Taha TÜTÜNCÜ

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP Cumhurbaşkanı Aday Adayı Ekrem İmamoğlu, Bursa’da düzenlenen halk buluşmasında vatandaşlarla bir araya geldi. Cengiz Göllü Voleybol Salonu’nda gerçekleşen etkinliğe yoğun ilgi gösteren vatandaşlar salona sığmadı.

Toplantıda İmamoğlu, ülkenin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik duruma dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Ekonominin gidişatının kötü olduğunu kaydeden İmamoğlu, “Bunlar emekliye bile verilen maaşı kendi parası gibi verdiğini düşünerek o emekliye hakaret etmeyi normal görüyor. Bu edebin, edebin ayaklar altına alınması demektir. Utanç duyulacak bir durumdur” ifadelerini kullandı.

“ADALETİN OLMADIĞI YERDE HUZUR OLMAZ”

Türkiye’deki mevcut iktidarın adalet duygusunu yitirdiğini ileri süren İmamoğlu, hukuk sisteminin de siyasallaştığını söyledi. İmamoğlu, “Millet adaletsizliğin pençesinde. Sağlıkta, eğitimde, mahkemelerde adalet yok. Yargıyı siyasetin elinde bir araç haline getirdiler. Adaleti sağlamak isteyen savcıları ve hakimleri zor durumda bırakıyorlar. Adaletin olmadığı yerde huzur olmaz. Halkımız, kendi parasıyla bir öğün yemek yiyebilsin diye kent lokantaları açtık, şimdi de onlara saldırıyorlar. Orada yemek yedi diye insanlara soruşturma açıyorlar” diye konuştu.

“BEREKETİ KAÇIRMALARINA İZİN VERMEYECEĞİZ”…

Bursa’nın; Türkiye’nin sanayi, tarım ve tarih açısından lokomotif şehirlerinden biri olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Biz, dar gelirli ailelerin çocukları okul öncesi eğitim alabilsin diye kreşler açıyoruz. Onlar ise bu kreşleri kapatmak için uğraşıyor. Sonra halkın tepkisini görünce geri adım atıyorlar. Bunların ‘mega proje’ dedikleri, milletin cebindeki parayı boşaltan projeler. Bir kreşimiz bile onların mega projelerini tehdit etti. Biz iktidar olacağız ve halkın hakkını geri alacağız. Hem Bursa’nın hem de Türkiye’nin bereketini kaçırmalarına izin vermeyeceğiz” dedi.

TÜRKİYE SİYASETTE YENİ BİR YOLA GİRİYOR…

İmaoğlu’nun konuşmasında öne çıkan konu başlıkları şöyle:
“Partimizin Cumhurbaşkanı adayını doğrudan üyelerimiz belirleyecek. 23 Mart’ta demokrasi devrimini yaşayacağız. Türkiye siyasette yeni bir yola giriyor. Tek adamların, masa başı siyasetçilerin dönemi kapanacak. Seçime ne kadar hazırlıklı olduğumuzu, demokrasiyi ne kadar sahiplendiğimizi göstereceğiz. Biz demokrasi aşığıyız, biz Atatürk aşığıyız. Hiçbir dayatma olmadan, geçmişte yapılan yanlışları tekrar etmeden, her şeyi milletin gözü önünde yapacağız.”

YARGININ BAĞIMSIZLIĞI TEHDİT ALTINDA…

“CHP’nin ilan ettiği ön seçim süreciyle birlikte partiye yönelik baskıları arttı. Hukuki süreçler siyasi bir araç haline getirildi. Yargının bağımsızlığı tehdit altında. Öyle davalar açılıyor ki, insan utanç duyuyor. Bu davaları takip eden savcılar var ama biz gerçek savcının kim olduğunu iyi biliyoruz. FETÖ davalarında ‘bu davaların savcısı benim’ diyen zat, bugün de CHP’ye açılan davaların savcısıdır. Sandıkta yenemedikleri CHP’yi, dava yoluyla boyun eğdirmeye çalışıyorlar. Ama biz, zalimin değil, yalnızca milletin iradesi karşısında boyun eğeriz.”

HESABI MİLLETE VERECEKSİNİZ

“2019 yılından bu yana her gün bir soruşturmayla karşı karşıya kalıyorum. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, son 6 yılda tam 1200 teftiş ve soruşturma geçirdi. Hepsinden eli boş döndüler. Ama içlerindeki korku o kadar büyümüş ki, hakkımda 25 yıl hapis ve 5 kez siyaset yasağı isteniyor. Belli ki ‘Ekrem’den böyle kurtulursak, 5 yıl seçim kazanırız’ diye hesap yapmışlar. Ama unuttukları bir şey var: Milletin sizinle hesabı var. O hesabı vereceksiniz.”

BU SİYASİ LİNÇ OPERASYONU…

“35 yıl sonra diplomamı iptal ettirmeye çalışıyorlar. Öyle aceleleri var ki, savcılık ikinci kez üniversiteye, ‘Ekrem İmamoğlu’nun diplomasıyla ilgili çalışmaları hızlandırın’ diye yazı yazmış. Halbuki İstanbul Üniversitesi, 5 yıl önce bir sorun olmadığını zaten açıklamıştı. Ama Ankara’daki malum savcı, ‘23 Mart’a kadar diploma iptal olsun, benim karşıma çıkmasın’ diyor. Burada mesele sadece ben değilim. Fakültenin verdiği, devletin onayladığı resmi bir belge siyasi çıkarlarla iptal edilirse, bu ülkede kimse elindeki resmi evraka güvenemez. Bugün bunu yaparlarsa, yarın sizin 50 yıllık tarım arazinize, bankanızdaki paranıza da çökebilirler. Çünkü artık iktidarın kendisi değil, devlette adamını bulan her şahıs bir kumpas kurabiliyor. 572 yıllık İstanbul Üniversitesi’ni bile rezil etmeye hazırlar. Bu süreç, bir hukuk değil, siyasi linç operasyonudur.”

ÇIK KARŞIMA MERTÇE YARIŞ…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çağrıda bulunan İmamoğlu, “Erdoğan, çık karşıma mertçe yarış. Diploma işlerini bırak, yarışta çık karşıma ve kaybet. Çünkü bizim milletimiz, mertçe yarışılan bir mücadelede kaybedeni de sever. Ama her yolu mübah görenleri, şerefini kaybedenleri sevmez. Şerefinle yenil ama kazanmak için asla şerefinden vazgeçme.”

Sinan Ateş’e vefa

Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş’i de anan İmamoğlu, adaletin yerini bulmadığını vurgulayarak, “Bursa’ya daha önce geldiğimde, ailesiyle dertleştiğim Sinan Ateş’i rahmetle anıyorum. Davada karar çıktı ama bu cinayetin çözüldüğünü, adaletin yerini bulduğunu kim söyleyebilir? Sinan Ateş’in acısı bizim acımızdır. Bu yoldaşınız, siyasi cinayetlere son vermek için yola çıktı. Güçlülerin yanında duranlar, haksızlıklara göz yumanlar milletin vicdanında yer bulamayacak” ifadelerini kullandı.