Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, yazılı açıklamasında, 2016 yılı ilk çeyrek büyüme verilerini değerlendirdi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre Türkiye ekonomisinin 2016 yılının birinci çeyreğinde yüzde 4,8 büyüdüğünü ifade edenZeybekci, Orta Vadeli Program’da 2016 sonu öngörüsü olarak yer alan yüzde 4,5’in üzerinde olan bu oranın, ülkenin son 14 yıldır geçirmekte olduğu dönüşümün ne kadar sağlam bir ekonomik temele sahip olduğuna işaret ettiğini kaydetti.

Bu başarının hükümetin kararlılıkla uyguladığı reformlarla, makroekonomik hedefler doğrultusunda oluşturulan politikalarla ve dünyanın dört bir yanına açılmaktan hiçbir zaman imtina etmeyen cesur ihracatçıların, sanayicilerin ve müteşebbislerin alın terleriyle tescillendiğini vurgulayan Zeybekci, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin ciddi sorunlar yaşadığı 2015’in ardından bu yılın ilk çeyreğinde de dünya genelinde benzer sorunların devam ettiğini aktardı. Küresel ticaretin daraldığı, yatırım iştahının azaldığı ve sermaye piyasalarında çalkantıların olduğu bir dönemde, elde edilen bu büyüme oranının Türkiye’yi diğer ülkelerden olumlu yönde ayrıştırdığına dikkati çeken Zeybekci, son iki yıldır Türkiye ekonomisinin hem yüksek oranda büyüdüğünü hem de cari açığını azalttığını bildirdi. Bakan Zeybekci, şöyle devam etti:

“Eskiden yüksek oranda büyürken cari açığımızda artış görüyorduk. Şimdi ise yüksek oranlarda büyümemize rağmen cari açığımızı azaltabiliyoruz. 2016 birinci çeyreğinde Türkiye yüzde 4,8 ile verisi açıklanan 25 AB üyesinin tamamından daha hızlı büyüdü. 2016’nın birinci çeyreğinde yüzde 4,8 düzeyinde bir büyüme oranı elde eden Türkiye, IMF ve OECD gibi önde gelen uluslararası kuruluşların büyüme beklentilerini geride bırakan bir tablo çizmiştir. Ülkemiz bu performansıyla söz konusu dönemde verisi açıklanmış olan ülkeler arasında dünyada beşinci olmuş ve Avrupa Birliği üyesi 25 ülkeden çok daha fazla büyümeyi başarmıştır. 2015 yılında büyümeye negatif katkı veren net ihracat 2016 yılının ilk çeyreği itibarıyla da bu eğilimini sürdürmüştür.”