarbay’ı gördüm” ifadelerini kullandı.
Akar, Yarbay Türkkan’ın kendisinin emir subayı, Astsubay Abdullah’ın koruma timinde görevli, Yüzbaşı Serdar’ın da emir subay yardımcısı olduğunu bildirdi ve “Ayrıca bunların dışında Özel Kuvvetler Komutanlığından olduğunu değerlendirdiğim ve tam teçhizatlı, eğitim kıyafeti giymiş, silahlı, miğferli personel dikkatimi çekti.” dedi. Orgeneral Akar, şöyle devam etti:
“Odanın içerisine hızla ve aniden girmeye kalkıştıklarını fark edince ayağa kalktım ve o esnada Levent Türkkan, ‘Komutanım otur, kalkma, sakin olun, zorluk çıkartmayın’ şeklinde bağırdı. Beni birisi iterek sandalyeye oturmamı sağladı ve o esnada arkadan bir başkası, elinde el havlusu tarzında bir şeyle hem ağzımı hem burnumu kapatarak, nefes almamı engelledi. Bu esnada kolunu boğazıma doladı, sıktı, askeri kıyafete ait ip türü bir cismin boğazıma sürtünmesiyle o anda nefes almakta güçlük çektiğim için debelenirken ve ellerimle burnumu açmaya çalışırken, bir başkası plastik kelepçeyi bileklerime taktı.”
Düşen apoletleri taktığını ileri sürdü
Orgeneral Akar, elini sıkan kelepçeleri açmalarını istediğini belirterek, “Tahminen Mehmet Dişli’nin onayıyla bir komando bıçağı çıkarttılar. Kör bir bıçaktı ve askerlerden biri kelepçeyi kesmeye çalıştı. Fakat bir süre daha açamadılar. Hatta ben yine hiddetlendim, bağırdım. Tekrar ikinci kez uğraşıp kelepçeyi kestiler.” şeklinde anlatımda bulundu.
Tümgeneral Dişli ise kelepçe takılmasına ilişkin süreci, “Komutan’a kelepçe takmak için zorladılar. Ben müdahale ettim, ‘Burada konuşuyoruz, Komutan’a eziyet etmeyin, zarar vermeyin’ dedim. Komutan’ın apoletleri düşmüştü, onu alıp tekrardan omuzuna takıp ‘Genelkurmay Başkanımızdır’ dedim.” şeklinde anlattı.
Öztürk’ün üs komutanlığına gelişi
Darbe girişimine katılan askerlerce üs olarak kullanılan Akıncı’daki 4. Ana Jet Üs Komutanlığında yaşananlara ilişkin anlatılanlar arasında da bazı farklılıklar yer aldı. İfadeler arasındaki en büyük çelişkiyi YAŞ Üyesi, eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk’ün üsse nasıl geldiği konusu oluşturdu.
Tümgeneral Dişli, ifadesinde Orgeneral Akar ile bir odaya alındıklarını, daha sonra odaya Üs Komutanı Tümgeneral Kubilay Selçuk’un geldiğini belirtti. Orgeneral Akar ise götürüldükleri üs komutanının odasında Tümgeneral Selçuk’un kendilerini ayakta beklediğini açıkladı.
Dişli ifadesinde, Öztürk’ün getirilişine ilişkin, “Odaya havacı komutan Kubilay Selçuk geldi. Komutana, ‘Silahlı Kuvvetler bu işe el koydu. Tüm kuvvetlerin dahil olduğu bir şey olduğunu’ söyledi. Komutan, hava kuvvetlerinde durumun ne olduğunu söyledi. O da ‘Akın Paşa sizin ağzınıza bakıyor. Siz ‘evet’ derseniz o da bu işe dahil olacak. Akın Paşa bu işte yok’ dedi. Ama isterseniz çağırabilirim dedi.” ifadelerini kullandı. Tümgeneral Dişli, Öztürk’ün telefonla üsse çağrıldığını da savundu.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar ise kanepede oturduğu sırada Orgeneral Akın Öztürk’ün, tek başına yanına geldiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Hem bu durum nedeniyle hem de onu gördüğüm için çok şaşırdım ve burada ne yaptığını sordum. Yanında eşi ve Kara Kuvvetleri Komutanı ile birlikte İzmir’den komutanlığa ait bir uçakla geldiğini, üsteki lojmanda oturan kızının evinde iken Abidin Ünal’ın telefonla araması üzerine, üsten birilerinin uçaklar kaldırdığını ve bu hususa göz kulak olması gerektiğini belirttiği için buraya geldiğini anlattı.”
“Hemen yanına gittim”
Akın Öztürk ise ifadesinde, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal’ın kendisini arayarak uçakların Ankara’da alçak geçiş yaptığını ve kendisinden buna müdahale etmesini istediğini söyledi.
Bunun üzerine üs komutanlığını arayarak, Tümgeneral Selçuk ile görüştüğünü bildiren Öztürk, “Genelkurmay Başkanı’nın da üste olduğunu söyledi. Ben de hemen yanına gittim. Yaklaşık 5 dakika içinde Genelkurmay Başkanının yanına gittim” dedi.
Orgeneral Akar’ın eşini araması
Orgeneral Akar, eşine haber vermesi sırasında gelişenleri, “Telefonla görüşüp eşime askeri hattan Akıncı Üssü’nde olduğumu ve kendilerine iyi bakmalarını söyledim” sözleriyle açıkladı. Tümgeneral Dişli ise bu anları, “Ben sürekli olarak kendi şahsi telefonlarımla karargahı arayarak olup biten hakkında bilgi alıp, Komutanın eşini aradık. Eşine hala mesaide olduğunu söyledi. Ben evden geldiğim için şahsi ve resmi cep telefonlarım yanımdaydı” sözleriyle paylaştı.
Darbe girişiminin başarılı olmayacağı anlaşılınca darbe girişimine katılanların, Akar’ı Başbakan Yıldırım ile görüştürmek istediği belirtildi. Akar, “Bir cep telefonu getirip Sayın Başbakan ile görüştürdüler. Durumu anlattım” dedi. Tümgeneral Dişli ise “Bütün her şeyi Komutan talimat vererek, benim cep telefonum vasıtasıyla, benim üzerimden yapıyordu. Hatta Başbakan ve MİT Müsteşarını benim cep telefonumdan aradı” ifadesini kullandı.
Orgeneral Akar’ın üsten ayrılışı
Akar, üsten götürüleceğinin anlaşılması üzerine Öztürk’ün de gelmek için ısrar ettiğini belirterek, “Ben pozisyonu itibarıyla ve gece boyunca şahsıyla yaşadığım izlenimler karşısında bunun uygun olmayacağını düşündüm ve ‘Sen burada kal, kızının evi burada’ dedim. Fakat sürekli ısrar ediyordu. Onu üs binasında bırakıp çıktık.” diye anlattı.
Öztürk ise yaşananları, “Genelkurmay Başkanı, Başbakan ile görüştü. Bana ‘Sen burada kal bunları iyice ikna et’ dedi. Sonra helikoptere binip Başbakanlığa gitti.” ifadeleriyle anlattı. Tümgeneral Dişli ise “Komutan, Akıncı Üssü’nden giderken Akın Paşa’ya ‘Sen burada kal, bunlara mukayyet ol. Ben seni buradan aldıracağım’ dedi.” ifadesini kullandı.