Ergin, CHP Konya Milletvekili Atilla Kart’ın Adalet Bakanlığı dönemine ilişkin gündeme getirdiği iddialara Meclis’te düzenlediği basın toplantısında cevap verdi. Kart’ın gündeme getirdiği konularda, şahsını ve Adalet Bakanlığı’nı suçladığını düşündüğü üç temel nokta olduğunu belirten Ergin, “Bunlardan birincisi, Almanya Büyükelçiliği’nin 15 Mart 2011’de Adalet Bakanlığı’ndan adli yardım talebinde bulunduğu, bu adli yardım talebinin bakanlıkça 7 ay süreyle savsaklandığı, tutulduğu ve bu şekilde de adli yardımın engelleme ve perdelemeye tabi tutulduğu iddiasıdır. İkinci iddia, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın adli yardım talebine ilişkin yaptıklarının yeterli olmadığına dairdir. Üçüncü iddia ise ‘Adalet Bakanlığı ve bakan, kamu görevlisinin suçu bildirmemesi eylemini işlemiştir’ diyor” dedi.Ergin, bu iddiaların tamamının dayanaktan yoksun ve gerçek dışı olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:”Almanya Büyükelçiliği 14 Mart 2011’de Adalet Bakanlığı’ndan adli yardım talebinde bulunmuştur. Bu adli yardım talepleri bakanlığımıza geldiğinde Uluslararası Hukuk Genel Müdürlüğümüz tarafından incelenir. Altında imzamız olan uluslararası sözleşmelerdeki şartları taşıyıp taşımadığına bakılır, varsa eksikleri belirlenir ve buna göre işlem yapılır. Bu müracaatta da aynı şeyler yapılmış ve talep bakanlığa geldikten bir ay sonra, 15 Nisan 2011 tarihli yazımız ile Almanya’nın Ankara Büyükelçiliğine şu talepte bulunulmuştur: (Yapmış olduğunuz adil yardım talebi içerisinde sunmanız gereken belgeler eksiktir, bu eksik belgeleri Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Avrupa Sözleşmesi’nin 5/1 A maddesi gereğince temin edip tarafımıza gönderin, işlemlerinizi devam ettireceğiz).” -Resmi yazıları gösterdi Almanya Büyükelçiliği’ne yazılan resmi yazıyı gösteren Ergin, Almanya Büyükelçiliği’nin bu resmi yazıya ilişkin cevabının 29 Eylül 2011’de bakanlığa ulaştığını söyledi. “Almanya Büyükelçiliği’nin eksiklikleri ikmal ettiğine dair bakanlığa yazdığı resmi yazıdır” diyen Ergin, bu belgeyi de gezetecilere gösterdi. Sadullah Ergin, adli yardım taleplerinde ya ikili anlaşmalara göre ya da çoklu anlaşmaların gereğine göre hareket edildiğini belirterek, Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Avrupa Sözleşmesi’nin, sözleşmeye taraf olan ülkeler arasında temel belirleyici belge olduğunu kaydetti.Bakanlığın, dosyayı 5 gün sonra, 4 Ekim 2011’de Adalet Bakanlığı’nın dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiğini kaydeden Ergin, “Buradaki gecikme, Almanya Devletinin istenen evrakları 5,5 aylık bir sürede göndermesinden kaynaklanmıştır. Adalet Bakanlığı 5 gün içerisinde gereğini yapmıştır” dedi. – “Uluslararası sözleşmelerin öngördüğü prosedürü harfiyen uyguluyor” Ergin, Adalet Bakanlığı’nın adli yardım taleplerinde, uluslararası sözleşmelerin öngördüğü prosedürü harfiyen uyguladığını ve eksik belgelerin ikmalinden sonra da işlemleri yerine getirdiğini söyledi. Adalet Bakanlığı’nın adli yardım taleplerinin içeriğiyle ilgili soruşturma yapma ya da yargılama yapma yetkisi olmadığını ifade ederek, adil yardım taleplerinin içeriğine yönelik olarak yapılan işlemlerin, tamamen yargı mercilerinin yetkisinde ve tasarrufunda olduğunu kaydetti. Bu olayda savcıların