Kulüp dergisinin sorularını yanıtlayan Ay, ailesinin Bursalı olduğunu, 1965 yılından bu yana Bursaspor’un maçlarına gittiğini anlatırken “Bursasporlu’yum. Doğal olarak Bursaspor’a büyük bir sevdamız var.
“ALLAHIM UTANDIRMA’ DİYE DUA ETTİM”
Bursaspor Kulübü başkanlığına seçilmesinin ardından koltuğa oturduğum ilk anda, “Allah’ım sen beni utandırma” diye dua ettim. Bursaspor’un bunu ihtiyacı var” diyen yeşil beyazlı kulübün başkanı Ali Ay, şöyle konuştu:
“Dışarıda konuşmak ile içeride olmak çok farklı duygu. Bütün yük sizin omuzlarınızda, gözler üzerinizde. Gaziantepspor maçını kazanmamız bizim için çok iyi oldu. O sinerjiyi dağıtmamış olduk. Ama maalesef Ziraat Türkiye Kupası’ndan elendiğimiz Amed Sportif maçında çok fazla üzüldük. Hocamızla, arkadaşlarımızla konuştuk. ‘Bir iş kazası’ olarak görelim dedik. Ama büyük bir iş kazası. Bize hiç yakışmadı. İnşallah böyle şeyler bir daha başımıza gelmez.”
“KULÜP ŞİRKET GİBİ YÖNETİLMELİ”
Kulüplerin iyi yönetilmesi gerektiğini anlatan Başkan Ay, şöyle devam etti:
“Aslında burası da şirketlerle eş değer bir yapıda. Burada sadece bazı değişiklikler var. Ama bir şirketi yönetmek için her şeyden önce çok iyi disiplin olması lazım. Muhasebe bölümünün, pazarlama bölümünün çok iyi olması lazım. Bakıyorsunuz, muhasebe bölümümüz maalesef 15 sene önceki sistemle yönetiliyor. Hala kağıtlara not alınarak yapılıyor. Gelen giden her şeyi girersiniz bilgisayara, bütün herkes görür. Hatta bunu basın, görür, taraftar görür. Burası neticede bir dernek. Şeffaf olacağımızı da söyledik. Şuanda Allah’a şükür çok iyi gidiyoruz, herkes de çok memnun. Biz ne yapıyorsak onu söylüyoruz. Kendine güvenen, dürüst olan insan şeffaflıktan korkmaması lazım.”
“BATALLA TRANSFERİ VE BORCU YOKTUR’ YAZISI”
Başkan Ali Ay, göreve başladıkları ilk günde Batalla transferinin gündemde olduğunu. su transfer, lisansının çıkması için vergi dairesi ve SGK’dan ‘Borcu yoktur’ yazısının alınması gerektiğini anlattı. Ay, şöyle devam etti:
“Zaten Batalla’nın transferi yapılmıştı. Biz de ne yaparız, ne ederiz diye konuştuk. Burada, eksik olmasın, yönetici arkadaşlarımızın katkısıyla, Ankara’da Milletvekili Hüseyin Şahin’in katkısıyla, Sağlık Bakanı, Maliye Bakanı’nın katkılarıyla, gelirler vergi dairesi başkanının katkılarıyla çok kısa zamanda -bakın bu 1 aydan önce halledilecek bir olay değildi- biz 3 gün içinde hallettik bu işi. Planlamasını, yapılandırmasını yaptık. Yazımızı aldık. Borcu yoktur yazısından sonra Batalla ve diğer transferlerimiz oldu. Deniz’in transferinde biraz zorlandık. Ama çok şükür onu da hallettik. Bu anlaşma Bursaspor tarihine kara leke olarak girebilecek anlaşma. Tabii daha önceki arkadaşlar paraya sıkışmışlar. Anlaşma şu; 7 milyon paraya ihtiyaç olmuş. bu 7 milyon ilave limit için Aktifbank, bu parayı veririz ama siz de Asset’in şartlarına imza atmanız lazım denmiş. Sözleşme şu; Bursaspor’un reklam gelirleri, buna forma reklamları da dahil, kombineler, localar, isim hakkı, bütün gelirleri 5+5 yıllık yüzde 12 artı KDV ile Asset firmasına verilmiş. Bu ne demek, yüzde 19 aşağı yukarı faiz alıyor. Artı yüzde 12 bunu da koyduğunuzda yüzde 30-32’ye yakın, Aktifbank veyahut yan kuruluşuna çalışmış oluyorsunuz. Böyle çalışırsanız zaten kulüp batar.”
