Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen cinsel taciz davasının ilk duruşmasında karar çıktı. Duruşmaya, tutuklu sanık M.A.Ü, mağdur A.Ç., ile tarafların avukatları katıldı. Tutuklu sanık M.A.Ü, olayla ilgili soruşturma aşamasında ifade verdiğini, ayrıca cezaevinden yazılı savunma dilekçesini de gönderdiğini hatırlatarak “Cinsel saldırı” suçunu işlemediğini belirtti. Suçlamaları kabul etmeyen M.A.Ü., beraatini istedi.

 

MAĞDUR OLAYI ANLATTI

 

Müşteki A.Ç., ifadesinde, Bolu’da yaşadığını, çalışmak için geldiği İstanbul’da bir otelde özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığını belirtti. Sanık M.A.Ü’nün  eşi ile aynı işyerinde çalıştıklarını kaydeden A.Ç., “A.Ü’nün evinde kiracı olarak kalmaya başladım. Önce bir hafta kadar yanlarında kaldım. Olay gecesi, A.Ü., gece vardiyasina gitti. Gece saat 01:30 civarında sanık M.A.Ü.,  geldi. Ben de oruç tutuyordum, bir şeyler atıştırmak için yani sahur için mutfağa gittim. O arada yemek hazırladım. Yemeğimi yerken sanık geldi, beraber yemek yedik. Odama çekildim. 10 dakika kadar sonra M.A.Ü., odama geldi. Elinde mavi bir şort vardı. ’Bunu giyeceksin’ diye bana söyleyerek şortu uzattı. Ben de ’ne yapıyorsun burada ne işin var’ dedim. Bunun üzerine beni yatağa itti, sol eliyle bana Tokat vurdu” dedi.

 

A.Ç., ifadesini şöyle sürdürdü:

 

”Sanık, kendi üzerindeki elbiseleri çıkarttı. Beni itince ben yatağa geri düştüm. Beni öpmeye çalışıyordu. Ben sürekli ağlıyordum. Bana tecavüz etmeye çalıştı. Odadan çıkartmaya çalıştım. Ondan sonra evin adresini bilmediğim için polisi arayamazdım. Yastığın altındaki telefon aklıma geldi. Son aranan numara A.Ü., olduğu için onu aradım. O sırada M.A.Ü.,  eliyle telefonu attı ancak telefon kapanmamış A.Ü., telefonu açmış, telefonda A.Ü., benim bağırışlarımı dinlemiş. Eve polisi A.Ü., yönlendirmiş. Ondan sonra telefonu görünce sanık tedirgin oldu. Ben elimi yüzümü yıkayım falan dedim. Odadan sanığı çıkardım ve hemen kapıyı kilitledim. Hemen telefonumu aldım A.Ü., ile konuştum.”

 

A. Ç., olaylar yatıştıktan sonra A.Ü ile telefonda konuştuğu sırada sanığın kapıyı yumruklamaya başladığını ve kapının önünde söylediklerini ses kaydına aldığını, 10 dakika kadar sonra kapının çaldığını ve polislerin geldiğini söyledi.

 

‘YAPMA’ DİYE BAĞIRIYORDU”

 

Duruşmada tanık olarak dinlenen A.Ü., de olayı görmediğini, sanığın eşi olduğunu, olay gecesi çalıştığını, telefonunun çaldığını, telefonda A.Ç’nin ”yapma” diye bağırdığını duyduğunu ve bu sebeple polisi aradığını belirtti.  İşten izin aldığını ve evlerinde kalan misafirlerinin başının dertte olduğunu düşündüğünü anlatan A.Ü, ”A.Ç.,  telefonu kapattıktan hemen sonra eşimi telefon ile aradım. Ama cevap vermedi. 5 dakika sonra kendisi beni aradı, o sırada zaten ben taksideydim ve eve gidiyordum. Eşime ’ne oldu’ diye sordum ve ’bir şey yok’ diye konuştu. Eve vardığımda eşimin yanında polisler vardı. A.Ç’nin yanında da bir polis memuru vardı. Daha doğrusu kapının önünde bekliyordu A.Ç., içeride üzerini değiştiriyordu ve ağlıyordu. Bir şey sormadım. Sanık eşim ile konuşmama polis müsaade etmedi. Daha sonrasında karakola gittik” dedi.

 

MAHKEME 5 YIL CEZA VERİP TAHLİYE ETTİ

 

Esas hakkında mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı Habib Hüdai Yalçıntaş, sanığın eyleminden dolayı “Cinsel saldırı” suçundan cezalandırılmasını istedi. Son sözü sorulan sanık M.A.Ü, ”Adalet mülkün temelidir, karar da sizlerindir” dedi. 

 

Mahkeme heyeti, sanık M,A.Ü”yü ”cinsel saldırı” suçundan 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Cinsel saldırı suçunun teşebbüste kaldığına dikkat çeken mahkeme, cezayı 6 yıla indirdi. Sanığın duruşmalardaki iyi halini de dikkate alarak cezayı 5 yıla indiren mahkeme, tutuklu kaldığı süreyi göz önüne alarak sanığın tahliyesine karar verdi.