yaptığı işlemlere karşı yasal yolların açık olduğunu belirten Ergin, “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yeterince adli yardım talebinin gereğini karşılamadığına ilişkin itirazların muhabatı Adalet Bakanlığı değildir. Varsa böyle bir eksiklik bunun savcılık işlemlerine karşı yapılabilecek yasal yolları açıktır” diye konuştu.Ergin, Kart’ın gündeme getirdiği hadiselerin yeni olmadığını, hakkında soruşturmaları yapılan ve davalar açılan konulardan olduğunu ifade ederek, bu iddiaların İstanbul Başsavcılığı’nca soruşturma konusu yapıldığını, benzer mahiyetteki dosyaların son düzenlemeden sonra İstanbul 80. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki dosya üzerinden birleştirilerek yargılamasının yapıldığını bildirdi. Ergin, dosyanın halen dertdest olduğunu ve duruşmasının da 13 Ocak 2015 tarihinde olduğunu belirtti. – “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gereğinin takdir ve ifası için göndermiştir” Bu dosyada bir başka iddianın daha gündeme getirildiğini kaydeden Ergin, “O da ABD üzerinden Sermaya Piyasası Kurulu’na gönderilen ve oradan da Adalet Bakanlığı’na tevdi edilen evrakların sümen altı edildiği ve örtüldüğü iddiasıdır. Bu iddialar da diğer iddialar gibi gerçek dışıdır. Adalet Bakanlığı kendisine gelen 4 koli tutarında binlerce sayfa İngilizce metinleri incelemiş ve kendisine geldikten 32 gün içerisinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gereğinin takdir ve ifası için göndermiştir” dedi. Ergin, buna ilişkin resmi yazışma belgesini de gösterdi.Ak Parti’li Ergin, “Burada bu bilgilerin, belgelerin, bulguların incelenerek gereğinin yapılması İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan talep edilmiştir. Adalet Bakanlığı’nın ya da şahsımın yapması gerekip de yapmadığı herhangi bir işlem sözkonusu değildir. Herhangi bir savsaklama, perdeleme, öteleme ve geciktirme iradesi sözkonusu değildir. Elbette ki muhalefet birtakım iddiaları araştıracak ve bunların üzirene gidecektir. Ancak bu yapılırken, daha sorumlu davranılması ve insanların haysiyetinin ve şahsiyetinin bilerek zedelenmemesi büyük önem taşımaktadır” diye konuştu. – “Dosyalar Mercedes Benz firması ile ilgili” Ergin, bu dosyanın Deniz Feneri ile ilgili olup olmadığının sorulması üzerine, “Hayır, Mercedes Benz Firmasının İstanbul, Ankara İzmir Büyükşehir Belediyelerine yaptığı otobüs satışları ile ilgili birtakım rüşvet iddialarını içeriyor. Bunlar 1990’lı yıllardan beri süregelen, basına konu olmuş, hala üzerinde yargılamaları devam eden dosya ile ilgilidir” dedi. “Bu iddialara ilişkin CHP’li Kart’a yönelik şikayette bulunup bulunmayacağının” sorulması üzerine, Ergin, Kart’a gelen bilgi ve belgelerin eksik olduğunu düşündüğünü söyledi. Ergin, “Bu belgeler elinde olsaydı, muhtemeldir ki bunları gündeme getirmeyebilirdi. Bugüne kadar böyle bir tarzım olmadı. Kasıt sezmediğimiz bu tür işlerde bunu sadece bu şekilde dile getirerek bireysel tepkimi dile getiriyorum” sözlerini sarfetti.
Ergin, CHPli Kartın iddialarına cevap verdi
AK Parti Hatay Milletvekili Sadullah Ergin, Almanya Büyükelçiliği’nin 14 Mart 2011’de Adalet Bakanlığı’ndan adli yardım talebinde bulunduğunu belirterek, “Buradaki gecikme, Almanya’nın istenen evrakları 5,5 aylık bir sürede göndermesinden kaynaklanmıştır.