Başkan Ay, kazandıkları 100 liranın 30-32 liralık bölümünün buraya gittiğini, bu nedenle öncelikle mali açıdan yapılanmaya gitmeleri gerektiğini açıkladı. Ay, şöyle dedi:
“Devlet büyüklerine gittik, belki yine gideceğiz. İlave bir kaynak bulmamız lazım. Herkes Türkiye Futbol Federasyo’nun bir taslağı var onu bekliyor. Spor Bakanlığı ile bir taslak hazırlamışlar bütün kulüp borçlarını, banka borçlarını artı vergi borçlarını 10 seneliğine 3 bankaya verme gibi bir durumları var. Eğer öyle bir şey olursa bütün kulüplerin kurtuluşu olur. Aksi taktirde, geçenlerde Aktifbank’tan geldiler, Bursaspor’dan bahsedince ‘Siz yine iyi kulüplerden bir tanesisiniz’ dedi. Demek ki diğer kulüplerin durumları bizden de kötü. Eğer cayarsanız, 5 milyon TL cayma bedeli ödemeniz lazım. Belki ben ona razı olacağım. Çünkü 5 yıl Bursaspor’un gelirini onlara vermem. Hukuku sokacağız belki burada devreye.”
Başkanı Ali Ay’ın değindiği diğer konular şöyle:
“19 MİLYON EURO EKSİDEYİZ”
“Bütün mali tablolar tam olarak henüz çıkmadı. Aşağısı çok karışık, cadı kazanı gibi. Aşağıdan bana söyleyen; ‘-19 Milyon Euro’dayız. Biliyorsunuz UEFA sadece 5 Milyon Euro’ya kadar tolerans veriyor. Bu da 14 Milyon Euro’luk satış yapmamız lazım. Eğer loca ve kombineleri satarsak bu rakamlara yakın bir meblağa ulaşırız. Normalde 2015 sonu itibariyle sonmuş. Ama martta tekrar bir çalışma yapılıp, karşı tarafa denilecek ki “Yeni stadımız bitti, loca satışına başladık. Şu kadar gelir geldi, bu kadar da bekliyoruz.” Belki o zaman bunun üstesinden yumuşak bir geçişle geleceğiz.
“5 BENZİN İSTASYONU DAHA”
“Benzin İstasyonu projesinde ben de vardım Erkan Körüstan yönetiminde. Onu biz belediye başkanı ve ilçe belediye başkanlarımızla görüştük. 5 tane daha alacağız. Onun için söylüyorum 2,5 sene sonra biz devrettiğimizde Bursaspor’umuzu güzel günler bekleyecek diye… Artı Milli Emlak müdürümüzle görüştük. Projelerimiz var. Belki bir AVM olabilir. Bu biraz sürpriz olarak kalsın. Az evvel dedik ya hayalci değiliz, gerçekleri konuşmayı severim diye. Önce bitirelim, alalım arazilerimizi sonra zaten kamuoyunu bilgilendireceğiz.”
“HAMZA HOCA İLE KAFAMIZ UYUŞTU”
“Hep konuşulur birlik, beraberlik diye. Bir olmak, birlik olmak çok önemli. Kafaların uyuşması çok önemli. Egoların olmaması çok önemli. Ben en iyiyim, en büyüğüm demenin ne kadar yanlış olduğunu herkes gördü. Hocamız özünde çok düzgün ve işini iyi yapan bir insan. Ben daha önce de söyledim, eski yönetimin bize en büyük katkısı Hamza hocadır. İyi ki anlaşmışlar. Keşke daha önce anlaşılsaydı. O da hırslı. İnşallah beraberce başarılara doğru gideceğiz. Kendisi de çok pahalı transferlerden yana değil. Kulüplerin ne durumda olduğunu kendisi de biliyor. Amed Sportif maçındaki sonuç tekrar söylüyorum çok üzdü bizi. Orada hocanın bahsettiği şey sahanın bozuk olması, pas yapamamamızdı. Biz pas yapan bir takımız. Ama bunlar bahane değil. Çocuklar bu işin ciddiyetinde değillerdi. Kendileri de üzüldü ama iş işten geçmiş oldu. Allah bir daha göstermesin diyelim.”
“HAYALiM BORUSSIA DORTMUND GİBİ OLABİLMEK”
“En büyük hayalim Borussia Dortmund gibi olmak. Bir bakıyorsunuz 80 bin taraftar ve sürekli dolu. Yense de yenilse de dolu. Öyle bir gün gelsin ki 45 bin kişilik stadımıza sığmayalım. İnsanlar loca almak için, kombine almak için sıraya girsin. Bizim çok büyük bir eksikliğimiz var, bayanlar ve çocuklar. Onları aramıza katmamız lazım. İstanbul’daki veya Avrupa’daki maçlara bakıyorsunuz. Aileleriyle gelmişler. Formalarını giymişler, atkılarını takmışlar maç izliyorlar. Niye bizde olmasın bu olay. Mesela benim hanım, basketbol maçına geldi. Çok hoşuna gitti. Bizim bunlara öncülük yapmamız lazım. Çocukların, torunların gelmesi lazım. O stat dolduğunda zaten başarı da arkasından gelecektir.”