Türkçe’nin en güzel yanlarından biri olan deyim ve atasözleri çoğu durumda kurtarıcı olur. Paragraflarca anlatılması gereken olaylar atasözleri ve deyimler ile kısaca özetlenebilir. Hepimizin anlamını bildiği bu sözlerin ortaya çıkış hikayesi ise bir hayli ilginçtir. Sizler için ‘eşek sudan gelinceye kadar dövmek’ deyiminin hikayesini mercek altına aldık.
Akdeniz ülkesine mensup bir millet olarak duyguları had safhada yaşıyoruz. Sevdiğimizde çok seviyor adeta kaburga kemiklerini kırmak istercesine bağrımıza basmak istiyoruz. Sinirimizde bir o kadar coşkun… ‘Askerde sen çok dayak yersin’ sözünün çıkış noktasını oluşturan bir deyimle karşınızdayız.
Balkan Harbi sıralarında cephedeki askeri birliklerin su ihtiyacını karşılamak adına her bölüğün saka neferleri bulunuyordu. Saka neferleri bu eşeklere yükledikleri fıçılarla, ordugaha yarım saat uzaklıktaki bir pınardan su taşıyordu. Rivayete göre, bölüklerden birisinin saka neferi saf ve tembel biriydi. Bir gün pınar başından su almak için gittiği sırada biraz dinlenmek için oturdu ve uyudu. Eşek de çimenler üzerinde otlarken uzaklara gitti. Saka neferi uyandığında ise zaman neredeyse akşam olmak üzereydi. Eşeğini her yerde arayan neferi bulamayınca koşarak bölüğüne döndü. Susuzluktan kıvranan bölüğün çavuş ve onbaşıları sakayı yakaladıkları gibi, bölük kumandanı alaylı yüzbaşının karşısına çıkartı. Çok sert ve aksi bir adam olan yüzbaşı saka neferini sorguya çekti. Neticede uyuduğunu ve eşeğini kaçırdığını öğrenince, hemen etrafa atlılar çıkarıp eşeği aratmaya gönderdi. Sakayı da çadırın direğine bağlayıp dayak atmaya başladı. Can acısı ile avaz avaz bağıran saka, “Aman yüzbaşım, ölüyorum, bir daha uyumayacağım.” dedi. “Artık dövme!” diye yalvardıkça yüzbaşı, “Acele etme, daha eşek bulunamadı. Eşek sudan gelinceye kadar dayak yiyeceksin ki bir daha eşeğine sahip olup, muharebe yerinde vazife başında uyumayacaksın”dedi..