Yılmaz, yazısında şu şifadeleri kullandı:
Aslında… Klasik söylem, ama tekrarlamakta yarar var. Toplum olarak siyaset ve sporu uzmanlık alanı gibi görüp daha çok konuşuyoruz.
Son dönemde bunların yanına üçüncü konu olarak ekonomi eklendi.
2-3 kişinin bir araya geldiği her yerde ekonominin durumu üzerine nedenden sonuca görüşler açıklayıp yorumlar yapıyoruz.
Bu da…
Çarşı-pazar ve market etiketlerinden başlayıp, iki günde bir gelen akaryakıt zamları ve herkesi çıldırtan elektrik, doğalgaz faturalarıyla doruğa çıktı.
Nitekim…
Yeni bir sürecin başladığı siyasette gözlemi yapılırken ekonomik durumun topluma yansıması daha önemsenir oldu.
Özellikle…
Ekonominin yıprattığı varsayılan iktidara son hamle arzusundaki muhalefet partilerinin bir araya gelişleri, ya da ittifak tanımları öne çıkarken, siyasetin denklemi üzerine beklentiler de ortaya konuyor.
Gelinen noktayı…
DP Merkez Karar Kurulu Üyesi Kamil Goral’la konuşurken, ekonomideki krizin yerinden oynattığı taşların siyaset denklemini nasıl etkilediğini sorduk.
Söze…
“Siyasette yeni denklemi planlayanlar Demokrat Parti’yi göz önüne almak zorundalar” diye başlayıp farklı bir pencere açtı:
“Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kayıtlarına göre AK Parti’nin 11 milyon 064 bin 747, CHP’nin 1 milyon 312 bin 891, İYİ Parti’nin 512 bin 543, MHP’nin 476 bin 869 üyesi var. Beşinci sırada 403 bin 758 üyeyle Demokrat Parti geliyor.”
Ardından…
“Üye sayısıyla Türkiye’nin beşinci büyük partisiyiz” dedi ve şunu vurguladı:
“Üyelerimiz, eşleriyle birlikte değerlendirilirse, yaklaşık 1 milyon kişilik potansiyelimiz görülür. Onun için, kim yeni dönem hesabı yapıyorsa, bizi de denkleme katmak zorunda.”
Şunu da ekledi:
“Kimse farkında değil, ama son yerel seçimde Bursa’nın bir çok ilçesinde desteklerimizle sonucu etkileyip değiştirdik.”
Görünen o ki…
Ekonomi siyasetin dengesini ve denklemini fazlasıyla etkiledi.
Olay Gazetesi Yazarı Ahmet Emin Yılmaz’ın yazısının tamamı için tıklayın…