Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Konferans Salonu’nda düzenlenen Türkiye’de Hükümet Sistemi Tartışmaları ve Başkanlık Modeli Sempozyumu’na katıldı.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin önünde, kendini tartmasını eksiklerini görmesini ve yeni hedefe yürümesini sağlayacak zengin bir siyasal tarihi bulunduğunu söyledi.
Türkiye’nin zengin siyasal tarihine karşın, başkanlık konusundaki tartışmaların ideolojik değerlendirmeler üzerinden yürütülmek istendiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
“Buna rağmen başkanlık sistemi konusundaki tartışmaların, büyük ölçüde 150 yıllık yanlışların tekrarı olarak ifade edilebilecek sathi, ideolojik değerlendirmeler üzerinden yürütülmeye çalışıldığını görüyoruz. İlkeler ve veriler değil, kişiler üzerinden yürüyen bir başkanlık sistemi tartışmasından gerçekçi ve işlevsel sonuçların çıkması elbette mümkün olamaz.”
“Türkiye’de demokrasi ile cumhuriyet karışıyor”
Erdoğan, Türkiye’de şekil olarak Anglo Sakson, ruh olarak Fransız kökenli bir demokrasisi bulunduğunu belirtti.
Halkın sürece etkin katılamadığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Şu tespiti yapmamız gerekiyor, buna mecburuz. Türkiye’nin şekil olarak Anglo Sakson, ruh olarak Fransız kökenli bir demokrasisi bulunuyor. Bu da demokrasi ile cumhuriyetin birbirine karışmasına yol açıyor. Daha açık bir ifadeyle Türkiye’de bürokratik oligarşiye dayalı bir anlayışla sistem tahkim edilmeye çalışılırken, halkın demokrasi yoluyla bu sürece etkin katılımına yeterli önem verilmemiştir.”
“Başkanlık sistemi radikal bir adım”
Erdoğan, başkanlık sistemine ilişkin, “Ülkemizde, yapısal değişimleri gerçekleştirmesi beklenen siyasal sistemin bizatihi kendisi, değişimi engelleyen bir yerde durmaktadır. İşte bu bakımdan da başkanlık sistemini, Türkiye’de siyasal sistemin değişiminde, köklü bir reform, radikal bir adım olarak görüyoruz” diye konuştub
Türkiye’de sistem değişikliğine uygun bir iklim bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün Türkiye, arkasında yüzde 52’lik halk desteğine sahip bir Cumhurbaşkanı ile sistem değişikliğine daha önce hiç olmadığı kadar uygun bir iklime sahiptir. Elbette bu sistem Amerika Birleşik Devletleri’ndeki başkanlık sisteminin kopyası veya Güney Amerika’daki örneklerinin de benzeri olmayacak. Şüphesiz bu sistemin asla Afrika ve Asya’da aynı ismi taşıyan diktatörlüklerle de benzer yanı bulunmayacak. Bu sistem, Türkiye’ye özgü ama adeta bir arının balı oluşturması gibi her çiçekten alacak, bize hakikaten çok farklı bir balı tattıracak.”
“Güçler ayrılığı sistemi başkanlıkta sağlıklı şekilde kurulabilir”
Erdoğan, devlet ile milletin temsilcisi olacak bir devlet başkanlığı istediklerini belirterek, “Biz sadece devletin temsilcisi bir cumhurbaşkanlığı değil, devlet ile birlikte milletin de temsilcisi olacak bir devlet başkanlığı istiyoruz. Rejimin muhafızı olarak tasarlanan ve milletin temsilcisi durumundaki hükümeti yola getirmekle vazifeli olarak konumlandırılan cumhurbaşkanlığı sistemi, 10 Ağustos 2014 tarihi itibariyle çöktü.” dedi.
Güçler ayrılığı sistemi başkanlıkta çok daha sağlıklı ve etkin şekilde kurulabileceğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
” Başkanlık sistemi denince akıllarına hemen padişahlık gelenlere şunu hatırlatmak isterim. Dünyadabaşkanlık sisteminin olduğu hiçbir ülkede monarşi yani krallık yokken, parlamenter sistemlerin pek çoğunda bunu görmek mümkündür. Bunu nereye koyacaksın? Aynı şekilde başkanlık sistemi denince hemen güçler ayrılığı konusunu gündeme getirenler de şu tespitime herhalde katılacaklardır. Parlamenter sistemde, yasama ve yürütme iç içe geçtiği için güçler ayrılığı üç değil, iki ayak üzerine oturur. Halbuki başkanlık sisteminde yasama, yürütme ve yargı çok keskin hatlarla birbirinden ayrılmıştır. Güçler ayrılığı sistemi başkanlıkta çok daha sağlıklı ve etkin şekilde kurulabilir.”